Bildiride, "Siyasi partilerin ve medyanın hedef alınması ve yakın zamanda alınan diğer kararlar, insan hakları açısından önemli bir gerilemeye işaret etmekte ve Türkiye'nin demokrasiye saygı, hukukukun üstünlüğü ve kadın hakları yükümlülükleriyle çelişmektedir" denildi.

Doğu Akdeniz'de düşen gerilim nedeniyle Türkiye'yi olumlu yönde teşvik edecek adımlar atılacağı belirtildi.

AB liderlerinin, 2016'da Türkiye'ye verdikleri Gümrük Birliği'nin modernize edilmesiyle ticari bağları derinleştirme taahhüdünü yerine getirmeye karar verdikleri, ancak Ankara'ya Doğu Akdeniz'de doğalgaz arama çalışmalarına yeniden başlaması halinde, ambargolarla karşılaşabileceği uyarısında bulunacağı belirtildi.

AB Zirvesi bildirisinde "Türkiye'ye uluslararası hukuka aykırı yeni provokasyonlardan ve tek taraflı adımlardan kaçınması çağrısında bulunuyoruz" denildi.

Libya, Suriye, Güney Kafkasya gibi bölgesel sorunların çözümünde Türkiye'nin ve diğer aktörlerin pozitif katkılarının beklendiği ifade edildi.

Bildiride ayrıca AB liderlerinin Türkiye'yle daha derin bir gümrük birliği yönünde çalışmaya başlayacağı belirtiliyor. Bildirgeye göre, Gümrük Birliği, hizmetler, tarım ürünleri ve kamu ihalelerini kapsayacak şekilde genişletilecek.

Bu alandaki uzlaşmaya, Türkiye'nin 2016'da Suriyeli mültecileri kabul etmesi karşılığında varılmıştı.

Bunların yanı sıra Türkiye'deki 4 milyon Suriyeli göçmene finansal yardım sağlamanın yollarını araması için Avrupa Komisyonu'na talimat verilecek.

Avrupa Konseyi'nin daha önce vardığı sonuçlara ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına uygun olarak Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne bağlılığın vurgulandığı bildiride, BM himayesinde yapılacak ve AB'nin de gözlemci olarak katılacağı ve aktif rol oynayacağı müzakelerelerin yeniden başlatılması beklentisi vurgulandı.

Michel: Türkiye ılımlı tavrını sürdürmeli

Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, zirve sonrası yaptığı açıklamada AB'nin Türkiye ile düzelmekte olan ilişkisi konusunda temkinli olmaya devam edeceğini söyledi.

Türkiye'nin son zamanlarda gösterdiği "ılımlı tavrını" sürdürmesi gerektiğini belirten Michel, gelecek ay Türkiye'yi ziyaret edebileceğini ifade etti.

Michel, "Türkiye ile ilişkiyi geliştirmenin mümkün olacağını umuyoruz, ama aynı zamanda... bizim açımızdan Türkiye'nin pozitif tavrını, ılımlı tavrını sürdürmesi önemli" dedi ve ekledi:

"Ama ihtiyatlı ve dikkatli olmaya devam ediyoruz ve muhtemelen Nisan ayında Türkiye'yi ziyaret etmek için Türk yetkililerle irtibat halindeyiz."

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye'nin son zamanlardaki daha yapıcı tutumunu göz önünde bulundurarak, göçmenlik ve gümrük gibi ortak çıkar alanlarında ortak çalışmaya hazırız. Ama Türkiye, başta Doğu Akdeniz'de olmak üzere tek taraflı provokasyonlara geri dönerse, işbirliğini askıya alacağız."

Türkiye'den açıklama

Dışişleri Bakanlığı, AB Liderler Zirvesi'nde yayımlanan bildiriye ilişkin paylaştığı açıklamada, bildiride temel alınan AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in Pazartesi günü açıkladığı raporun "birkaç üye ülkenin dar görüşlü iddialarının etkisinde ve Türkiye-AB ilişkilerine tek yönlü bakış açısıyla kaleme alınmış" olsa da "Türkiye-AB ilişkilerini olumlu gündem temelinde ilerletme konusundaki çabayı ve Zirve Bildirisine yansıtılmaya çalışılan söylemi memnuniyetle karşılıyoruz" denildi.

Göç konusunda 18 Mart Mutabakatı'nın yenilenerek uygulanmaya devam edilmesi için AB ile çalışmaya hazır olunduğu, ancak somut önerilere rağmen, AB tarafının seçici davrandığı ve muğlak ifadelere yer verdiği belirtildi.

Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi:

"Hukukun üstünlüğü ve temel haklar alanlarında diyalogdan öte, katılım müzakereleri çerçevesinde fasıl bazında çalışılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu çerçevede, AB'nin 23 ve 24. fasılları, yeni genişleme strateji çerçevesine de uygun olarak, açmasını bekliyoruz."

"Türkiye, Libya, Suriye, Güney Kafkasya gibi bölgesel krizlerin çözümü yönündeki çabalarını sürdürecektir."

"… AB'nin, ülkemizin ve KKTC'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetlerini yasadışı olarak nitelendirmesi uluslararası hukuka aykırıdır. AB'nin bu konuda yetki ve yargı hakkı da bulunmamaktadır. Kıbrıs konusundaki ifadeler ise Kıbrıs Rum tarafının çıkarlarını savunmaya yönelik, gerçeklikten kopuk yazımlardır ve olası bir uzlaşıya da katkıda bulunmamaktadır. Bildiride Kıbrıs Türklerine ve meşru hak ve çıkarlarına yine atıfta bulunulmaması da, AB'nin Kıbrıs konusunda taraflı ve önyargılı tutumunun devam ettiğini göstermektedir."

AB, HDP'ye kapatma davası ve İstanbul Sözleşmesi'nin feshine tepki göstermişti

HDP'ye kapatma davası açılmasının ardından Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Genişlemeden Sorumlu Komiser Oliver Varhelyi'nin ortak açıklamasında, kapatma davası ve Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun vekilliğinin düşürülmesi kararından son derece endişe duyulduğunu kaydetmişti.

Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden Cumhurbaşkanlığı kararı ile ayrılmasının ardından da Avrupa Konseyi'nin Genel Sekreteri Marija Pejcinovic Buric, sözleşmeden çıkılmasını "yıkıcı bir haber" olarak değerlendirmişti.