Operasyon sonrası AB'den kısa bir açıklama yapılmış ve "Son derece endişeliyiz" mesajı gelmişti.

Daha sonra ise AB Dışişleri Temsilcisi Federica Mogherini ve Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn'den ortak ve daha detaylı bir açıklama geldi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:"Bugün Türkiye'de medya çalışanlarına yönelik yapılan gözaltı operasyonları, Avrupa'nın basın özgürlüğü değerleri ile uyumlu değildir ve demokrasinin özüne de terstir. Masumiyet prensibinin işletilmesini ve konuya ilişkin şeffaf ve bağımsız bir soruşturmanın yapılmasını bekliyoruz. Gözaltına alınanların tüm haklarının gözetildiği bir şeffaf ve bağımsız bir soruşturmanın en temel haklardan olduğunu hatırlatıyoruz." "Aday ülkelerin müzakerelere devamının hukukun üstünlüğü ve temel haklar gibi değer ve standartlara bağlılığı ile mümkün olduğunu hatırlatıyoruz. Bu konuya ilişkin kaygılarımızı Salı günü genişleme konusunu ele alacak olan Konsey zirvesinde dile getireceğiz. Umuyoruz ki Türk yetkililerin ziyaretimiz sırasında verdiği AB'ye uyum sözleri gerçek hayatta da yerini bulur ve uygulamalar buna göre yapılır."

Brüksel'den gazeteci Sertaç Aktan, Mogherini ve Hahn'ın daha birkaç gün önce Türkiye'yi ziyaret ettiklerini hatırlattıklarını; operasyonların, Türkiye'nin parçası olmak istediği Avrupa Birliği'nin değerlerini ve standartlarını açıkça inkar etmesi anlamına geldiğini vurguladıklarını aktardı.

ABD: Yakından takip ediyoruz


Öte yandan, ABD Dışişleri Bakanlığı da Türkiye'deki son gelişmeleri yakından takip ettiğini bildirdi. Bakanlık Sözcüsü Jen Psaki'nin bugünkü operasyon sonrası yaptığı açıklama şöyle: ''Türk polisinin Türkiye çapındaki yerlerde bir takım baskınlar ve tutuklamalar yaptığı hakkındaki haberleri yakından takip ediyoruz. Türk kolluk kuvvetlerinin baskınları Türk hükümetini açıkça eleştiren medya organlarına yaptığı görülmektedir. Medya özgürlüğü, yargı süreci ve yargılamanın bağımsızlığı her sağlıklı demokrasi için anahtar unsurlardır ve Türkiye Anayasası'nda kutsal bir şekilde yer almaktadır. Türkiye'nin dostu ve müttefiki olarak Türk yetkililerin eylemlerinin, bu temel değerleri ihlal etmemesini ve Türkiye'nin demokratik kurumlarına zarar vermemesini temin etmelerini ısrarla teşvik ediyoruz." 

31 şüpheliden 27'si gözaltında

İstanbul merkezli 13 ilde yürütülen operasyonda haklarında gözaltı ve yakalama kararı bulunan 31 şüpheliden şu ana kadar 27'si gözaltına alındı.

31 şüphelinin adları şöyle:

Hidayet Karaca, Ekrem Dumanlı, Fahri Sarrafoğlu, Hüseyin Gülerce, Ahmet Şahin, Nuh Gönültaş, Naci Çelik Berksoy, Ali Samim Noyan, Ali Kara, Elif Yılmaz, Radiye Şen Vardar, Hikmet Tombulca, Salih Asan, Makbule Çam, Engin Koç, Tufan Ergüder, Mutlu Ekizoğlu, Ertan Erçıktı, Mustafa Kılıçarslan, Ferdi Taşkaya, Ayhan Akça, Mehmet Ali Doğan, Ali Cihan, Mustafa Uyanık, Halit Akbulut, Çetin Öztürk, Rıfat Arslan, Erdem Kısa, Mustafa Altunbulak, Yakup Ergün ve Recep Güleç.

Anadolu Ajansı, bu kişilerden gazeteci-yazar Nuh Gönültaş'ın dün yurt dışına çıktığının tespit edildiğini aktardı. Zaman gazetesinin eski köşe yazarlarından Hüseyin Gülerce'nin ise yarın İstanbul Adliyesi'ne gideceği öğrenildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı şüpheliler hakkında, "Türkiye Cumhuriyeti devleti egemenliğini ele geçirmek amacıyla baskı, yıldırma ve tehdit yöntemlerini kullanıp, örgütsel yapı oluşturarak, bu yapılanma altında iftira, kişi hürriyetinden yoksun kılma ve belgede sahtecilik" suçlarından işlem yapacak.

Şüpheliler hakkındaki soruşturma, bazı medya mensupları ile polislerin, 2009 yılında sahte delil üreterek, önderliğini "Molla Muhammed" olarak bilinen Mehmet Doğan'ın yaptığı ve "Tahşiyeciler" olarak adlandırılan gruba yönelik operasyon düzenledikleri iddiasıyla başlatıldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından 2009'da ''Tahşiyecilere'' yönelik düzenlenen operasyonda, Mehmet Doğan dahil 11 kişi yakalanmış, tutuklanan Doğan 17 ay cezaevinde yattıktan sonra tahliye edilmişti.