Meksika’dan Fransa’ya, Hindistan’dan İzlanda’ya 21 ülkeden 200’den fazla akademisyen, yazar, düşünür, onlarca grup, kurum ve kolektif, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik harekatına karşı imza kampanyası başlattı. 

Rojava ile dayanışma mesajının da yer aldığı metne aralarında Noam Chomsky, David Harvey, Etienne Balibar, Vittorio Sergi gibi akademisyenler ile Janet Biehl ve Raul Zibechi gibi düşünürler de imza attı.
 
“Kürt Halkı ve Kuzey Suriye’nin direnişte olan halkları ile dayanışıyoruz” başlıklı metinde şu ifadeler yer aldı:

“Devlet dışı özerklik, kendi kaderini tayin hakkı, doğrudan demokrasi ve ataerkil sistemle mücadele temelinde alternatif bir sosyal örgütlenmeyi esas alan Demokratik Konfederalizme dayanan Rojava Komünü, Ortadoğu’daki ilk anti-kapitalist politik projeyi temsil ediyor. Rojava’daki özerklik, kültürel bir aradalığın, farklı ve erdemli bir cinsiyet ilişkisinin, toprak anaya saygının günlük olarak kurulduğu başka bir dünya mümkün ütopyasıdır. Rojava bize içinde yaşadığımız vahşete teslim olmamanın mümkün olduğunu gösteriyor.
 
SOYKIRIM İHTİMALİ

Rojava’daki otonomi mücadelesinin ilk kazanımı İslam Devleti (IŞİD) ve köktencilik anlayışının engellenmesi oldu. Bugün, yapılan bu kirli anlaşma Kürt militanların çabalarını baltalıyor ve bugüne kadar YPG ve YPJ’nin Suriye’nin Güneyinde IŞID terörüne karşı kazandığı önemli mevzileri tehlikeye atıyor. Nitekim Rojava’nın kuzey sınırını Türk işgalinden korumak ve özgürleştirmek için Kürt kuvvetlerinin yer değiştirmesi gerekecek. Suriye Devleti’nin yıkıntılarına dayanan Rojava’nın özerkliğine karşı savaş yıllardır sistematik olarak sürdürülüyor. Saldırılar ve istilalar norm haline geldi. ABD askeri güçlerinin Türkiye-Suriye sınırından çekilmesinin ardından, bu sistematik saldırlar daha da tehlikeli hale geliyor ve demokrasi için savaşanlara karşı Türk Devleti’nin düşmanlığı gerçek bir soykırım ihtimaline dönüşüyor.
 
ROJAVA İLE DAYANIŞIYORUZ 

Bu nedenle, bu bildiriye imza atan akademisyenler, öğrenciler, aktivistler, sosyal organizasyonlar, kolektifler, örgütlü ve direnen halklar olarak Kürt halkının ve Kuzey Suriye’nin mücadele eden tüm halklarıyla dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyor ve bize bir kez daha insan haklarını ancak kapitalist piyasa koşullarına itaat çerçevesinde savunduklarını gösteren Birleşmiş Milletlerin, Avrupa Birliği’nin ve uluslararası tüm örgütlerin karmaşık sessizliği altında Türk devletinin yüksek sesle gerçekleştirdiği bu yeni kapitalist ve ataerkil saldırıya karşı öfkemizi haykırıyoruz.
 
ROJAVA YALNIZ DEĞİLDİR

Rojava’yı savunmak, yalnızca Orta Doğu’da değil, dünyanın birçok köşesinde kapitalist barbarlığa karşı her gün mücadele eden tüm kolektifleri ve özneleri savunmak anlamına geliyor. Bu deklarasyon bir öfke çığlığıdır, başka bir yaşam için mücadele eden Kürt kadın ve erkek kardeşlerimizle dayanıştığımız bir öfke çığlığı. Yaşasın Yaşam! Ölsün Ölüm! Rojava Yalnız Değildir.” (MA)