Kanal İstanbul projesindeki 6 köprüden ilkinin temel atma töreninin yapılacağı günde İngiliz Guardian gazetesinde dikkat çekici bir analiz yayınlandı.

'Kabuslar görüyorum: Türkler Erdoğan'ın 65 milyar dolarlık İstanbul kanalının etkisinden korkuyor' başlıklı haberde, kanala yönelik muhalif sesler yükseldikçe Erdoğan'ın projeyi sürdürmekte daha kararlı olduğu belirtiliyor.

The Guardian gazetesinin Türkiye muhabiri Bethan McKernan Türk siyasetinde ''son anlatı savaşının merkezine'' oturan Kanal İstanbul’un maliyetinin resmi olarak 15 milyar dolara tekabül edildiğinin öne sürüldüğünü ancak Fransa’da yapılan konferans temelinde maliyetin 65 milyar doları bulabileceği aktarıldı.

Gazetenin Türkiye muhabiri McKernan, ‘‘Türkiye gibi aşırı kutuplaşmış bir toplumda, Karadeniz'i Marmara Denizi'ne bağlayan bir kanal inşa etmek neredeyse herkesin hemfikir olduğu nadir bir konudur: Çılgınca bir fikir.’’ açıklamasını yaptı.

Akademisyen Yörük Işık ile konuşan Guardian muhabiri, Yörük Işık’ın inşaat çılgınlığı olarak tanımladığı proje için Marmara su havzasını tamamen yok edebilme riskini taşıdığını söyledi.

Yörük Işık, Kanal İstanbul'un inşasının 'imkansız' olduğunu söyledi. "İnşaat çılgınlığından güç alarak çalışan böyle bir hükümet için bile bunun yapılması 20 yıl alır ve bu süreçte Marmara su havzası tamamen yok olur" diyen Işık, şöyle devam etti: "Üstelik finansman da yok. Türk bankaları bile sürdürülebilirlik ve çevresel endişelerini ileri sürerek dahil olmak istemiyor. 19'uncu yüzyıldan kalma büyük bir fantezi projesi gibi."

Projenin finansmanı konusunda da açıklamalarda bulunan akademisyen, Türkiye’deki bankaların sürdürülebilirlik ilkesi ve çevresel kaygılar nedeniyle projeye dahil olmak istemeyeceğini söyledi.

The Guardian'a konuşan İstanbul Politikalar Merkezi'nden su yönetimi uzmanı Dr. Akgün İlhan ise, "Kanal sadece İstanbul'da değil, tüm Marmara bölgesinde ekosistem ve toplum üzerinde geri dönüşü olmayan olumsuz etkiler yaratacaktır" dedi. İlhan, şöyle devam etti: "İstanbul'u deprem, kuraklık ve sel gibi aşırı hava olaylarına karşı savunmasız hale getirecek. İki farklı denizi birbirine bağlayan bu kadar büyük ölçekli bir proje güvenilir olarak kabul edilemez." dedi.

Guardian, projenin on yıl önce ilk kez ortaya çıktığında, Kanal İstanbul için öne sürülen savunma tezinin, kanalın doğal su yolundaki tıkanıklığı ve kaza riskini azaltacağı ve aynı zamanda yüksek değerli yerleşim bölgeleri yaratacağını söylemesi olduğunu bildirdi.

Türkiye’de hem eleştirilen hem de tarafları olan projenin, öncül olarak potansiyel bir çevre felaketine yol açacağı ve aynı zamanda astronomik maliyeti olduğuna yazıda dikkat çekildi.

Gazete aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bu hafta başlarında gazetecilere söylediği sözlere de yer verdi. Ekrem İmamoğlu, “Geceleri projeyi düşündüğümde uyuyamıyorum.’’ ifadelerine yer vermişti.

Guardian'a daha sonra konuşan Ekrem İmamoğlu proje ile birlikte gelecek nesillerin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının kaybedileceğini ve hiçbir miktarda paranın bunu düzeltemeyeceğini söylediğini aktardı.

Projenin çevresel felaketlere yol açma potansiyelinin göz ardı edilmesinin Türkiye’de bilim camiasında yankı bulduğunu söyledi.

Meta'da yeni ayar: 'Siyasi içerikleri kısıtlama' seçeneği Meta'da yeni ayar: 'Siyasi içerikleri kısıtlama' seçeneği

Bazıları için de projenin kişisel sonuçları olacağının aktarıldığı yazıda, Yeniköy’de Rum nüfusunun bu projeden etkileneceği bildirildi.