Bu yazımda göçmenler arasındaki kumar bağımlılığı üzerine değineceğim. Biliyorum ki bir kısım kumar bağımlılarını karşıma alabileceğimi de düşünüyorum. Diğer yandan göçmen kadınlarının çoğunun da bu konuda çok sevineceklerine inanıyorum. 

Kumar bağımlılığı Türkler, Kürtler, Yunanlar ve İtalyan göçmenlerde yaygındır. 

Kumar bağımlılığının özellikle göçmenler arasında çok yaygın olduğu biliniyor. Bu bağımlılığın, göçmenler arasında % 40 gibi yüksek bir oranda olduğu kabul ediliyor. Bunun içinde kadınların da % 7 oranında yer aldığını söylemeliyim. Göçmen gençleri arasında ise oranın yüzde % 4 oranında olduğu biliniyor. 

Bu rakamlar Kumar bağımlılığı danışmanlık yapan merkezlerde tespit edilmiştir. 

Kumar bağımlılığı olan ailelerde; 1- yüksek derecede borçlanma olduğunu, 2- aile içi şiddetin tırmandığını ve 3- ayrılma oranlarının giderek arttığını görüyoruz. Sonuç olarak kumar alışkanlığı olan ailelerde hiç bir zaman huzurun olmadığı ve çocuklarda psikolojik kırılmaların ve bunalımların olduğu da bir gerçektir. 

Devamlı aile içi şiddet, huzursuzluk çoğu aileyi yıktığı gibi çocukların aileye olan güvenci sarsılıyor. Ayrılıktan sonra çocuklar babalarını görmek istemedikleri gibi ona düşman gözüyle bakıyorlar. 

Çoğu erkek başlangıçta kumara ailelerinden gizli olarak başlıyorlar. Kumar oynayan erkekler, paraları kalmayınca ailedeki değerli eşyaları (Düğündeki takılar, eşinin kıymetli menkulleri vb.)  gizlice satmaya başlıyorlar. Kadınlar çok kıymetli eşyalarının gittiğinin farkına vardığında dünyaları yıkılıyor. Böylece aile içi şiddet başlıyor ve aile tamamen zor duruma düşüyor. Ailede ayrılıklar başlıyor ve en fazla zararı da çocuklar görüyor. 

Kumar oynayan erkeklerin bazısı, eşlerini zorlayıp tehdit ederek bankadan kredi dahi çektiriyorlar. 

Kadınların zaman zaman gidip kumar oynanan yerleri bastığı ve eşini kumarın üstünde yakalayıp polise haber verdikleri de oluyor. 

Kumarı ayrıca otomatlarda saatlerce oynayanlar da var. Genellikle akşam iş çıkısından sonra çoğu erkek göçmenlerin ilk uğradıkları yerler oralar oluyor. Otomat oynayan göçmen kadınlarının da yüzde üç (% 3) oranında olduğu danışma merkezlerinin rakamlarında görülüyor. Corona nedeniyle kumar ve oyun salonları kapalı olduğu için kumar oynamanın en aza indiğini ve bu özel durum nedeniyle terapiye ağırlık verilirse bu alışkanlıktan vazgeçilebileceğini düşünüyorum. 

Sportwetten büroları çok yaygındır. Buralarda; maç öncesi hangi takımın yenilip-kazanacağı ve maç sonucunun kaça kaç olacağı üzerine tahmin yapılarak kumar oynanıyor ki bunun içinde yüksek paralarla oyuna girip kaybedenler çoğunlukta. Bu oyuna genellikle erkekler hastalık derecesinde katılıyorlar. 

Almanya'da genellikle Harz IV (sosyal yardım) ile geçinen ailelerde kumar bağımlılığının daha da yüksek olduğu ifade ediliyor. Almanya’nın büyük şehirlerinde kumar alışkanlığının çok yüksek olduğu söyleniyor.    

Bazı uzmanlar ‘kumar yasağının pek bir fayda  getirmeyeceğini, yasaklanırsa bu sadece bağımlıları yasa dışı kumar oynamaya yönlendireceğini’ iddia ediyor. Bunun yerine şu formülü ileri sürüyorlar: bu, daha fazla kontrol içeren sınırlı bir teklif olmalıdır. Kumar hastalığı oyun salonlarında değil, yalnızca kumarhanelerde engellenebilir. 

Kumar bir  bağımlılık olduğu için tedavi yapılması gerekiyor. 

Almanya’nın büyük şehirlerinde terapi yerleri vardır. Kumar bağımlı ailelerin gidip bu merkezlerde terapiye girerek kumar bağımlılığından, yani geç kalmadan bu yerlere bir an önce başvurup tedaviye başlanırsa, aileye fazla zarar vermeden bu alışkanlıktan kurtulabileceklerini söyleyebilirim.