Sevgili okuyucular,

Bundan tam bir yıl önceydi. İstanbul’un kalbinden, ülkenin nefes borusu olan bir alandan, Taksim’den bir çığlık yükseldi. Zalimin zulmü varsa, zulme uğrayanların isyan hakkı vardır.

Taksim Gezi Parkı alanında bulunan yeşilliklerin yok edilmesi, bir avuç sermaye çevresine peşkeş çekilerek, AVM alış veriş merkezi yapılmasını engellemek için başlayan gösteriler, AKP iktidarının zulmüne karşı isyan ateşinin yandığı bir alan haline geldi.

AKP iktidarını 11 yıllık iktidarının vurdumduymaz, yeşil sermaye gruplarına peşkeş çekilen yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarının, talan edilen kamu mallarının ve işkence, baskı, kural tanımazlığına karşı, isyan, ciddi bir duruştu, Gezi direnişi ve Çapulcular hareketi!

Türkiye’de, Anadolu’da, Avrupa’nın birçok ülkesinde, yerkürenin birçok yerleşkesinde, Taksim Gezi direnişi yankı buluyor. Geniş kitlelerin yoğun desteğini alarak, yaygınlaşarak bir sevdaya dönüşmekteydi, Gezi direnişi, Çapulcular hareketi!

AKP iktidarı, Başbakan R.T. Erdoğan, sermaye, hâkim güçler, gezi ruhunu kavrayamamışlardı. Aslında, ‘kavramışlardı’ çünkü Taksim Gezi direnişi ile başlayan süreç, devlet imkânlarını kullanarak, toplumsal güçleri sindirmeyi ve sömürülerini devam ettirmeyi hedefleyen güçleri, önemli derecede tedirgin etmekteydi.

Taksim Gezi direnişi ile Türkiye mevcut durumda, mevcut sistemle, mevcut iktidarla kendini var edemeyeceğinin sinyallerini görmemezlikten gelemezlerdi.

Taksim Gezi’de yanan isyan ateşi, ülke sathına yayılıyor ve Çapulcular hareketi inanılma boyutlara ulaşıyordu. AKP kurmayları, iktidardan nemalanan kesimler, bu ateşin kendilerini de, yakabileceğini görmekteydiler.

Bu nedenledir ki, fütursuzca, ahlaksızca Gezi direnişçilerine saldırdılar. İtibarsızlaştırmak için, ‘bir avuç çapulcu’ dediler. Ama ters tepti, Gezi eylemcilerini, Çapulcular olarak tanımlamaktan gurur duydular. TOMA larla, gaz bombalarıyla, coplarla, plastik mermilerle, hatta zaman-zaman gerçek mermilerle, Gezi direnişçilerine, Çapulculara, halka saldırdılar.

Bu faşist saldırılar sonucu katledilen, 8 canımız, yaralanan binlerce insanımız, gözaltına alınan ve kötü muamele gören direnişçilerimiz, ülke sathında bırakılan, can pazarına dönen alanlar bıraktılar.

Direniş ülke sathının da dışına çıkarak, yerkürenin birçok ülkesinde, birçok demokrasi mücadelesi yürüten halklara, demokrasi güçlerine ilham kaynağı olmuş ve saygı ile karşılanmıştır.

Gezi direnişi, Çapulcular, ‘olmazları’ oldurmuş, bir araya, ‘gelmezleri’ bir araya getrmiş, kitleleri kedi kısır döngüleri içinden çıkarmış ve toplumsal zeminin ortaklaşmasını sağlamıştır.

Hedef, Taksim Gezi Parkında ki, ağaçların kesilmesini engellemekle başlasa, dahi, hayat tarzımıza karışma! Kaç çocuk yapacağımıza karışma! Ne yiyeceğimize veya içeceğimize karışma! Eğitim ve demokratik öğrenimimize karışma! Emek sömürüsüne son! İş cinayetlerine son, Yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarının, yerli ve yabancı sermaye gruplarına peşkeş çekilmesine son! Kamu mallarını iktidar yandaşlarına peşkeş çekilmesine son! Vb. olarak çoğaltabileceğimiz talepler, giderek yoğunlaşarak Gezi direnişinin ve Çapulcuların gündemine oturdu.

Bütün bu haklı ve yerinde talepler karşısında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, AKP, Başbakan, R.T. Erdoğan, devletin cebir gücünü de kullanarak, bu haklı direnişi kanla, gözyaşı ile bastırma yolunu seçti.

Kazanan, Türkiye halkı, Gezi direnişçileri, Çapulcular oldu! Türkiye tarihine, 15-16 Haziran 1970 işçi direnişinden sonra, toplumsal odaklı olarak altın harflerle yazılacak bir miras bıraktılar. Bu miras gelecekte, direniş ruhunun canlanması ve hâkim güçleri alaşağı etmeleri için muazzam bir zemin hazırlamıştır.

İnanın, hâkim güçler, AKP, R.T. Erdoğan, Gezi direnişi ve Çapulcular karşısında ki, olumsuz tavırları, baskıcı faşist uygulamalıyla, kendi ayaklarına, baltayı vurmuşlardır. AKP iktidarının uygulamaları, kendi karşıtı cepheyi genişletmiş ve yeni-yeni tecrübelerle donanmasını sağlamıştır. Bu nedenle derim ki, Hâkim güçlerin, AKP iktidarını bundan sonra işi çok zor olacaktır.

Bugün Gezi direnişinin ve Çapulcular hareketinin yıl dönümüdür. Gezi direnişi ruhu tüm tazeliği ile ayakta durmaktadır. Arakasında bıraktığı, bir yılda Gezi direnişi ve Çapulcular ülkemizde mücadele geleneği olanlara yeni ufuklar açmıştır. Soma işçileri bugün direniyorsa, Gezi direnişinin ve Çapulcuların bıraktığı miras önemsenmelidir.

Gelecek süreçte Gezi direnişi ve Çapulcuların, yarattığı yakıcı etkileri görebileceğimiz günler fazla uzak değildir. Gezi ruhu hala, canlı ve aramızda dolaşmaktadır.

Bu nedenledir ki, hâkim güçler, sermaye çevreleri, İktidar erkini elinde bulunduranlar, Gezi direnişinin ve Çapulcuların yarattığı bu ruhtan korkmaktadırlar. Uykularını kaçırmaktadır. Bu nedenledir ki, Gezi direnişi ruhuna, Çapulculara bu kadar saldırmakta ve ‘itibarsızlaştırma’ çabalarını yoğunlaştırmaktadırlar.

Ama nafile! Ok yaydan çıktı! Taşlar yerinden oynadı! Türkiye artık, eski Türkiye değildir! Halkların, demokrasi güçlerinin, gençliğin, inanç gruplarının, ezilen ulusların demokrasi talepleri ertelenemez!

Türkiye halkları ve demokrasi talep eden, toplumsal kesimlerin karşısına bir karabasan gibi dikilen AKP iktidarının sonu gelmektedir.

Bu gerçeklik, görmemezlikten gelinemez!

30 Mayıs 2014

Facebook: aliekberpektas

Twitter: AliekberP