Sevgili okuyucular,

Ermeni olmak, ‘suç’ Sayılamaz! Son günlerde ülkemizin nadide insanlarından olan Ermeni kökenli vatandaşlarımıza karşı, ırkçı ve nefret içeren saldırılar gerçekleşmektedir.

Ülkemizin insan kaynaklarında önemli bir yeri olan Ermenilere karşı geçtiğimiz yüz yıl başta olmak üzere, milenyum çağında da saldırılar sürmektedir.

Saldırılar devlet ‘aklının’ hâkim zihniyet olarak, Türk İslam sentezi argümanına uygun davranılarak yürütülmektedir.

Devlet ‘aklı’ ülkemiz coğrafyasında yaşayan ve ikame eden çeşitli milliyetlerden ve inançlardan insanları içlerine sindirmekten uzaktır. Ülke sathında yaygın bir şekilde ikame eden, Kürt, Ermeni, Süryani, Laz, Rum, Yahudi, Çerkez ve benzeri millet ve azınlık milliyetleri Türk milli egemenliğine, ‘monte’ etmekle uğraş içindedirler. Alevileri, Musevileri, Hıristiyanları, Ateistleri ve benzeri inanç kurumlarını Sünni İslam inancına ‘monte’ ederek asimile etme çabaları yoğunlaşmaktadır.

Devlet ‘aklı’ Anadolu coğrafyasında yaşayan ve kültürel zenginliğimiz olan farklılıklarımızı korunması ve gelişmesini göz ardı ederek, yok sayma ve asimilasyon politikasını benimsemektedir.

Devlet ‘aklının’ en çok mağdurlarından olan Ermeni vatandaşlarımız, tarihte yaşanan soykırım yetmiyormuş gibi, 20. Yüz yılın ilk çeyreğinde izlenen asimilasyoncu politikası bugünde Devlet ‘aklı’ olarak önümüze çıkmaktadır.

Bunun açık örneklerinden bir tanesi, AKP hükümet kabinesinde yapılan revizyonla ortaya çıkmıştır. Ermeni düşmanlığı ile ismi özdeşleşen Hrant Dink sorşturmasında ihmali olan eski İstanbul Valisi Muammer Güler in, İçişleri bakanlığına getirilmesidir.  

İstanbul Fatih Samatya da Ermeni kökenli yaşlı kadınlara yönelik olarak yapılan saldırılar, mevcut sistemin Ermenilere karşı hala katliamlara göz yumma zihniyetinin devam ettiği sonucu çıkmaktadır.

İstanbul Samatya da Ermeni sakinlerine yapılan saldırılar da, saldırının yapılış tarzı ele alındığında ortaya çıkan sonuç, Ermeni karşıtlığı ve ırkçı bir sadırı olduğu çıplak gözle görünmektedir.

‘’Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı Fatih ilçesine bağlı Samatya semtinde yaşlı, Ermeni kadınlara yönelik saldırılar devam ediyor. Aynı semtte bir ay içinde yaşlı ve Ermeni bir kadın öldürüldü, bir kadın uğradığı saldırı sonucu kör oldu, bir kadın ise arabayla kaçırılmak istendi.’’

Bu saldırılar bir gerçeği gözler önüne sermektedir. Ermeni olmak, suç mudur?

Devlet ‘aklı’ bu konuda ne düşünmektedir? Ermenilere yönelik olarak yapılan, son saldırılar, devlet ‘aklı’ ile nasıl açıklanacaktır?

Ülkemiz coğrafyasında yüzlerce yıldır bir arada kardeşçe, barış ve dayanışma içinde yaşadığımız Ermeni kökenli vatandaşlarımıza karşı yapılan saldırılara, haksızlıklara karşı bir duruş sergilemek durumundayız.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti artık asimilasyon çabalarından kendini kurtarmalıdır. Ermenilerin de, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin eşit vatandaşı olduğu gerçeğini içselleştirmelidir. Yüz yılı aşkındır, ‘’Türklerle ‘başkalarını’ eşitleyemezsiniz’’ ‘ulusalcı’ ve inkârcı anlayışından derhal vazgeçilmelidir. 

 Ermeni dostlarımızla dayanışma içinde olduğumuzu ve bu saldırıların halkların kardeşlik duygularını sarsmaya yönelik olduğunu her fırsatta açıklamak durumundayız.    

Samatya saldırganları derhal yakalanarak,  yargı önüne çıkarılmalı ve gereken yaptırımlar uygulanmalıdır. Saldırganların ellerini kollarını sallayarak dolaşması, toplum için, kardeşçe yaşamak için, mozaik yapılanmamız ve farklılıklarımız için tehlikedir.

Ermeni vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği sağlanması için gerekli önlemler alınmalıdır.

Nefret suçunu düzenleyen bir yasanın demokratik hukuk kuralları çerçevesinde çıkarılması acil ve ivediliktir.Ermeni kökenli insanlarımıza yapılan saldırılar karşısında, hepimiz Ermeni’yiz!

 29.01.12