Türk-İş, Haziran ayında 4 kişilik ailenin açlık sınırını 2 bin 431 lira 8 kuruş, yoksulluk sınırını ise 7 bin 918 lira 82 kuruş olarak hesapladı.

Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti ise aylık 2 bin 952 lira 41 kuruş.

Buna göre 2 bin 324 TL olan asgari ücret, dört kişilik bir ailenin zorunlu gıda harcaması tutarı olan açlık sınırının bile altında.

Erdoğan rejimi altında sadece demokrasi mücadelesi verenler değil, geçim mücadelesi veren asgari ücretlilerde eziliyor.

Hatay'lı Adem Yarıcı'nın (42) valilik binasının önünde, “Açım, çocuklarım aç!" diyerek kendini yakması hükümet için bir muhalifin çılgın bir eyleminden fazlası değil.

Yada;

Ahmet Karakeçi isimli vatandaşın Aksaray’da bir üstgeçitte  "Sahipsizlik, çaresizlik, umutsuzluk, tükenmişlik beni öldürttü. Ben kendim intihar ettim…” notu bırakarak intihar etmesi hükümet için sıradan psikolojik bir vakadan ibaret.

Yada;

İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 3'ncü sınıf öğrencisi Sibel Ünli’nin Samatya Sahili'nde intihar etmesi ve ardında bıraktığı, "Gidecek yerim yok yaşanmaya değer bir hayatım da", "Yemekhane kartımda para kalmamış, sadece 1 liram var" Twitter paylaşımları ise akp rejimi için koca bir yalan.

Bu isimler sadece birkaç ay öncesine kadar hayattaydı.

50 bin Dolarlık çantasıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, 'İsraftan kaçının' diye öğüt verirken, kendisi ve kızları Esra Albayrak ve Sümeyye Erdoğan Bayraktar, 50 kişinin katıldığı Genç Müslüman Kadınlar İçin Liderlik Programı’na 1 milyon 163 bin TL harcanmasında mahsur görmez.

'İtibardan tasarruf olmaz' diyen Erdoğan'ın ülkeyi sürüklediği ekonomik uçurum, yine kendisinin sürüklediği despotizm kadar tehlikeli olmaya başladı.

Bir yandan demokrasi için ölüm oruçlarında can verenler, diğer yanda açlıktan, parasızlıktan ve çaresizlikten can verenler.

Hepsinin sorumlusu, hepsinin katili Yeni Osmanlıcılık hayalleri ile vatandaşlarının hayatlarını karartan, 'Şahsım' diyerek kendisini ilahlaştıran Erdoğan'dan başkası değil.

En kötüsü ne biliyor musunuz?

Onca paraya, onca lüks arabaya, özel uçaklara, en ihtişamlı yemek masalarında başucunu tutmasına rağmen asla doymayacak.

Öyle de açtır kendisi.