Uludağ Ekonomik Zirvesi’nde 'İş Liderleri Türkiye 2023: Hedef İlk 10 Ülke' oturumunda konuşan Doğan Şirketler Grubu Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, Türkiye’nin 2023’te ilk 10 ekonomiye girmesinin Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılı için son derece güzel bir vizyon olduğunu söyledi.

Bununun yapılmasının kolay olmadığını, yapılması gerekenin Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın bahsettiği gibi çok fazla şey olduğunu vurgulayan Begümhan Doğan Faralyalı, “Ama hiç biri imkansız değil. Biz son 10 senede büyümemizi incelersek eğer, büyümememizi en çok nereden yapmışız diye bakarsak, yüzde 75’i iç talepten gelmiş. Yüzde 25’i yatırımlardan ve burada ihracatımız eksi 8 gibi. Aslında büyümemizi aşağıya çekmiş. 2023’ü düşünürken öncelikle bence ihracat sorunumuz çok önemli. Tabi ki yatırımlarımızı artırmamız lazım. Yatırımlarımızı artırmamız için de tasarrufu fazlalaştıracak teşvikler düşünmemiz lazım. Bunun dışında ihracatımızı büyümemize pozitif katkı sağlayacak bir hale getirmemiz lazım” dedi.

Begümhan Doğan Faralyalı, en çok konuşulan Kore örneğine bakıldığı zaman, ihracatının yüzde 60’tan fazlasının Ar-Ge’ye dayalı ürünler üzerine olduğunu, Türkiye’de bu oranın yüzde 20’lerde bulunduğunu vurgulayarak, Polonya, Romanya gibi ülkelerin bizden daha üst düzeyde yüzde 30’lar seviyesinde Ar-Ge’ye dayalı ihracat ürünleri bulunduğuna dikkati çekti.

”10 BİN DOLAR KIRILMA NOKTASI”

Konuşmasında bu konuda hazırlanan bir çalışmayı örnek veren Begümhan Doğan Faralyalı, şöyle devam etti:

”10 bin dolara gelinceye kadar aslında ülkelerin büyümeleri daha kolay. Çünkü katma değeri daha az olan ürünler üreterek, iç talebe dayalı büyüme olabiliyor. Ama 10 bin dolar aslında bir kırılma noktası. 10 bin dolardan sonra büyümek için bilgi ekonomisine dönmemiz lazım. Sadece ekonomik yatırım olarak değil. İnsana yatırımı inovasyonu çok ciddi arttırmamız lazım. 10 bin dolardan fazla büyüme ancak o zaman mümkün oluyor.”

”EĞİTİM KALİTESİNİ ARTTIRMAMIZ ŞART”

Burada eğitimin altının çizilmesi gerektiğini kaydeden Begümhan Doğan Faralyalı, “Eğitim çok çok önemli. Bugünlerde de çok hassas bir konu. Türkiye milli gelirinin yüzde 2,5’ini eğitime harcıyor. Bunu OECD ile karşılaştırdığımızda 15.5 civarında" dedi. Türkiye’de lise ve üzeri diploma sahibi olanların oranının yüzde 40’larda, OECD’de ise yüzde 80’lerde olduğunu belirten Begümhan Doğan Faralyalı, "Bu tabi ki sadece eğitime harcadığımız parayla olmuyor. Birçok araştırma gösteriyor ki, eğitim kalitesini yukarıya çıkarmamız büyümemize ciddi bir katkı sağlayacak. Dolayısıyla eğitim kalitemizi yukarıya çıkarmamız şart” diye konuştu.

MESLEKİ EĞİTİME ÖNEM VERİLMELİ

Doğan Şirketler Grubu Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, dünyadaki araştırmalara göre, işverenin ihtiyacı olan becerilerle gençlerimizin sahip olduğu beceriler arasında uyuşmazlık olduğuna dikkati çekerek şöyle devam etti:

”Aslında mesleki eğitimler burada gerçekten çok önemli. Mesleki eğitime önem vermek gerektiğini düşünüyorum. Eğitimden bahsederken yine kadının da işgücüne katılımı önemli. Yine OECD rakamlarına baktığımızda Türkiye’de gerçekten çok düşük bu oran. Ve biz toplam verimliliğimizi arttırıp 25 - 27 bin dolar kişi başı gelir seviyelerine gelmek gibi bir hedef koyuyorsak, kesinlikle bunun için de doğru politikaları koyup doğru adımları atıyor olmamız lazım.”

“GİRİŞİMCİ, SADE VE İYİ İŞLEYEN BİR BÜROKRASİ İSTER”

Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmek için iş dünyasına çok büyük bir rol düştüğünü vurgulayan Begümhan Doğan Faralyalı, şunları söyledi:

”Peki iş dünyası, yatırımcı, girişimci, nasıl daha iyi çalışır, önü açılır diye düşündüğümüzde, ne ister girişimci? Aslında sade ve iyi işleyen bir bürokrasi ister. İş dünyasının da birbirlerini daha iyi anlamaları, daha verimli çalışmaları gerektiğine inanıyorum. Bunun yanı sıra da gri alanları olmayan iyi ve net yazılmış kanunlar. Bu da çok önemli. İş dünyası bununla çok zaman kaybedebiliyor. Çünkü kanunların net olmamasından dolayı ve hızlı ve adil çalışan bir hukuk sistemi de çok önemli. Bunlar yatırımcının iş dünyasının önünün açılması için gerekli reformlar diye düşünüyorum.”

”GLOBAL MARKALARA SAHİP OLMAMIZ LAZIM”

Begümhan Doğan Faralyalı, Türkiye’nin ilk 10’a girebilmesi içinde global markalara sahip olması gerektiğini bunun içinde Ar-Ge’ye dayalı ürünler üretilmesi gerektiğini söyledi. Bu noktada teşvik paketinin önemini vurgulayan Begümhan Doğan Faralyalı, “Doğru teşviklerin verilmesi, rekabetçi olabileceğimiz sektörlere teşvik verilmesi Türkiye’nin önünü açacaktır diye düşünüyorum. Burada iletişim teknolojisi ve internet önemli. Aslında dünyada gelişmiş ülkelere baktığımız zaman, bunun ülkenin büyüme oranına, İsveç’te mesela yüzde 33 kadar bir katma değeri olduğunu görüyoruz. Bu Amerika’da yüzde 23’lerde, İngiltere’de yüzde 15’lerde. Türkiye bu şu anda yüzde 1,5’larda. Dolayısıysa gerek şirketlerimizin teknolojiyi daha iyi kullanması anlamında, gerek internet ulaşımının fazlalaşması konusunda burada ciddi bir fırsat var. Ve bu fırsatı da girişimciler de kullanabilir diye düşünüyoruz” dedi.

”İYİ BİLDİKLERİ İŞE ODAKLANMALARI GEREKİYOR”

Hükümetin bu konuda doğru teşvikler vermesi gerektiğini, çünkü bunların çok ufak şirketler olduğunu kaydeden Begümhan Doğan Faralyalı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çünkü bunlar çok ufak şirketler. Dolayısıyla bunların bürokrasi altında boğulmamaları için doğru teşviklerin verilmesi çok önemli. Global dünyada artan rekabetle şirketlerin işi de zorlaştı. Biz ilk 10 ekonomiye gireceğiz diyorsak o zaman şirketlerimize de büyük rol düşüyor diyorsak, şirketler ne yapmalı? Artık rekabet o kadar fazlalaştı ki, şirketler daha uzun dönemli düşünmeliler. Kısa dönemli stratejilerle çok fazla yol kat etmek gerçekten mümkün değil. İyi bildikleri işe odaklanmaları gerekiyor. Burada Apple benim çok sevdiğim bir örnek. Apple 2001 senesinde Ipod’u dünyada ilk satışa çıkardığı zaman 400 bin adet satmış ve bu inanılmaz bir başarısızlık olarak değerlendirilmiş. Hisse senetleri yüzde 25 aşağıya düşmüş. Ama Apple yönetim kurulu sonuçta uzun dönemli strateji ortaya koydukları için bu yoldan vazgeçmemişler 2009 yılında dünya tam 400 milyon Ipod satıldı. Türkiye’de de şirketlerin uzun dönem stratejiler, yavaş yavaş, adım adım, bildiği şeylere fokuslanarak yol kat etmesi gerekir diye düşünüyorum.”

İNSANA YATIRIM ÖNEMLİ

Begümhan Doğan Faralyalı, gelişen ve değişen dünyada artık sermayenin beşeri sermaye olduğunu hatırlatarak, “Yani insan kaynağına yatırım çok çok önemli. Bence şirketlerin sahip olduğu en büyük sermaye bu. Dolayısıyla doğru insan kaynağı stratejileri geliştirmemiz gerekir. KOBİ’lerin kurumsallaşması, iyi iş gücü çekmesi, insan kaynağına yatırım yapması, doğru eğitimleri ortaya koyması, Türkiye’nin verimliliğini şirketlerimizin verimliliğini çok arttıracaktır ve Türkiye’yi ileriye götürecektir diye düşünüyorum” dedi.

IA,ST,SB(FK/AAA)