Yıldız Holding'ten yapılan açıklamada Sabri Ülker'in, biyografisine yer verildi. Sabri Ülker'in yaşamından bazı kesitler şöyle:


Sabri Ülker, 1920 yılında Kırım’da doğdu. Hayatının çocukluk dönemi, Kırım’daki Sovyet ihtilalinin etkisiyle oldukça zor geçti. Zorlu çocukluk anıları ona Ülker’i kurduğunda “Biz her insanın, hangi ülkede yaşarsa yaşasın, güzel bir çocukluk geçirme hakkına sahip olduğuna inanıyoruz” sözünü söyletti. Kırım’da yaşanan sıkıntılara dayanamayan ailesi 1929 yılında İstanbul’a göç etti. Dokuz yaşında İstanbul’a gelen ve Kadırga İlkokulu’na kaydolan Sabri Ülker’in hafızasında o günlerin izi hiç silinmedi.


Sabri Ülker ilkokuldan sonra İstanbul Erkek Lisesi'ne kaydoldu. Orta ikinci sınıfta iken parasız yatılı sınavını kazanarak Bilecik Lisesi'ne gitti. Ortaokulu Bilecik'te, liseyi Kütahya'da okudu. Yüksek öğrenim için Sultanahmet İktisadi ve Ticari İlimler Mekteb-i Âli'sine kaydolduğunda 2. Dünya Savaşı da başlamıştı.


ÜLKER KURULUYOR


Sabri Ülker, yüksek öğrenimini bitirdiğinde, savaş da sona erdi. Savaş yıllarında bisküvinin tadını unutan çocuklar için ağabeyi Asım Ülker’le birlikte bisküvi üreteceklerdi. İki kardeş daha çocuk yaşlarında ve ilk gençliklerinde Besler fabrikasında çalışmışlardı. Ayrıca, aile bir süre şekerleme dükkanı işletmişti. Bu tecrübelere güvenerek, Sabri ve Asım Ülker, Eminönü Nohutçu Han’daki atölyede kendi bisküvi işlerini kurma kararına vardılar. Sabri Ülker daha sonra o günleri şöyle anacaktı:

“Tahmin edersiniz 1944’te, 2.Dünya Savaşı’nın sorunlarını yaşayan genç cumhuriyetimizde üretim aletlerini bulmak çok zordu. 1944 yılı sonbaharında sabahın erken saatlerinde, İstanbul’un o zamanlardaki iş merkezi sayılan Eminönü´ndeki Nohutçu Hana geldim. Üçüncü kata çıktım ve hafifçe alçak bir kapıdan geçerek içeri girdim. Yaklaşık 100 metrekarelik alandaki kazanları, kepçeleri, kalıpları, arkada duran fırını ve diğer aletleri tek tek inceleyerek; ‘Bu işi başarmalıyım’ dedim.”

Aslında bu işi başarmaları iki kardeş için gerçekten mucize gibi bir şeydi. Atölyenin sahibi, burasını daha önce başkalarına da satmıştı. Alanlar da beceremeyip, eski sahibine daha düşük fiyattan geri satmışlardı. Atölyenin sahibi Asım ve Sabri Bey’in de öncekiler gibi bu işi başaramayacaklarını düşünüp “Göreceksiniz birkaç ay sonra bana geri satacaklar” demekten çekinmemişti. Ve bu lafı ederken de bir bildiği vardı. Çünkü makineler çok eskiydi ve sürekli bozuluyordu. Yedek parça olmadığından yeniden çalıştırılmaları çok zordu. Sabri Ülker eski makineleri tamir etmeyi de öğrendi. Küçük atölyede ilk yıl günde 200 kilo bisküvi üretildi. 

Sabri Ülker gelecek nesillere, ana işi gıda ve içecek olan Yıldız Holding’i bıraktı. 2012 yılı itibariyle Türkiye dahil 10 ülkede üretim yapabilen, 55 fabrika ve 300 markası olan, 80’in üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştiren Yıldız Holding, Türkiye ve dünya ekonomisine önemli katkıda bulunuyor.


BAŞARISININ SIRRI


“Başarının temelinde önce, bıkmadan, usanmadan çalışma gelir. İkincisi dürüst çalışma, üçüncüsü ise kaliteli çalışmadır. Üretilen bir malın iyi olması, müşteriye cevap vermesi, yani aldığı paranın karşılığını vermesi gerekir. Dört; tanıtmaya çok önem verilmeli. Bunun üzerinde geniş bir şekilde durmak istiyorum. Reklama ilk günden itibaren önem verdik, şimdi de veriyoruz, daima vereceğiz. 1950´den beri Ülker´in reklamını yapmaktayız. Özellikle, kaliteli bir malın reklamı yapıldığı zaman, elde edilen netice büyük oluyor."



Türkiye’nin 1990’larda tanıştığı ”iş fikirlerini”, o çok daha önceden keşfetmiş ve Ülker’de hayata geçirmişti. Bu özellikleri ile Türk sanayinin ve gıda sektörünün öncü girişimcilerindendi.  Uluslararası firmalarla rekabet edebilmek için büyük bir öngörüyle 1974 yılında Ülker’de 1980’lerden 2000’lere uzanan süreç, Ülker’in dünyaya da entegre olduğu yıllardı.


Eşi Güzide ile Sabri Ülker'in hayatlarındaki en büyük acı, evlatları Ali Ülker’i küçük yaşta kaybetmeleri oldu. Kaybettikleri evlatlarının anısını, adını verdikleri torunları Ali Ülker’de yaşattılar. Diğer evlatları Ahsen Özokur ve Murat Ülker, hem ailenin mütevazı değerlerini hem de Sabri Ülker’in iş değerlerini benimsedi.  Sabri Ülker, 2000 yılında Ülker Grubu’nun Onursal Başkanlığı'nı üstlendi. Ondan yönetim bayrağını Holding İcra Kurulu Başkanlığı’nı üstlenen Murat Ülker aldı. Sabri Ülker son günlere kadar fikirleriyle Ülker Grubu’na yol göstermeye devam etti.


TOPLUMSAL GELİŞMEYE KATKIDA ÖNCÜ ROL ÜSTLENDİ


Sabri Ülker 2010 yılında, hayat arkadaşı Güzide Ülker’i kaybetmenin acısını yaşadı. Sabri Ülker, Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmanın yanı sıra, toplumsal gelişmeye katkıda bulunmak konusunda da öncü rol üstlendi. Türkiye'nin eğitim altyapısını güçlendirmek için Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak projeleri destekledi. Sabri Ülker, TEMA Vakfı’nın kurucuları arasında yer aldı.


(FOTOĞRAF)