Göreve geldiklerinde Birliğin 300 milyon lira civarındaki borçlarını kapatmak için atıl gayrimenkullerin satılarak değerlendirilmesi kararını ortaklarla birlikte aldıklarını hatırlatan Beliğ Azbazdar, bu kapsamda satışa çıkarılan Çiğli İplik Fabrikası için de 2 yıldan bu yana İAOSB ile görüşmeler yaptıklarını anlattı. 400 bin metrekarelik araziyi parselleyerek satmak istediklerini, ancak bu gerçekleşmeyince İAOSB’ye sattıklarını belirten Azbazdar, şimdi ise parsellenerek satış yapıldığını, 73 milyon liraya alınan arazinin değerinin kağıt üzerindeki parselizasyon düzenlemeleriyle 200 milyon liraya çıkarıldığını, bu paranın da birliğin borçlarının önemli bir kısmını kapatabileceğini kaydetti.

TARİŞ’E YAPILMIŞ HAKSIZLIK'

Arazide 40 bin ailenin alınterinin bulunduğunu kaydeden TARİŞ Pamuk Birliği Başkanı Beliğ Azbazdar, şunları söyledi:

"Burayı 'böldürmem, parselletmem' şeklinde, kanunların da kendilerine verdiği yetkiyi kullanarak bizi adeta sıkıştırdılar. Bankalara olan borcumuz nedeniyle bütün halinde değerinin çok altında satmak zorunda kaldık. İAOSB, böldürmem dediği yeri kalktı ikiye böldü. Yarısını 38 parselle satışa çıkardı. 40 bin aile haksızlığa uğradı. Elde edilen rant Tariş’e yapılmış haksızlıktır, 40 bin aileye yapılmış haksızlıktır. Bunun peşini bırakmayacağız, dün itibarıyle Asliye Ticaret Mahkemesi'nde dava açtık. Hukuk dilinde gabin hakkını kullanmak istiyoruz. Bizi sıkıştırmak, yetkilerini kötüye kullanmak suretiyle TARİŞ'e yapmadıkları parselasyonu özel şirketlere sağlayarak, şahıslara rant elde ettirmek üzereler."

Bu durumlardan kaynaklı ortaklardan da çok eleştiri aldığını ve davayı ortakları adına açtıklarını dile getiren Azbazdar, bu yönde bölgede yatırım yapmak isteyen kuruluşlara da seslendi. Azbazdar, "40 bin ortak teyakkuz halinde, binlerce aileyi karşılarında görürler" dedi.

UĞURTAŞ: BÖLECEĞİMİZİ BİLMİYOR MUYDU?

Konuyla ilgili açıklama yapan İAOSB Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş ise, araziyi bölme yetkisinin OSB tüzel kişiliğinde olduğunu hatırlatarak şöyle konuştu:

"Biz o arsayı ona böldürürsek bölgedeki tüm sanayiciler bölmek ister. OSB’de bölmek için o kadar çok sırada insan var ki. Ben o kadar büyük para verdim. O arsayı bölmezsem nasıl satacağım. Satabilseydi o satacaktı. O bizim böleceğimizi bilmiyor muydu? Bu benim tamamen yasal yetkim. Bakanlıktan iznimi aldım. İmar planı değişikliği askıya asıldı. Yasal bütün prosedürleri bitmiştir. İzmir’de dediğimiz gibi birileri birşey yapmaya kalktığı zaman onu bozmaya çalışanlar da var, istemezükçüler var."

'UCUZA ALMA ŞANSIMIZ VARDI'

Buradan doğacak gelirin İAOSB tüzel kişiliğine ait olduğunu da kaydeden Uğurtaş sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hiçkimse onların alnına silah dayayıp da, 'bu arsayı bize verin’ demedi. Uğraştılar, satmaya çalıştılar, başaramadılar. Şimdi kendi tabanlarına hoş görünmek için bu yaptıkları inanılmaz yanlış. Biz isteseydik, biz kötü niyetli olsaydık, o arsayı onlardan daha ucuza alma şansımız da vardı. Ama arkalarında büyük bir üretici tabanı ve büyük bir kooperatif olduğu için, biz onların da memnun olacağı bir rakamda anlaştık. Onların fiyatın daha altına da ikna olacaklarını biliyorduk. Ama biz daha fazla rakam verdik. Bunlar güzel şeyler değil. Birbirimizle el sıkışarak 'hayırlı olsun' deyip ayrıldıktan sonra bu şekilde davranmaları tamamiyle ortaklarına dönük bir harekettir."

BT(İÖ/COŞ)