Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte EFİT'te bir basın toplantısı düzenleyen Bayraktar, kurumun geleceği için çalıştıklarını söyledi. Lütfi Bayraktar, Toprak Mahsulleri Ofisi’nden (TMO) alınacak olan fındığı yağlık yerine EFİT’te işlemeleri halinde 20 ay sonra rahata kavuşacaklarını anlattı. Bayraktar, "TMO’dan 5'inci parti fındığı aldık, parasını da verdik. EFİT’te işleneceği yönünde bilgi verildi ancak kararname yağlık olarak çıktı. Geç kalınmış değil. Herkes kararnamenin ürünün işlenmesi olarak değiştirilmesi için mücadele etmeli. 12 bin 500 kilo fındık aldık, 13 milyon lira kazandık. Bundan daha çok kazanmalıydık. Bu kararnameyi düzeltmek için herkesten destek bekliyoruz" diye konuştu.

'250 KİŞİYİ SOKAĞA ATACAK KADAR İNSAFSIZ DEĞİLİZ'

"Bayraktar seçimde delegeye söz verdi, birer tane adam alacak. Dolayısıyla fabrikadaki işçileri atacak" suçlamalarını yanıtlayan Lütfi Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu tür söylemler bizi üzüyor. 250 kişiyi sokağa atacak kadar insafsız insanlar değiliz. Delege ve yöneticilerin yakınlarını kanunen işe alma şansımız da zaten yok. Türk Ticaret Kanunu buna engel. Yani 250 kişiyi işten atınca sanki entegrenin kazandığı para benim cebime girecek. Milyonlarca insanı ilgilendiren bir kurum burası. Buradan elde edilecek her artı değer de Lütfi Bayraktar ve ekibinin cebine değil bu kuruma katkı sağlayacak."

90- 140 ARASINDA İŞÇİ ÇALIŞTIRILMALI

Lütfi Bayraktar, işin uzmanları ile görüştüğünü ve işletmede 90- 140 işçi çalıştırılması gerektiğini söylediklerini kaydederek şöyle devam etti:

"Eğer böyle devam ederse ciromuz 270 milyon lira olmalı, hammaddeye de bu cirodan  70 milyon lira aktarmalıyız. 70 milyon lira param olsa zaten borcumu öderim. Entegrede böyle bir ciroya sahip olmak mümkün değil. 270 milyon lira ciro gerekiyor. Konuştuğumuz herkes bunu yapma şansımızın olmadığını söylüyor. 247 olan işçi sayısı eğer 90-140 arasına çekilir ve maliyetler de 3’te bir düzeyde düşürülürse ortaya makul bir rakam çıkıyor. 16 milyon liralık ciro ve 5 milyon liralık kaynak aktarımı yeterli geliyor.  Bunu yapabiliriz. Eğer yapmazsam bir yıl sonra burası kapanır. Vicdanen kurumun geleceğiyle ilgili sıkıntıya girmek gibi bir lükse sahip değiliz, batmasına göz yumamayız. Bizi suçlayan hiç kimseden alternatif modeller görmedim. Alternatifler varsa bununla ilgili katkıları bekliyoruz. Yoksa bir takım kararları almak zorundayız. Göz göre göre kurumun batmasına gönlüm razı olmaz."