Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği (BUSİAD) ile Kalite Derneği Bursa Şubesi tarafından her yıl gerçekleştirilen ve bu yıl 10’uncusu düzenlenen 'Kalite ve Başarı Sempozyumu' Almira Otel’de başladı. Bu yıl 'Fark Yaratanlar' temasıyla yürütülen sempozyuma, özel ve kamu kuruluşundan 3 binin üzerinde kişinin katılmasının beklendiği bildirildi.

'ÇAĞDAĞ, SAĞLIKLI, TOK İNSANLARIN TÜRKİYESİ'

Sempozyumun açılışında konuşan Kalder Bursa Şubesi Başkanı Emin Direkçi, 2023 hedefinin sadece 500 milyar dolar ihracat değil, katılımcı çağdaş, sağlıklı ve tok insanların, üstün ve adil hukukun egemen olduğu, mevcut toprakları üzerinde yıldızı parlayan bir Türkiye’nin hedeflenmesi gerektiğini kaydetti. Direkçi, sadece ekonomik büyüklükte değil, markalaşma ve ar-ge yenileşim ve rekabetçilikte de dünyada ön sıralarda yer alınması gerektiğini vurguladı.

BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Oya Coşkunöz Yöney de, sempozyumun bu yılki konusu olan 'fark yaratma'nın günümüz çalışma hayatında en geçerli kural olduğunu söyledi. Yöney, iş dünyasının değişim ve dönüşüm yaşarken bunu fark yaratarak rekabet gücünü arttırabileceğine dikkat çekti.

Kalder Genel Başkanı Hamdi Doğan ise, Türkiye’nin büyüyerek iz bırakması gerektiğini söyledi. Fark yaratmanın önemli bir konu olduğunu vurgulayan Doğan, "Rekabet sıralamasında 59’uncu sıradayız ve çok gerideyiz. İnovasyonda da bir hayli gerilerdeyiz. Fark yaratmak mecburiyetindeyiz. Küçük küçük iyileştirmeler değil, sıçramalarla fark yaratmamız gerekiyor" diye konuştu.

'FARK YARATANLAR'

Konuşmaların ardından, 'Fark Yaratanlar' oturumunda Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Eczacıbaşı ve Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir konuştu.

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Eczacıbaşı, 30 yıldır çalışma hayatına içinde olduğunu belirterek, bu süre içerisinde önemli değişikliklerinin yaşandığını kaydetti. 1980’lerden itibaren Türkiye’nin önemli değişim yaşadığını belirten Eczacıbaşı şunları söyledi:

"Türkiye hem kendisini, hem ürünlerini dışarıya açtı. Önemli kabuk değiştirme süreciydi. Babam 1970’lere kadar girişimcilik yapmıştı. Topluluk büyük zorluklar geçirdi. O zamanlar o kültür değişimini kendi içimizde yaşadık. Girişimcilikten yöneticiliğe geçişimiz oldu. Farklı bir kültürel değişim oldu. Para yönetimi önem kazanınca finansman, arkasından pazarlama kültürü geldi. 2000’li yıllardan itibaren inovasyon kültürü ön plana geldi. Bu şekilde devam ediyor. 30 yıllık yaşadığım süreçte 4 ayrı kültürü yaşayıp o dönemleri gördüm."

ELEKTRONİK TİCARETE DİKKAT

Elektronik ticaret konusunun da önemli olduğunu söyleyen Eczacıbaşı, bu konuda da bazı tehlikelerin bulunduğunu dile getirdi. Şirketlerin hukuken ve ticari olarak bunlara uyum sağlaması gerektiğine işaret eden Eczacıbaşı, faturalandırma, bilgi güvenliğinin sağlanması gibi konuların önem kazandığını kaydetti. Eczacıbaşı, "Tüketim piyasasında yer almak istiyorsanız elektronik ticaretin A- B – C’sine hakim olmak zorundasınız. Herkesin yapmaya çalıştığı alanda kendi farkınızı yaratmanız lazım. İlk önemli olan yaratıcılık. Burada herkesin dikkatini çekmek çok önemli" dedi.

Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun zorluklar içerdiğini de söyleyen Eczacıbaşı, "Bütün şirketlerin kar zarar bilançolarını internet üzerinde gösterme zorunluluğu var. Bu doğru mu yanlış mı karar veremiyorum. Bakan amcamızın bunu yapabilmesi için efor ve enerji sarf etmesi lazım. Her kobi için ne kadar gerekli bilemiyorum. Önümüzdeki 5- 10 yıl içinde bunları göreceğiz" diye konuştu.

'YENİ ÜRÜNÜ NASIL DUYURABİLİRİM'İ DÜŞÜNMELİ

Çok zeki mühendislerimizin, yaratıcılığa inanan gençlerin projeler ürettiklerini dile getiren Eczacıbaşı sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yaratıcılığına inanan gençlerimizden projeler geliyor. İki unsuru unutuyorlar. Birincisi ortalığı birbirine katacağına inandığı projeyi dünyanın başka yerlerinde düşünenler de var. O kadar kendi ürünlerine odaklanıyorlar ki, pazara getireceklerine hiç kafa patlatmamışlar. Eğer Türk mühendisi, üreticisi yeni ürün ortaya koyuyorsa, dünya üzerinde var mı, nasıl ulaşıyorlar. 'Ben bunu dünyaya ülkeme veya çevreme nasıl duyurabilirim' konularını düşünmeleri gerekiyor. Farklılık burada yatıyor."

ÖZDEMİR: TORUNLARIMIZ DEVAM ETTİRSİNLER DİYE DUA EDİYORUM

Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir ise bir elin hiç birşeyi, iki elin ise sesi olduğuna işaret ederek, her sektörde birlikte hareket edilmesinin büyük avantaj yaratacağını kaydetti. Kendi şirketlerini de arkadaşları ile birlikte kurduklarını açıklayan Özdemir şöyle dedi:

"Hep beraber işbirliği yapalım. Yabancı. yerlilerle ortaklık olalım. düşüncesine sahip olduk. Limak’ı sıfırdan kurduk. Faruk bey başarılı ikinci bir nesil. Her insanın sonu var. Kurmuş olduğumuz bu şirket, grup ortaklarımızın çocuklarıyla, hatta torunlarımız devam ettirsinler diye dua ediyorum. Çünkü Türkiye’de uzun süreli yaşlı, yaşı büyük kuruluşlar çok az. Birinci nesil kuruyor, ikinci nesil devam ediyor, ama üçüncü nesil çok az. Parmakla gösterilir. ABD’nin yaşı çok genç olmasına rağmen, yaşlı kalıcı şirketler olduğunu ve vakıflara dönüşerek kaliteli hizmetler verdiğini görmekteyiz. Kalitede sürekliliği devam ettirmek. Kurduğumuz şirket holdingler süreklilik olması ve kaliteli olmasını arzu ettim."

Türkiye’nin 2023 yılında büyük hedeflerinin bulunduğuna dikkat çeken Özdemir daha sonra şöyle konuştu:

"Büyümeye devam edelim. Türkiye’de önümüzdeki 11 yıl 2023 yılına kadar konulan hedeflere baktığımız zaman, Türkiye önünde önemli büyüme fırsatı olacağı görülmektedir. Üretim, imalat, turizm, ulaştırmadan, her yerde büyük imkanların olduğuna inanıyorum. Büyük düşünmeli birlikte hareket etmeliyiz. Yabancı ortaklıklarla büyük sinerji yaratmalıyız. Büyük teşvik sistemi anlattı Başbakan. Teşvik maddelerini açıklarken bir madde daha var. Doğu, güneydoğu 6 yatırım bölgesinde yatırım yaparsanız tek yaparsanız. Bunlar, 3 4 firma biraraya gelip, birlikteliğinizi yeni yatırım yaparsanız, şu imkanlar sağlanacak maddesi var. Yeni teşvik sisteminde ortaklıklar, birliktelikler yaratarak, neyi düşünürseniz düşünün sıkıntımız olan marka yaratmayı sağlayabiliriz."



ST,SC(FK/COŞ)