TÜSİAD tarafından İzmir Hilton Otel’de düzenlenen 'Türk Sanayisi ve Sektörel Yaklaşımlar Semineri'nde konuşan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 'Kimya Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nı açıkladı. TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’in ev sahipliği yaptığı toplantıda kamu ve özel sektörü buluşturan bu tür toplantıları çok önemli bulduklarını vurguladı. Karar alma süreçlerinde katılımcı bir yaklaşımı benimsediklerini, sorunların çözümü için en önemli adresin demokrasi platformu olduğunu vurgulayan Bakan Ergün, ülkedeki demokratik iklimin güçlenmesinin ekonomiye de olumlu yansıdığına işaret etti.

'KENDİ UZMANLIK ALANINDA KATKI' İSTEĞİ

Buna rağmen Türkiye’nin atacağı çok adım olduğunu da kaydeden Bakan Ergün, "Sivil toplum kuruluşlarımızın, yerel yönetimlerimizin ve üniversitelerimizin katkısıyla biz bu ülkeyi kalkındırmaya devam edeceğiz. Herkes kendi uzmanlık alanında, tecrübe sağladığı konularda azami katkı sağlarsa çok daha ileri gideriz. Bu toplantı da güçlü bir sinerjiyi oluşturmaktadır” diye konuştu.

Ergün, AB’de işsizlik oranı yüzde 11’lerin üzerine çıkarak tarihi rekorunu kırarken Türkiye’nin yüzde 8’lere gerilediğini belirterek Türkiye ekonomisini böyle bir ortamda değerlendirmek gerektiğini vurguladı. Büyümeyi cari açığı kontrol altına alarak gerçekleştirmenin önemine dikkat çeken Ergün, 2023 yılı için belirlenen 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak için stratejik ve Ar-Ge odaklı yatırımlara büyük önem verdiklerini, kimya ve otomotiv gibi sektörlerde yenilikçiliği teşvik ettiklerini dile getirdi.

25 MİLYAR DOLARLIK AÇIK

Bakan Ergün, geçtiğimiz dönemde otomotiv ve makine sektörü ve KOBİ’lerle ilgili stratejileri belirlediklerini, belirlenen eylemlerin yüzde 85’ine yakınında performans kriterlerinin üstünde br seyir izlendiğini kaydetti. Kimya sektörünün de Türkiye’nin olmazsa olmaz sektörlerinden biri olduğunu vurgulayan Ergün, "Sektörün ürünlerinin yüzde 30’u doğrudan tüketiciye ulaşıyorsa yüzde 70’i diğer sektörlerde hammadde ve aramalı olarak kullanılmaktadır. Olumlu gelişmelere rağmen Türkiye gibi bir ülkenin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğumuzu kabul etmeliyiz. 2010’da ihracat 13 milyar dolara ulaştı ama 38 milyar dolar ithalat yapıldı. Yani 25 milyar dolar açık veren bir sektörle, ihracatının üç katı ithalat yapan bir sektörle karşı karşıyayız" diye konuştu.

"KİMYA ŞAMPİYONUNA VERİYOR MUYUZ 10 KİLO ALTINI?"

Türkiye’nin ne kadar Ar-Ge yaparsa o kadar zengin olacağını anlatan Ergün, şöyle konuştu:

"Kas gücü, alınteri, bunlar da çok önemli ama esas önemli olan şey akıl teridir. Akla ve aklın ürünlerine gereken değeri veriyor muyuz? Bu sorunun cevabı güçlü şekilde evet olduğu zaman biz gerçek zenginliği yakalayabiliriz. Daha oralara varmamız için epey yol almamız gerekiyor. Kültürel bir mesele de var. Diyelim ki olimpiyatlar oluyor, 150 kilo kaldırıyor şampiyon oluyor arkadaşlarımız. İyi çalışmışlar, rakiplerini geride bırakmış, hepimiz coşkuyla alkışlıyoruz. Bir ödül sistemi kurmuşuz. 2 bin cumhuriyet altını yani 10 kilo altınla ödüllendirme. Sonra çocuklar yine toplanmışlar. Matematik olimpiyatlarına gitmişler, fizik kimya olimpiyatlarına gitmişler bir çok ülkenin gençlerini akıllarını yorarak geride bırakmışlar. Kaç yüz kilo kaldırdıklarını bilmiyorum ama o akıllarıyla kaldırmışlar ve olimpiyat şampiyonu olmuşlar. Bunlara veriyor muyuz 10 kilo altın? Vermiyoruz. Nerede bu çocuklar? Onu da bilmiyoruz. Bir aferin diyorsak gidiyorlar gidebildikleri yere kadar. Neye ne kadar değer verdiğimizi başka kriterlerle ölçmeye ihtiyacımız var. Bu kültürel iklimi de güçlendirmeye ihtiyacımız var. Kimya sektörlerinin ileri gelenleri bile kimya olimpiyatlarında şampiyon olmuş çocuğu bulalım, 10 cumhuriyet altını verelim diyor mu? Demiyor. Onun için bizim Ar-Ge odaklı projelere ve onların yatırımına büyük önem vermeliyiz."

Bakan Ergün ayrıca strateji belgesi ve eylem planı hazırlanırken sektörle yakın temas halinde olduklarını, 6 ana hedef etrafında 37 farklı eylem ortaya koyduklarını belirtti. Hedefleri 'yüksek katma değerli, çevre ve insan sağlığına faydalı üretim' çerçevesinde şekillendirdiklerine de işaret eden Bakan Ergün, şirket birleşmelerini teşvikten kümelenmeye, özel kimya ihtisas organize sanayi bölgesi kurulmasından eğitime kadar ele alınan pek çok konunun stratejik planında yer aldığını anlattı.

"TÜRKİYE YAPIŞTIRMA BİR ÜLKE DEĞİLDİR"

Konuşmasında Türkiye’nin demokrasisini tahrip etmeye dönük çalışmalar olduğunu söyleyen Ergün, şu mesajları verdi:

"Terör olaylarının temel amacı ülkemizdeki toplumsal bütünlüğü tahrip etmektir. Türkiye terörle veya terörsüz bölünemeyecek kadar kaynaşmış bir ülkedir. Ne devlet ne toplum olarak yapıştırma bir ülke değildir. Biz lego parçalarının yanyana gelmesiyle oluşturulmuş bir toplum değiliz. Öyle devletler, toplumlar vardır. Yugoslavya öyleydi. Biz bin yıldan fazla zamandır kaynıyoruz bu topraklarda birlikte. Sevinçlerimiz, üzüntülerimiz, zaferlerimiz, yenilgilerimiz var. Bugün terörü besleyen ve destekleyen uluslar arası ve bölgesel güç odaklarının Türkiye’nin ilerlemesini tahrip etmek amacıyla terörü de bir araç olarak gördüklerini bilmemiz gerekiyor. Türkiye terörle veya terörsüz bölünemez ama terörün amaçlarından biri toplumu bölmektir. İstesek de böldüremeyiz. Bölünmeye karar versek bile öyle bir formül yok. Toplumu bölmek gibi bir amacın arka planda var olduğunu da görmek lazım. Dün bir terör saldırısıyla karşı karşıya kaldık. Şehitlerimize rahmet diliyorum. Türkiye bunu da yenecektir. Bununla başa çıkacaktır. Türkiye’yi terörle terbiye etmek isteyenler yanıldıklarını göreceklerdir."

ÜMİT BOYNER: KATKI SAĞLAMAK İSTİYORUZ

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner ise ilk sektörel görev güçlerini bu sektörde oluşturduklarını anlatarak oluşturulacak politikalara katkı sağlamak istediklerini dile getirdi. Cari açığın enerjiden sonra en büyük kalemlerini oluşturan kimya ithalatının azaltılması gerektiğine işaret eden Boyner, strateji belgesini çok önemsediklerini belirtti. Boyner, şöyle konuştu:

"2000 yılında 2.2 milyar dolar ihracat yapan sektör, 2011 yılında otomotiv sektörünü geride bırakarak 190 ülkeye 13 milyar dolar değerinde ihracat yapmış ve Türkiye’nin en çok ihracat yapan sektörü olmuştur. Ancak, sektör yüksek ihracat değerlerine rağmen yaklaşık 25 milyar dolar dış ticaret açığı vermekte ve kullandığı hammaddenin yüzde 70’ini ithal etmektedir. Bu değerler ile sektör, 106 milyar dolarlık dış ticaret açığımızın da yüzde 23’ünü oluşturmaktadır. Cari işlemler dengesi özü itibarıyla bir karne niteliği taşımaktadır. Son iki yıldır devam eden talebi dengeleme yönündeki çabalar, büyümenin, potansiyelin altında kalmasına yol açmakla beraber, ekonomide hızlı ve tehlikeli bir genişleme- çöküş süreci oluşmadan yumuşak iniş ile talebin kontrol edilmesini sağlıyor. Bütün bu önlemlere rağmen makro bazlı politikalar ancak cari dengede konjonktürel dalgalanmaların yarattığı olumsuz etkileri gidermeye yardımcı olmakta, yapısal nitelikte veya kalıcı bir çözüm sağlayamamaktadır."

" Son yıllarda, petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle enerji ithalatımız tek başına cari açığın yüzde 60’ından fazlasını oluşturur hale gelmiştir" diyen Boyner, şöyle devam etti:

"Ancak, ülke içerisinde petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip olmamamız ve her sene yüzde 5- 6 aralığında büyümek zorunda olmamız nedeniyle enerji fiyatlarından kaynaklanan bu gelişmeler büyük ölçüde dışsal olarak kabullenmemiz gereken bir unsurdur. Bir yandan, istihdam ve üretimde büyük sorunlar yaşamadan ekonomik dengelerde bozulmaya yol açmayan büyüme hızlarını bir süre de olsa devam ettirmek, diğer yandan da üretimimizi ihracata yönelterek, iç- dış talep arasında bir dengeleme sürecini yönetmek önümüzde iddialı bir konu olarak durmakta. Bu koşullar altında, sektörel politikalara ve yatırım ortamımızı iyileştirmeye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Bu doğrultuda, Sanayi Bakanlığımızın başlattığı ve orta ve uzun vadeli eylem planları ile desteklenen Sektörel Strateji Belgesi yaklaşımının çok önemli bir araç olarak görüyoruz. Bu eylem planlarının hem özel sektör, hem devlet yetkililerinden oluşan katılımcı bir mekanizma ile desteklenmesi, Türkiye’ye hızlı karar ve eylem gerektiren küresel rekabet ortamında daha esnek bir strateji yaklaşımı sağlayacaktır."




--- KUTU ---


STRATEJİK BELGEDE HANGİ HEDEFLER VAR?



Kimya sektöründe katma değeri yüksek, inan ve çevre sağlığına duyarlı ürünlerin üretim ve ihracatını geliştirecek politikalar oluşturulması.

Yüksek katma değerli üretim yapısına geçilerek ara girdi ithalatının azaltılması. Bu kapsamda Aliağa, Ceyhan ve Yumartalık bölgelerinde kümelenmenin, ihtisas organize sanayi bölgelerinin tesis edilmesi, İran, Suudi Arabistan ve Rusya gibi ülkelerle ilişkiler kurarak Türkiye’nin yatırım ortamının anlatılması.

Ulusal Ar-Ge politikaları oluşturulması.

Nitelikli, eğitimli, teknoloji ve kalite bilincini özümsemiş, insan gücü yetiştirilmesi.

Güvene dayalı, paydaşların etkin katılımının sağlandığı işbirliği ortamı oluşturulması.

Yerli ürüne yönelik talep yaratılarak dış ticaret dengesinin ülke lehine dönüştürülmesi.