ABD'li ekonomist Nouriel Roubini, Çukurova Genç İşadamları Derneği'nin (ÇUGİAD) davetiyle dün Adana'ya gelerek, işadamlarına seslendi. 'Bilgi Güçtür' konulu toplantıya, KKTC Enerji Bakanı Sunat Altun, Adana Valisi Hüseyin Avni Coş, CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça ve TÜGİK Başkanı Erkan Güral ile çok sayıda işadamı ve davetli katıldı. ABD'li ekonomist Nouriel Roubini, öncelikle dünyada yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmeleri yorumladı. Roubini, "Artık küresel ekonomide birçok şey değişiyor. Krize gelişmiş ekonomilerdeki aşırı tüketimin neden oluyor" diye konuştu.

TÜRKİYE AÇIKLAMASI

Eskiden 'G-7' ülkelerinin çok güçlü ekonomileri olduğunu ancak bu kavramın geçerliliğini yitirdiğini öne süren Roubini, şöyle konuştu:

"Şimdi artık tartışmalar G-7'de değil, G-20'de yapılıyor. Sistemik açıdan yükselen piyasalardan biri Çin ve Brezilya gibi ülkeler. Bunlardan biri de Türkiye. Türkiye'nin dış politikadaki gücü ortada. Dünyada sadece ekonomik güçte değil siyasi güçte de bir kayma var. Yükselen piyasalar, sanayileşen, şehirleşen, genç nüfusa sahip ve kişi başına geliri artan ülkelerde ciddi bir ekonomi büyümesi olacak. Tüketim ve hizmet artıyor. Yatırım artıyor. Mallara olan talep de artıyor. Küresel ekonomi de yükselen piyasalar çok daha etkin olacak. Türkiye'nin de etkinliği artacak. İlerleyen ekonomilerde toparlanmanın yavaş olması, bu resesyonun farklı olmasıydı. Çok fazla harcaması olan ülkelerin daha az harcama yapması gerekiyor. Oysa, yükselen ülkelerde 'V' şeklinde bir toparlanma yani hızlı toparlanma oldu. Çünkü geçmişte bu ülkeler krizleri yaşamışlar ve bankalarını düzenlemişlerdi, kendilerini temizlemişlerdi. Bundan 10- 20 yıl önce mali krizler yükselen piyasalarda olurdu. Meksika, Kore gibi Brezilya ve Türkiye'de de krizler yaşandı. Artık dünya değişti. Bu ülkelerin ileri ekonomilere göre artık daha iyi sermayelendirilmiş bankaları ve düzenleri var. İlerlemiş ekonomilerde devletlerin çok borcu var, bankaları düzensiz. Eskiden borç veren ülkeler artık çok borçlanmış durumdalar. Şimdi küresel ekonomide bu ülkeler zor durumda."

DÜNYAYI DEĞERLENDİRDİ

Dünyada yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmeleri de irdeleyen Nouriel Roubini, şunları kaydetti:

"ABD, dünyanın en büyük ekonomisi. Avrupa da, Çin de öyle. ABD'de, ekonomik büyüme hala çok zayıf. Geçen yıl sadece yüzde 1 oldu. Oysa normalde yüzde 3'tü. Büyüme düşük çünkü çok fazla borç var. Özel ve kamu borcu yüksek. İstihdam yaratılamıyor. Seçim olumlu bir gelişme oldu. Artık Amerika'nın dışında başka süper güçler var. Çin, Rusya ve Türkiye gibi. ABD, artık diğer ülkelerle işbirliği yapmalı. Türkiye ile çok iyi işbirliği var. Para birliği için Avrupa'da siyasi birlik lazım. Birlikte mi kalacaklar, parçalanacaklar mı? Bu ciddi bir karar. Bunun dünyaya bulaşıcı etkileri olacak. Çin'in yıllık büyümesi yüzde 10 ve bu çok iyiydi. Artık çok fazla tasarruf yapıyorlar. Yeterince tüketim yok. Artık siyasi bir geçiş de yaşanıyor. Yeni lider seçiliyor. Reformlar yapılmazsa Çin'de yaşananlar küresel ekonomiyi etkileyecek."

TÜRKİYE ORTADOĞU'YA ÖRNEK

Yükselen pazarların küresel ekonomide büyüme içinde olduğunu, bu büyüme trendinin devam edecek gibi göründüğünü belirten Roubini sözlerine şöyle devam etti:

"Çin'de biraz geçen yıl düştü. Türkiye'de ortalama büyüme oranı yüzde 5.5 olmasına rağmen bu yıl ekonomik büyüme yüzde 3'ten az olacak. Bu ülkeler geçen yıl çok fazla büyüdü. Enflasyonu dengelemek için faizlere müdahale edildi. Ortadoğu'da yaşanan riskler var. İran ve İsrail arasında gerilim var. Umarım İsrail ve İran arasında diplomatik yol bulunur. Arap Baharı, Libya, Tunus ve Endonezya'da başladı. Bu ülkeler hala başarılı bir ekonomi olamadı. Türkiye'de nüfusun çoğunluğu ılımlı bir İslami hükümete oy vermeyi tercih etti. Türkiye bir model. Arap ülkeleri, böylesi bir geçişi sağlayıp ekonomik açıdan başarılı olur. Oysa Tunus ve Libya'da durum başarısız. Türkiye ile Suriye gibi ülkeler arasında bölgesel gerilimler yaşanıyor. Sadece Suriye'de değil, Yemen'de de iç savaş var. Amerika, Irak'tan askeri açıdan ayrılmış durumda. Oradan ayrılır ayrılmaz Sünni ve Şiiler arasında, Kürtler arasında istikrarsızlık başladı. Türkiye gibi bir ülke son derece olumlu örnek olabilir Ortadoğu'ya."

ÖVGÜ DOLU SÖZLER

Hiçbir ülkenin ekonomik açıdan yalnız olmadığını, ülkelerin küresel ekonominin bir parçası olduğunu vurgulayan Roubini, şöyle devam etti:

"Türkiye'de büyüme neden yüzde 8'den yüzde 3'e düşecek? Çünkü Avrupa Bölgesi'nde ekonomik sorunlar var. Suriye ile sınırı var. Siyasi ve askeri istikrarsızlık, ekonomik açıdan olumsuz sonuçlar doğuruyor. Eskiye göre bu ülkelerle ilişkiler artık daha zor. Türkiye'nin bugünü ve 10 yıl öncesini karşılaştıralım. 2001'de bankacılık krizi yaşandı. IMF'den para istendi. Bugün ise kamu borcu daha düşük. Merkez Bankası'nın yabancı döviz rezervi daha yüksek. Artık sanayi tabanı çok daha çeşitli. Firmalar sadece Türkiye'de iş yapmıyorlar ve bölgesel bir güç oluyorlar. Ciddi bir krizden çıkan Türkiye önemli büyüme kaydetti. Finansal sistem temizlendi, mali politikalar başarılı oldu. Türkiye'nin coğrafi lokasyonu açıdan oynadığı bir rolü var. İleri ekonomilerden yükselen pazarlara doğru Batıdan Doğuya doğru bir geçiş var. Bağdat-Tiflis'ten Ceyhan'a inan boru hattı çok önemli. Türkiye bu geçişin merkezinde."

AB'Yİ ELE ALDI

Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) sürecini de yorumlayan Nouriel Roubini, bu konuda şöyle konuştu:

"Avrupalılar bu konuda çok yavaş davrandılar. Avrupa'da bazı ülkeler geçersiz gerekçelerle Türkiye'nin üyeliğini istemiyor. Türkiye'nin katılımına sıcak bakmadıkları için Türkiye ilgisini başka yerlere, Ortadoğu'ya, Çin'e ve başka yerlere yönlendirdi. Euro Bölgesi yaşlanıyor. Potansiyel büyüme yüzde 1-1.5 oranında. Böyle bir pazarın üyesi mi olmak istersiniz, daha fazla büyüme oranları olan yerlerde mi yaşamak istersiniz? Bence Türkiye'nin ilgisinin başka yerlerine yönlendirmesi doğru, ekonomik olarak da olumlu. Türkiye'nin AB üyesi olması çok olumlu. Bunu destekliyorum. AB'ye katılma hedefi devam etmeli. Bu müzakereler zamanla üyelikle sonuçlanacak. Ancak dünyada daha fazla büyüyen bölgeler olduğu ve onlarla sıkı işbirliği de gözden uzak tutulamamalı. Türkiye, çok önemli bir konumda."

'ENDİŞELERİM VAR AMA OLUMLU YÖNLER AĞIR BASIYOR'

Türkiye'deki ekonomik ve siyasi gelişmeleri olumlu bulurken, endişelendiği konuların da olduğunu kaydeden Roubini, şunları belirtti:

"Türkiye ile ilgili endişelerin başında ekonomik büyümenin yavaşlaması geliyor. İstihdamın azlığı var. Çok fazla cari açık var. Açığı çok fazla borçla kapatmaya çalışırsanız çok ciddi kırılganlık olur. Türk lirası çok yüksekti. Enflasyon oranı çok yüksek. Bu konuda Merkez Bankası karar almalı. Büyüme diyorsanız faiz oranları düşürmelisiniz. Genç ve artan nüfusu olan ülkelerin güçlü ekonomileri olur. Ama bu yetmez. Onları üretken bireyler kılan beşeri sermaye bulmanız gerekir. Maalesef yapısal reformlarda frene basıldı. Örneğin ticarette daha fazla yapılması gereken şeyler var. Özel sektörün çok daha etkin ve verimli kılınması gerekir. Bir de Türkiye net olarak enerji ithalatçısı. Petrol fiyatlarındaki artış bu nedenle ekonomi üzerinde olumsuz etkiye sahip. Doğalgaz ve petrolün Ortadoğu'dan petrol boru hattıyla alınması önemli. Türkiye bu petrolü kullanarak katma değer yaratan sektörleri geliştirebilir. Türkiye sadece geçiş yeri olmayarak petro- kimya ve rafineri tesisleri kurabilir. Bunun için ciddi ekonomik politikalar gerekir. Türkiye'de olumlu yönler olumsuz yönlerinden daha ağır basıyor. Mesela 3 kredi değerlendirme kuruluşu olumlu bakıyor. Fitch, kredi notunu yükseltti. Ama Türkiye'de ekonomik, mali ve politik riskleri var. Öyle bir yerde ki Türkiye, Suriye ve İran ile gerilimler yaşanıyor. İçeride, 'Toplum nereye gidiyor?' gibi ayrılıklar dışarıdan bakışı olumsuz etkiliyor. Türkiye'nin istikameti bence doğru ama ekonomik ve diğer alandaki reformların devam etmesi lazım. Küreselleşmenin bir alternatifi yok. Ne kadar erken küresel ekonomi ile entegre olmak için yola çıkılırsa o kadar iyi olur."

'KAPİTALİZMDE TEMELDEN YANLIŞ YOK'

Türkiye'deki bütçe açığı konusunda fikri sorulan Roubini, Türkiye açısından bütçe açığını çok ciddi bir kırılganlık olarak görmediğini belirtti. Dünyadaki ekonomik krizleri hatırlatan CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş'ün, "Krizler daha çok oluyor 50 yılda, Karl Marx haklı mı çıktı?" sorusuna yanıt veren Roubini, şunları söyledi:

"Bir dizi finansal krizler yaşandı. Bunlar daha önce yükselen ülkelerde oluyor. Ama son yıllarda bu krizler ileri ekonomilerde gerçekleşiyor. Örneğin Yunanistan. Finansal krizlerden çıkarılan ders şu; kamu borcu çok yüksekse bir risktir ve borç krizi yaşarsınız. Özel sektörde de aşırı kredi durumu olursa bunun sonucunda aşırı harcama olur. Bence özel sektörün kilit rol oynadığı ekonomiler çok daha sağlamdır. Ama devletlerin çok güçlü düzenleyici olması lazım. Kapitalizmde temelden yanlış olan bir şey yok. Ama devletin kapitalizmi düzenleyici rolü olması lazım."

İSRAİL- İRAN SAVAŞI OLMAYACAK

Soruları yanıtlayan Roubini, dünyada enerjiye olan ihtiyacın artacağını 2013'te Ortadoğu'da savaş ihtimalinin olduğunu ancak İsrail- İran veya İsrail- Amerika ve İran arasında savaş yaşanmayacağını kaydetti. 'Kusursuz fırtına ne zaman ve nereden gelecek" diye de sorulan Roubini, şunları aktardı:

"Avrupa Bölgesi'ndeki kriz daha da kötüleşebilir. Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında gerilim artar ve ABD resesyona girer. Çin'de büyüme sert düşer. Ortadoğu'da savaş çıkar. O zaman ekonomik kriz olur. Güçlü liderler dünyanın iyiliği için işbirliği yaparsa iyi olur."