Süheyla Kaplan - Almanya

 

AVRUPA KOMİSYONU  ALMANYA'YA AVRUPA HUKUKUNU İHLAL DAVASI AÇTI


Almanya'da 2007 yılından beri yürürlükte olan ikamet kanununa göre aile birleşimi ile Almanya'da ikamet izni talep eden kişilerin Almanca'ya temel seviyede hakim olduklarını ispat etmeleri gerekiyor. Bu düzenleme özellikle Türk, Rus ve Kosova vatandaşları etkiliyor. AB vatandaşları ABD, Japonya gibi ülke vatandaşı için ise Almanca şartı aranmıyor. Aile birleşiminde dil şartı uygulaması bakımından en dikkat çekici husus ise Alman vatandaşlarının da aile birleşimi taleplerinde de dil şartı aramasıdır. Böylelikle Alman vatandaşlığına geçmiş bulunan Türklerin de aile birleşimi zorlaştırılmış olmaktadır.

 

'AİLE BİRLEŞİMİ İÇİN ALMANCA DİL ZORUNLULUĞU İNSAN HAKLARI İHLALİ'

Konu ile ilgili yazılı açıklamada bulunan Yeşiller Partisi Federal Milletvekili  ve partinin Göç ve Uyum Politikaları Sözcüsü Memet Kılıç, aile birleşiminde Almanca zorunluluğunun insan hakları ihlali olduğunu bildirdi.

 

Kılıç, „“Aile birleşiminde Almanca bilgisi zorunluluğu kaldırılmalıdır. Bu Alman Anayasası'nın 6'ıncı ve Avrupa Insan Hakları Konvensiyonu'nun 8'inci maddesinin aileyi kourumaya ilişkin hükümlerinin ihlalidir. 2007 yılında Alman Federal Meclisi'ne sunduğum bilirkişi raporunda bunu AB Komisyonu'nun bugün sunduğu ve ek gerekçeler ile dile getirmiştim. Ancak raporun tartışıldığı oturumda SPD ve Birlik Partileri'nin temsilcileri sonderece agresiv tavırlar ile yasa tasarısını savundular. Şahsıma yönelik saldırılara zamanın oturum Başkanı Sebastian Edathy engel olamakta güçlük çekti“ seklinde aciklamada bulundu.

 

Almanya'ya gelen göçmenlerin burada dil öğrenmesinin daha kolay olduğunu savunan Kılıç, “2007 yılında Birlik Partileri ve SPD'bu yasayı meclisten geçirdiklerinde, zoraki evlilikleri engellemek için' gerekli olduğunu iddia ettiler. Bu etkiyi bugüne kadar kanıtlayamadılar. Meclise sunduğumuz bir yasa tasarısı ile bu zorunluluğun kaldırlmasını talep ettik ve gerekçelendirdik“ dedi.

 

UYUM KURSLARINDAN AVRUPA KOMİSYONU'NA DESTEK

 

Öte yandan Hamburg'da uzun yıllardan beri göçmenlere uyum ve Almanca kursu verilen Su Akademie kurumu yöneticisi ve eğitimci Gülcan Çiftlik, aile birleşiminde dil zorunluluğunun bir yaptırım olduğunu belirterek, yurtdışında öğrenilen dil seviyesinin zaten  düşük olduğuna dikkati çekti.

 

Çiftlik, “Aile birleşiminde Almanya'ya gelebilmek için yurtdışından alınan A1 diploması bir yaptırımdı. Sosyal ve pedegojik anlamda da anlamsız. Göçmenler zaten Almanya'ya geldiklerinde A1 seviyesinde dil bilgileri olmasına rağmen, birinci modülden derslere başlatılmakta. Hiçbir verimi olmayan dil sınavının kaldırılmasını talep ediyorum,  bu yaptırım vize alabilme koşulu olmaktan da kaldırlmalıdır” şeklinde konuştu.

 

Avrupa Komisyonu aile birleşiminde dil sınavında başarılı olma şartına ilişkin ilk adım olarak Almanya hükümetinden resmi açıklama talebinde bulunmuştu. Buna mukabil Almanya devleti, AB Aile Birleşimi Direktifinin üye ülkelere uyum tedbirleri alma yetkisi verdiğini ve dil şartı uygulamasının da bu minvalde bir tedbir olduğu gerekçesi ile uygulamayı devam ettireceğini bildirmişti. Bunun üzerine Avrupa Hukuku'nun koruyucusu sıfatıyla Avrupa Komisyonu, meseleyi Avrupa Birliği Adalet Divanı'na taşımış ve Almanya'nın da taraf olduğu Avrupa Hukuku'nu ihlal ettiğini savunmuştur.

 

Avrupa Komisyonunun aile birleşimini dil sınavında başarılı olma şartına bağlayan Almanya'ya karşı Avrupa Hukuku'nu ihlal davası açtı. Söz konusu dava, Sol Partinin konu hakkında Federal Almanya Hükümetine yönelttiği soru önergesi ile ortaya çıktı.

 

Almanya istatistik kurumunca hazırlanan son verilere göre 2012 yılında aile birleşimi taleplerinin % 34'ü Almanca sınavında başarılı olamamadan dolayı reddedildi. Türkiye kökenli  vatandaşlarının aile birleşimi taleplerinin reddedilme oranı ise % 37. 2012 yılında Almanya'ya toplam olarak 28.000 kişi aile birleşimi vizesi alabilmek için dil sınavına girmiş ancak yaklaşık olarak 10.000 kişi sınavda başarılı olamadığı gerekçesiyle aile birleşimi izni alamamıştır.