Sevgili okuyucular,

Türkiye temel eğitim kurumları, 15 Eylül’le birlikte kapılarını 2014-2015 yeni eğitim dönemine açtı. Eğitim sistemindeki eksiklikler, AKP iktidarının dayatmaları, 90 yıllık cumhuriyetin demokratik ve sekuler eğitime geçememesi, eğitimde sorunlar yumağı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Zaten 90 yıllık birikmiş sorunlara, birde AKP iktidarının, cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın, ‘dindar nesil’ yetiştirme uğraşları eklenince, çivisi çıkmış olan bir eğitim sistemi ile karşı-karşıya olduğumuz anlamakta zorlanmamaktayız.

90 yıllık cumhuriyet tarihinde, Alevilere yönelik asimilasyoncu, Alevilerin farklı inançlarını yok sayan, zorla Sünni inanç sistemine ‘entegre’ edilmeye çalışılan bir eğitim sistemi ile karşı-karşıyaydık.

Türkiye cumhuriyetinin, 90 yıllık asimilasyoncu politikasını yeterli görmeyen, AKP iktidarı siyasal İslam ı, yeşil sermayeyi arkasına alarak, yeni saldırılarla asimilasyon politikasını ivme kazandırarak sürdürme uğraşına girmiştir.

Temel eğitimin verildiği okullarda, zoraki Sünni İslam derslerinin, Alevi çocuklarına, istemedikleri halde okutulması, ailelerinin tepkilerini çekmeye devam etmektedir.

Kırıntıda olsa, sekuler eğitim sistemi, temel eğitim kurumlarından parça-parça yok edilerek, iktidarın zorlaması ile ‘muhafazakârlaştırılmak’ için ‘gerekli’ bütün çabalar gösterilmektedir. AKP iktidarının bütün çabası, eğitimin, ‘muhafazakârlaştırılması’ adı altında, orta çağda görülen gerici yobaz, ‘dindar gençlik yetiştirmek’ için, eğitim sistemine geri dönüşü sağlamaktır.

AKP iktidarının geçtiğimiz yıl, temel eğitimde, 4+4+4 aslın da, gerici, sermaye çevrelerine ucuz iş gücü devşiren, anti demokratik, sekuler olmayan eğitim sisteminin uygulamalarının, ipuçlarını vermekteydi.

Türkiye de, 90 yıllık eğitim sistemi özü itibarı ile asimilasyonu esas alan, farklılıkları yok sayan, Türk İslam sentezi üzerine kurgulanmış, gerici ve yobaz bir sistemdir. Musolini İtalya’sını, takip eden bir eğitim sistemidir.

Bugün AKP iktidarı bu asimilasyoncu, Türk İslam sentezi hedeflenerek uygulanan eğitim sistemini, İslam vurgusunu ön plana çıkarılarak, ‘dindar nesil’ yetiştirmek adına ortaçağ uygulamalarına dönülmek istenilmektedir.

Alevi çocukları, zoraki Sünnileştirilmek istenmektedir!
Bu nedenle, temel eğitim kurumlarında zoraki din dersleri, Sünni İslam dersleri, Alevi çocuklarına okutulması, ailelerin itirazı üzerine, AİHM Avrupa insan hakları mahkemesine taşınmıştır. AHİM daha öncede olduğu gibi, 16 Eylül 2014’de verdiği kararla, Türkiye de eğitim sisteminin adil ve demokratik olmadığını ısrarla vurgulayarak, Türkiye cumhuriyeti devletinin ivedilikle, Alevi çocuklarının muaf tutulacağı bir uygulamaya geçilmesini önermiştir.

Daha öncede, AİHM Hasan Zengin davasında da, yukarda ki karar benzer bir kara vermişti. AKP iktidarı, zamanın başbakanı R.T. Erdoğan, AHİM karalarını göz ardı ederek uygulamamakta ayak diretmiştir.

AİHM 14 Alevi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ilköğretim öğrencilerine zorunlu olarak okutulan 'Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi'dersinin işlenme biçiminin AİHS Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin, 9 ve 14'üncü maddeleri ile 1 numaralı protokolün ikinci maddesini ihlal ettiği yönündeki başvurusunu karara bağladı.

“Türkiye, daha fazla geciktirmeden, ailelerin dini ve felsefi inançlarını açıklamak zorunda bırakılmadıkları bir muafiyet sistemi gibi, sorunun giderilmesine dönük imkânları ortaya koymak zorundadır”

"Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir."

AİHM 16 Eylül 2014 aldığı yeni kararı, AKP, A. Davutoğlu hükümeti nasıl uygulamaya koyacaktır. Önümüzdeki günlerde göreceğiz.

AKP iktidarı ve başbakan A. Davutoğlu’nun, açıklamalarında görüleceği gibi, AİHM kararlarını eğitimde uygulamaktan çok, kendince manüpilatif açıklamalarla, kararı görmemezlikten gelmeyi yeğlemektedir.

Asimilasyonun bir parçası olarak, temel eğitimin verildiği okullarda, sınıfların kızlı erkekli ayrıştırılma çabaları bunun açık bir örneğidir. Ve gerekse, okullarda mescit yapılması, küçük yaşta çocukların istemedikleri halde Sünni İslam ı, öğrenmeye ve uygulamaya zorlanmaları işin cabasıdır.

İnançlara saygı göstermemek, kendinden başkasını yok saymak, başkalarını kendine benzetme çabaları, asimilasyondur.

Asimilasyon, faşizmin farklılıkları yok sayarak, yok etmek için başvurduğu en kaba yöntemdir. Aleviler yüzlerce yıldır bu topraklarda asimile edilmemek için her türden saldırılara göğüs germişlerdir.

Bugünde dik duruşlarını sergileyerek, AKP'nin faşist saldırılarını püskürteceklerdir.

Bir sonraki yazımda buluşmak üzere,

17 Eylül 2014

Face:aliekber.pektas

Twitter: @AliekberP