Çoğunuluğu sanatçı, tarihçi, avukat ve yazarlardan oluşan 30 ismin imzalarının yer aldığı mektup, İngiliz Times gazetesinde tam sayfa yer aldı.

5 kişinin ölümü ile sonuçlanan Gezi Parkı protestolarında,  polisin aşırı güç kullanımını kınayan mektupta, tek suçu Başbakan’ın diktatör yönetimine karşı olan 5 gencin ölümünü göz ardı ederek Başbakan’ın Alman Nazilerinin düzenlediği Nürnberg konuşmalarını hatırlatan toplantı düzenlediği ifadeleri yer aldı.

Mektupta ayrıca, Türkiye’nin Çin ve İran’ın toplamından daha fazla sayıda gazeteciyi cezaevinde tuttuğu vurgulandı.

Başbakan’ın protestocuları çapulcu, hatta yabancı güçlerin yönettiği teröristler olarak adlandırdığı yazılan mektupta, gerçekte bu gençlerin Atatürk’ün kurduğu laik cumhuriyeti devamını istemekten başka bir gayelerinin olmadığı ifade edildi.

Son olarak mektupta, Türkiye’nin bir Avrupa Konseyi üyesi olarak 18 Mayıs 1954’te Avrupa Konseyi İnsan Hakları Sözleşmesini imzaladığı hatırlatılarak ‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yetki alanı içinde bulunan Türkiye’de, 5 masum insanın ölümüne neden olan Başbakan’ın tutumu Strasbourg’da yanıtı aranacak bir durum bir oluşturabilir’ denildi.

Mektuba imzalarını koyanlar arasında Piyanist Fazıl Say, film yapımcısı Fuad Kavur, İngiltere İşçi Partisi milletvekili Jeremy Corbyn, yazar, Maurice Farhi, Sir Ben Kingsley, aktör Edmund Kingsley, Oscar ödüllü yönetmen Branko Lustig, Atatürk biyografisinin yazarı Dr. Andrew  Mango, avukat Hugo Page, heykeltraş Igor Ustino ve yazar Lord Monson gibi isimler yer aldı.


Türkiye’den Fazıl Say’ın da yer aldığı, “Başbakan Erdoğan’a açık mektup"un imzacıları şöyle:

Fazıl Say,
Besteci-piyanist
Andrew Mango, Atatürk'ün biyografisini yazarı
Hugo Page, Avukat
Ronald Thwaites, Avukat
David Lynch, Yönetmen “Mulholland Drive” filmiyle Altın Palmiye ödülü sahibi
Sean Penn, Aktör/Yönetmen, “Milk” ve “Mystic River” filmleriyle Oscar sahibi
Susan Sarandon Aktris, “Dead Man Walking” filmiyle Oscar ödülü sahibi
Sir Ben kingsley, Aktör, “Gandhi” filmiyle Oscar ödülü sahibi
James Fox, Aktör
Frederic Paphael, Yazar, “Darling” ile Oscar ödülü sahibi
Sir Tom Stoppard, Senaryo yazarı, "Shakespeare in Love" filmiyle Oscar ödülü sahibi
Christopher Hampton, Senaryo yazarı, "Dangerous Liaisons" filmiyle Oscar ödülü sahibi
Lord Julian Fellowes, Senaryo yazarı "Gosford Park" ile Oscar ödülü sahibi
Vilmos Zsigmond, Sinematograf, "Close Encounters of the Third Kind" ile Oscar sahibi
Branko Lustig, Yapımcı, "Schindler's List" ve"Gladiator" ile Oscar ödülü sahibi
Rachel Johnson, Yazar
Edna O'brien, Yazar
Christopher Shinn, Senaryo yazarı
David Starkey, Anayasa tarihçisi
Lady Cholmondely, Chopin Society Başkanı
Lord Monson, Yazar
Lodr Strachcarron, Belgesel yapımcısı
Downshire Markisi, Toprak sahibi
Jeremy Corbyn Mp, İşçi Partisi Milletvekili
Edmundy Kingsley, Aktör
Igor Ustinov, Heykeltraş
Mauice Farhi Mbe, Yazar
Jack Fox, Aktör
Clare Berlinski, Yazar
Fuad Kavur, Film yapımcısı



İŞTE İLANIN TAM METNİ


Bay Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Başbakanı
Ankara, Türkiye. Temmuz 2013

Sayın Bay Erdoğan,


Aşağıda imzası olanlar, bu mektubu sizin polis güçlerinizin İstanbul’da Taksim Meydanı ve Gezi Parkı ile Türkiye’nin diğer büyük şehirlerindeki barışçı gösterileri, Türk Tabipler Birliği’nin verilerine göre beş kişinin ölmesi 11 kişinin ayrım göstermeksizin biber gazı kullanımı nedeniyle gözünü kaybetmesi ve 8 binden fazla kişinin yaralanmasına neden olacak biçimde, zalimce bastırmasını en güçlü şekilde kınamak amacıyla yazıyoruz.

Ancak, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı’nın benzersiz bir şiddet kullanımıyla boşaltılmasından sadece günler sonra, tek suçları sizin diktatoryal yönetimine karşı çıkmak olan bu beş ölüye aldırmadan, İstanbul’da Nuremberg Toplanması'nı hatırlatan bir miting düzenlediniz. Sizin hapishanelerinizde Çin ve İran hapishanelerindeki sayının toplamından daha fazla gazeteci var. Buna ek olarak, göstericileri çapulcu, yağmacı, holigan olarak nitelendirdiniz, hatta bu göstericilerin yabancıların yönlendirdiği teröristler olduğunu söylediniz.

Oysa gerçekte, bu göstericiler sadece Türkiye’nin kurucusu Kemal Atatürk’ün öngördüğü şekilde laik bir cumhuriyet olarak kalmasını isteyen gençlerdi. Sonuç olarak, bir yandan ülkenizi AB üyesi yapmaya çalışırken, bir yandan Türkiye’nin bir Egemen Devlet olduğunu söyleyerek, AB liderleri tarafından size yönelik tüm eleştirileri reddediyorsunuz.

Size 9 Ağustos 1949’da imzalanmış Konvansiyon uyarınca Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nin bir üyesi olduğunu, 18 Mayıs 1954’te Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonunu imzaladığını ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yetkisini tanıdığını saygıyla hatırlatıyoruz. Bunların sonucunda, beş masum gencin ölümüne neden olan emirleriniz, Strasbourg'da bir davaya dayanak teşkil edebilir.
Saygılarımızla...