Mahmut Hamsici

 İngiliz Independent gazetesinde yazan Cockburn hem Türkiye'nin hem de İngiltere dahil bazı Batılı ülkelerin Suriye politikalarına sert eleştiriler getiriyor.

Cockburn'e göre Türkiye'nin Suriye konusunda Devlet Başkanı Beşar Esad'ın düşmesini umut etmek dışında "hiçbir politikası bulunmuyor":

"Türkiye Suriye'ye dair, Esad hükümetinin düşmesini ummak dışında gerçekten bir politikaya sahip gibi görünmüyor. Eğer Suriye'de asıl amaç yönetimi devirmek idiyse bunda başarısız oldu. Suriye 15 eyalet kenti var. Bunlardan 14'ü Esad yönetiminin elinde. Türkiye'nin amacı ne idiyse buna ulaşamadı. Türkiye'nin son iki, üç yıl içinde Suriye ve Irak'a dair hiçbir politikası başarılı olmadı."

"Yabancı cihatçılar Türkiye'den geçiyor"

Cockburn Türkiye'nin Suriye'ye dair faaliyetlerinin savaşı çok olumsuz etkilediğini belirtiyor:

"Türkiye'nin politikasının en önemli sonucu Suriye'de radikal İslamcıların gücünün artması ve çok acımasız, kanlı bir savaşı hızlandırmak oldu."

Cockburn Independent'daki son yazılarından birinde Türk güvenlik güçleri ve istihbarat teşkilatının cihatçı gruplara eğitim verdiği ve yönlendirdiğinden bahsetmişti.

Bu iddiaya dair elinde somut kanıt bulunup bulunmadığına dair soruya "Hayır" cevabını veren Cockburn şunları söylüyor:

"Cihatçıların Suriye muhalefetini ele geçirebilecek hale gelmesinde Türkiye'nin rolünün çok önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin bununla ilgili tam rolünü kanıtlamak zor. Ancak cihatçıların, Türk güvenlik güçlerinin ya da Türk güvenlik güçlerinin bazı bölümlerinin çok aktif desteği olmadan mevcut durumdaki üstünlüklerine ulaşması mümkün olmazdı."

Cockburn, Türkiye'nin bu gruplara destek iddiasından bahsederken "İçinde Suriye’ye giden mühimmat olduğu iddia edilen tırların durdurulmasından" bahsediyor ve birçok cihatçının dünyanın farklı yerlerinden Türkiye'ye geldiğini ve kendilerine Suriye'ye geçişlerine izin verildiğini söylüyor.

"Güçlü oldukları için cihatçılar seçildi"

"Türkiye'nin neden diğer gruplara değil de özellikle IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) ve Nusra Cephesi gibi cihatçı gruplara destek verdiğini iddia ediyorsunuz?" sorusuna Cockburn şu cevabı veriyor:

"Tam olarak cevabı bilmiyorum ama ana nedeninin cihatcıların Suriye'nin kuzeyinde ve aslında şu andan Suriye'nin birçok yerinde muhalefete hâkim olması olduğunu düşünüyorum. Eğer silahlı güçlerle bir işbirliği olacaksa bunun cihatçılarla olması gerekir. Özgür Suriye Ordusu bugünlerde çok zayıflamış bir güç. Yani Türkiye'nin destek vermesi için özellikle cihatçıları belirlemiş olması gerekmiyor. Ben, silahlı muhalefet içindeki en etkili unsurları belirleyerek desteklediklerini düşünüyorum."

Suriye'nin Rojava olarak bilinen ve Kürtler'in yoğun yaşadığı alanlarda başta PYD'ye (Demokratik Birlik Partisi) bağlı YPG (Halk Savunma Güçleri) olmak üzere Kürt gruplarla en fazla çatışan grupların da bu cihatçı gruplar olduğu görülüyor.

Türkiye'nin cihatçı gruplarla destek iddiasında Türkiye'nin PYD'ye karşı politikasının etkili olup olmadığıyla ilgili soruya ise Cockburn bunun "çok muhtemel bir destek nedeni olduğunu" söylüyor.

ABD'li gazeteci Seymour Hersh geçtiğimiz günlerde, Cockburn'ün de yazarlarından olduğu London Review of Books dergisindeki makalesinde geçen yıl Suriye'nin Guta bölgesinde gerçekleştirilen kimyasal saldırının Türk yetkililerin desteğiyle Nusra Cephesi tarafından gerçekleştirildiğini yazmıştı.

Independent gazetesinin bir diğer deneyimli Orta Doğu muhabiri Robert Fisk de bunu takiben kaleme aldığı bir yazısında iddianın doğru olabileceğini belirten görüşlere yer vermişti.

Cockburn ise Hersh ve Fisk'ten farklı olarak bu iddiayı olası bulmuyor.

"Nusra Cephesi kimyasal saldırı düzenleyebilir mi?"

Cockburn bu görüşünü şu sözlerle açıklıyor:

"(İddianın gerçek olup olmadığını) bilmiyorum ama bu bana olası gelmiyor. Şam'daki durumu biliyorum ve Nusra Cephesi'nin, sarin gazı ihtiva eden roketler fırlatarak Amerika'yı askeri operasyon için tahrik etmeyi istediği farz edilse bile alanda bu örgütün bunu yapabilecek bir yapılanmaya ve uzmanlığa sahip olması bana çok olası gözükmüyor."

"Ayrıca, Türk istihbaratının bunu yapmayı istediği farz edilse bile bunu yapması ve bu durumdan kimsenin haberdar olmaması da olası gözükmüyor. Biliyorsunuz, son aylarda üst düzey hükümet yetkililerinin birçok telefon görüşmesi ve toplantılarının gizlice izlendiğini gördük. Dolayısıyla böyle bir şeye cesaret etmeleri ve kimsenin bundan haberdar olmaması bana olası gözükmüyor. Bu çok büyük bir risk olurdu ve ortaya çıkması çok muhtemel olurdu."

"Saldırıyı Suriye'nin yapmış olması daha muhtemel"

Cockburn söz konusu kimyasal saldırının Suriyeli yönetimine bağlı güçler tarafından yapıldığının daha muhtemel olduğu görüşünde:

"Sarin gazının Suriye askeri güçleri tarafından muhalefete karşı kullanıldığının çok daha muhtemel olduğu görüşündeyim. Sarin gazına sahip olduklarını biliyoruz. Muhalefete karşı her türlü yöntemi kullandıklarını da biliyoruz. Bununla ilgili yüzde yüzlük bir kanıt yok ama bu bana çok daha olası gözüküyor."

Cockburn Suriye'deki savaşın gidişatını yorumlarken sonuçla ilgili konuşmanın zor olduğunu ancak mevcut durumda Esad yönetiminin biraz daha güçlendiğini söylüyor:

"Suriye yönetimi savaşı kaybetmiyor ve biraz daha güçleniyor. Ancak kesin olarak düşmanlarını yendiğine dair bir işaret yok. Şam'da, Kalamun dağlarında, Humus'ta, Tartus yolunda yeniyor olabilir ama diğer yandan muhalefet Lazkiye'de ve Halep’in doğusunda saldırıyor. Yani hala silahları, güçleri ve yabancı müttefikleri var. Suriye yönetiminin kesin zafere ulaşacağına inanmıyorum. Ülkenin günden güne harap olduğunu ve bunun komşularını da etkileyeceğini düşünüyorum. Irak'ı şimdiden istikrarsızlaştırdı. Lübnan'ı istikrarsızlaştırıyor. Türkiye'ye de zarar vereceğini düşünüyorum."

"Türkiye büyük hata yaptı"

Cockburn, Türkiye'nin "radikal İslamcı gruplara verdiği desteğin" ileride kendisi için büyük sorunlara neden olacağını' belirtiyor.

"Son üç yıl içinde bölgede radikal İslamcıların gücünü artırdığını görüyoruz. Türkiye'nin Suriye sınırını kontrol etmeyerek büyük bir hata yaptığını düşünüyorum. Radikal İslamcıları bir kez durdurmadığınızda bundan geri dönüş çok zor olur."