Sadece Esad yönetiminin değil aynı zamanda Suriye muhalefetinin de konferans için ikna edilmesi kolay olmayacak gibi. Muhalefeti tek çatı altında toplayan Suriye Devrimi Muhalefet Güçleri Ulusal Koalisyonu da konferansa katılmak için bazı şartlar öne sürüyor. Ulusal Koalisyon’un Sözcüsü Hişam Merve, Deutsche Welle’ye verdiği röportajda şunları kaydetti:


"Esad rejimiyle bir diyalog ya da pazarlık mümkün olamaz. Çünkü, Ulusal Koalisyon tarafından 2012 yılının Kasım ayında kabul edilen temel belge buna imkan vermiyor. Dolayısıyla burada bir değişiklik için yeniden karar alınması gerekir.”

Muhaliflerin sözcüsü Merve, önümüzdeki günlerde atılacak adımlara dair yeni görüşmelerin de yapılacağını belirtti.


Esad rejimi güç kazanıyor


Der Spiegel dergisinin internet sayfasında yer alan habere göre; Alman dış istihbarat teşkilatı (BND), Suriye’deki askerî güç dengelerine dair yeni bir değerlendirmede bulundu. Buna göre Esad birlikleri, uzun süredir olmadığı kadar istikrarlı biçimde hareket ediyor. Ordu, silahlı muhalif grupların bir kısmını başkent Şam’dan dışarı püskürttü ve güneye açılan sevkiyat yollarını kapattı. Esad birlikleri, halihazırda muhaliflerin ülkenin batısındaki bağlantı yollarını kesmeye çalışıyor. Bununla birlikte rejim birlikleri Şam ve Humus arasındaki kilit noktaların kontrolünü de yeniden ele geçirdi.



Gözlemciler Esad yönetiminin konferans konusunda kararını, çatışma alanlarındaki gelişmelere göre vereceğini tahmin ediyor.

Ulusal Koalisyon Sözcüsü Merve de bu görüşü paylaşıyor ve şunları kaydediyor:


"Benim tahminim Şam’daki rejim, konferansa artık iyi bir pazarlık pozisyonuyla gidebileceğini değerlendirdiği ana kadar, şiddet devam edecektir."


Muhalifler bu nedenle Batılı devletler ve BM’den, Esad rejimine verdikleri desteği çekmeleri için Rusya ve Çin üzerindeki siyasi baskıyı artırmasını talep ediyor. Esad birliklerinin, “Suriye halkına karşı savaş yürüttüğünü” belirten Merve, ayrıca silah ihtiyaçlarını bir kez daha yineliyor.


‘Konferans, dönüm noktası’


Federal Alman Meclisi’nin Dışişleri Komisyonu üyelerinden Joachim Hörster, DW’ye verdiği demeçte uluslararası konferansın önemli bir gelişme olduğunu belirtirken, bunun nedenlerini şöyle açıkladı:


"Çünkü şimdiye dek taraflar, benzer durumlarda sadece ön şartlarını dile getirdi. Bir taraf, görüşmelere başlamadan önce Esad’ın gitmesi gerektiğini belirtti. Diğer taraf ise teröristlerle aynı masaya oturmayacağını söyledi. Bu şekilde iki taraf da birbirlerinden çok uzak pozisyonlar ortaya koydular. O nedenle ABD Dışişleri Bakanı Kerry ve Rus mevkidaşı Lavrov’un çatışmanın taraflarının da katılımıyla yapılacak bir Suriye Konferansı’nın gerekli olduğu sonucuna varmış olmaları, büyük bir dönüm noktası."


Hörster, konferans gerçekleştirilebilirse, burada Suriye sorununu, bölgedeki diğer ana sorunlardan ayrı tutumanın büyük önem taşıyacağına dikkat çekiyor.


"Eğer çatışmanın tarafları olan Suriye rejimi, İran ve Hizbullah‘ı, en azından Suriye’de insanların öldürülmesini durduracak ve insani yardım yapılmasına olanak verecek bir çözüm sürecine dâhil etmek istiyorsam ve bu dileğimi aynı zamanda İran’ın nükleer programına dair bir çözümle de birleştirmeye çalışırsam, o zaman daha en baştan görüşmeler suya düşer ve konferanstan da hiçbir sonuç çıkmaz. O nedenle bu sorunlar, mutlaka birbirinden ayrı tutulmalıdır."


Uzmanlar, barış ve çözüm sürecinin hiç de kolay olmayacağını, bölgede çok karmaşık sorunlar ağının bulunduğu tespitini yapıyor. Zira ipin ucunda birçok ülkenin çıkarları bulunuyor. Hem bölgesel hem de uluslararası güçler, bölgede hâkimiyet mücadelesi içinde. Joachim Hörster bu durumun, Suriye sorununun çözüme kavuşturulmasını bu kadar zorlaştırdığı görüşünde. Hörster "ABD’den Türkiye’ye ve Körfez ülkelerine kadar krize dâhil olan birçok ülkenin taşıdıkları endişeler sorunun çözüme kavuşturulamamasında en büyük etken" diye konuşuyor. Hrıstiyan Demokrat Birlik Partili politikacıya göre en az korkusu olanlar ise Suriye rejimi ve Hizbullah. Zira onlar için sorun, çıkarlardan ziyade bir ölüm kalım savaşı haline dönüşmüş durumda.©DW