Yaklaşık 10 bin karakter içeren raporda vatandaşlık hakkı, siyaset hakkı ve ırk ayrımcılığı gibi 7 başlık bulunuyor.
Raporda, ABD'nin kendisini 'dünya insan hakları yargıcı' gibi gördüğüne, yaklaşık 200 ülkeyi suçlarken kendi ülkesinde giderek kötüleşen insan hakları durumunu göz ardı ettiğine vurgu yapıldı.

ABD'de 2013 yılında şiddet olaylarının gittikçe arttığına dikkat çekilen raporda, ABD'nin yürüttüğü Prizma projesiyle telekulak skandalına yol açtığı, uluslararası hukuku açıkça çiğnediği ve insan haklarını ciddi şekilde ihlal ettiği belirtildi.

ABD hapishanelerinde, tutukluları tek kişilik hücrelerde cezalandırma uygulamasının yaygın olduğuna işaret edilen raporda, bazı tutukluların 40 yıl tek hücrede tutulduğuna dikkat çekildi.

ABD'de işsizliğin ciddi boyutta olduğuna işaret edilen raporda, 2011-2013 döneminde evsizlerin sayısının yüzde 16 arttığı belirtildi.

Irk ayrımcılığının ABD toplumunda sistematik bir eğilim olduğuna işaret edilen raporda, azınlık etnik grupların yaşam şartlarının endişe verici olduğu belirtildi. ABD'de cinsiyet ayrımcılığının popüler olduğu ve çocuk haklarının güvence altına alınmadığı kaydedildi.

Raporda, ABD'nin diğer ülkelerde insan haklarını en fazla ihlal eden ülke konumunda bulunduğu bildirildi. Raporun bitiminde ABD'nin günümüzde bile BM'nin bir dizi temel insan hakları sözleşmesine taraf olmadığına vurgu yapıldı.