Göstericilere, "Hayatınızda daha önce hiçbir eyleme katıldınız mı?", "Neden bugünkü gösterilere katılıyorsunuz?", "Sorun sadece ulaşım zamlarıyla mı ilgili?", "Bugünkü gösterilerle geçmişteki toplumsal gösteriler arasında ne tür farklar var?", "Türkiye'deki protestolar hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorularına verdikleri cevaplar şöyle:

Felipe Gonçalves, 30, Rio de Janeiro

''Tam anlamıyla eylemci biri değilim ama hayatımda birkaç kez eyleme katılmıştım. Ben lise öğretmeniyim, Geçen yıl Brezilya’daki eğitimci eylem, grevlerine katılmıştım. Ama bunların hiçbir şimdiki gibi değildi. Eylem tabii ki sadece ulaşım sorunuyla ilgili değil. Yaşadığım Rio de Janeiro’daki ulaşım hizmeti çok problemli. Metro ve otobüsler hep kalabalık, şoförler kötü şartlarda çalışıyor. Bu durumu değiştirmek için ortada bir plan da yok.''

''Bunun yanında 2014 Dünya Kupası ve 2016’daki Olimpiyat Oyunları gibi etkinlikler katlanılamaz bir durum ortaya çıkarıyor. Bu etkinlikler bahane edilerek devasa ölçüdeki kamu parası yöneticiler tarafından sorumsuzca harcanıyor. Rio’da emlak spekülasyonları nedeniyle çalışan insanlar yükselen kiraları karşılayamıyor. İnsanlar merkezden uzaktaki mahallelere taşınıyor. Dolayısıyla bu sadece ulaşım ücretleriyle ilgili değil, kent hakkıyla ilgili, kentsel dönüşümle ilgili, bu dönüşümde halkın sesine yer verilmemesiyle ilgili.''

''Gösteriler internet üzerinden örgütlendi. Dolayısıyla bir anda oldu ve bir merkezi de yoktu. Talepler tam olarak belirlenmiş değil. Göstericilerin politik yelpazedeki yeri de tam belirlenmiş değil. Bazı sağcı grupların ve özellikle de muhafazakâr medyanın protestolara kendi taleplerini dikte ettirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Gösterilerde daha önce hiçbir politik etkinliğe katılmamış, milliyetçi söylemi de olan insanlar görüyoruz. Dolayısıyla gösterilerin yönünü kaybetme riski hiç düşük değil.''

''Hiç şüphesiz Türkiye’deki gösteriler Brezilya’daki gösteriler üzerinde örnek olarak ve ilham vererek büyük bir etkide bulundu. Brezilya’da kullanılan bazı sloganlar dahi Türkiye’den esinlenerek ortaya çıktı. Brezilya ve Türkiye’nin kendi özgünlükleri var ama gösterilerde birçok benzer nokta da var. Gösterilerin bir anda patlaması, internetin rolü, geniş kitlelerdeki rahatsızlıkları dile getiren talepler ve büyük halk desteği çok benzer. Bence şu anda doğrudan demokrasinin yeniden doğduğunu görüyoruz.''

André Veloso, 24, Belo Horizante

''15 yaşından beri birçok gösteriye katıldım ama hiçbiri bu kadar büyük değildi. Ben daha önce hiç böyle bir şey görmedim. 1992 yılında dönemin devlet başkanı Fernando Collor de Mello'yu karşı gösterilerden bu yana Brezilya hiç bu kadar büyük eylemler görmemişti. Bu eylemlerde bir kuşak farklılığı var. Bu yüzden yeni örgütlenme biçimlerimiz, yeni taleplerimiz var. Dünyada olan bitenden haberdarız ya da en azından haberdar olmaya çalışıyoruz. 2011’de Wall Street’i İşgal Et eylemlerinden Tahrir Meydanı’na ve bugün Türkiye’ye kadar değişim talebi benzer.''

''Gösterilere, hükümetimizin halkımıza muamelesinden artık yorulduğum için katıldım. Biçimsel bir demokraside yaşıyoruz. Bu eylemlerin en önemli nedenlerinden biri de büyükşehirlerdeki ulaşım sorunu ve zamlardı. São Paulo’da yoğun saatlerde metronun durumunu gösteren fotoğraflara bakarsanız bize sığır muamelesi yapıldığını görürsünüz. Ulaşımda ve gündelik yaşam şartlarında iyileştirme istiyoruz. Ama dahası, daha fazla demokrasi ve para yerine halka daha fazla iktidar verilmesini talep ediyoruz.''

''Geçen ay Türkiye’de gösterileri duyduğumda çok heyecanlandım. Buradaki olayların çıkışında farklı nedenler vardı ama Türkiye’nin de çok büyük rolü oldu. Birkaç hafta önce Belo Horizonte kentinde Türkiye’ye destek için bir gösteri de yaptık. Benim görüşüme göre Türkiye çok önemli çünkü ‘Arap Baharı’ deneyiminin Avrupa'ya doğru aktarılması ve tam tersi ancak Türkiye vasıtasıyla gerçekleştirilebilir.''

Fábio Bonna Moreirão, 34, São Paulo

''2000’lerin başında küreselleşme karşıtı eylemlere katılmıştım. Son gösterilere sadece zamlara karşı olduğum için değil, daha demokratik ve sadece parası olanların değil herkesin seyahat edebilmesini sağlayacak bir kamu taşımacılığını savunduğum için de katıldım. Şu anda ülke genelinde olan biteni tam olarak anlamaya çalışmak gerçekten çok zor. Benim kentim São Paulo’da olanları anlatayım…''

''Burada çok büyük bir polis baskısı vardı ve medya bunu haberleştirmedi. 13 Haziran’da birçok gazeteci yaralandı ve bu ülke çapında büyük bir tepkiye neden oldu ve gösterilere karşı olanlar dahi savunmaya başladı. Satılmış medya ve sağ kesim her konuda ‘mesele sadece 20 cent değil’ söylemine yüklenmese iyi olurdu. Onlar kendi gündemlerini buraya sokmaya çalıştılar.''

''Bu, 17 Haziran’daki eylemlerde birçok kişinin muhafazakâr tondaki pankartlarla ortaya çıkmasına neden oldu. Bazı insanlar yolsuzluğu bitireceği iddiasıyla askeri diktatörlüğü geri çağırdı. 20 Haziran’da Nazi işareti yapanlar ortaya çıktı ve eylemlerdeki sol parti mensuplarına saldırdı. Göstericiler arasında kavgalar çıktı. Şu anda gösteriler depolitize ediliyor ve halkın önemli bir bölümü de demokratik hükümet askeri bir darbeyle devrilir diye korkuyor.

''Türkiye’yi başlarda çok takip ettim sonra buradaki gösteriler çok zamanımı aldı. Türkiye’deki gösteriler bana çoğulcu geliyor.''

Janaina Cardozo Capeletti, 34, Porto Allegre

'' Brezilya zengin bir ülke ve dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olma ihtimali var ama hâlâ ülkedeki zenginlerle yoksullar arasında büyük bir uçurum var. Yöneticiler bu eşitsizliği azaltmak için yeterince çaba sarfetmiyor. Sağlık, eğitim, güvenlik gibi alanlardaki sorunların çözümüyle ilgilenmiyorlar. Asıl olarak dünyaya ne kadar zengin olunduğu imajını göstermekle ilgileniyor. Dünya Kupası’yla ilgili harcamalar doğrudan bununla ilgili. Milyarlarca paramız FİFA standartlarında stadyumların inşası için harcanıyor ama benim sokağımdaki hastanede insanlar tedavi için aldıkları günü beklerken ölebiliyor. Bu saçma.''

''Bugünkü gösteriler sosyal medya ağları üzerinden örgütlendi. 1992’deki gösteriler gibi bugünkü gösterilerdeki insanlar da çoğunlukla genç. Ama o dönemden farklı olarak bugün politik partilerin gösterilerde etkisi yok. Hangi parti olduğu önemli değil, gösterilerde birisi bir parti bayrağı açınca göstericiler bunun hemen indirilmesi için baskı yapıyor. Göstericiler orta sınıf mensupları. Herhangi bir lider veya lider grup yok.''

''Türkiye’deki gösterileri takip ediyorum. Gündemlerimiz farklı olsa da Türkiye ve Brezilya’daki gösteriler arasında birçok benzerlik var. Türkiye’de olduğu gibi Brezilya’daki gösteriler de barışçıl bir şekilde başladı. Türk halkını destekliyorum. Bugün gazetede yeni bir eylem dalgasının yayıldığını okudum. İnsanlar sessiz bir şekilde durarak protesto yapıyorlar. Bu çok güzel.''

Regiane Smocowisk Miranda, 27, São Paulo

''Bugüne kadar birçok gösteriye katıldım. 2011’de FTAA’ya (Amerika Serbest Ticaret Bölgesi Anlaşması) karşı gösterilere katılmıştım. O zamanki gösterilere bin, iki bin kişi gelmişti. 2011’de São Paulo Paulo’daki şehir merkezinde Movimento Passe Livre'nin (Ücretsiz Bilet Hareketi) gösterileri vardı, onlara da katılmıştım. Burada yeni olan şey orta sınıfın gösterilere katılması. Son gösterilere katılmanın birinci nedeni ulaşım zamlarını protesto etmekti.

''Ulaşım ücretleri özellikle kötü maaşlarla çalışan yoksul işçi sınıfını çok etkiliyor ve her gün 20 cent daha fazla ödemek onlar için çok zor. İkinci olaraksa birçok arkadaşımın polis tarafından yaralanması ve üniversiteden araştırma görevlisi bir arkadaşımın sadece gösteriye katıldığı için gözaltına alınmasından dolayı katıldım. Polis yıllardır bu şiddeti uyguluyor ve medya ile orta sınıflar bundan habersizdi. Şimdi sadece ulaşım zamları için değil gösteri yapma hakkımız için de sokaklardayız.''

''Bugünkü protestolar her zamankinden büyük ve bütün bir ülkede yapılıyor. Bir liderimiz ya da toplumsal bir örgütümüz yok. Artık protestolar sadece ulaşım zamları için yapılmıyor. İnsanlar şimdi yolsuzluğa, pahalılığa ve Dünya Kupası’nın maliyetlerini protesto ediyor. Türkiye’yle ilgili tüm haberleri takip ediyoruz. Sosyal medya üzerinden dünyanın geri kalanına gerçekler aktarılıyor.''

''Türkiye’de yaşananların burada sokaklardaki insanlar üzerinde muazzam bir etkisi oldu. Yalnız başımıza mücadele vermediğimiz görülüyor. Demokrasi birçok yerde tahmin ettiğimizden çok daha kırılgan. Haklarımız için mücadele etmeye devam etmeliyiz.''

Flavia Azevedo Castro, 35, Rio de Janeiro

''Movimento Passe Livre (Ücretsiz Bilet Hareketi) herhangi bir partiden bağımsız bir hareket olarak 2005’te doğdu. Tüm yurttaşlar için seyahat özgürlüğü ve ücretsiz ulaşım talep eden bu hareket o dönemden bu yana birçok çalışma yaptı. Bu hareket Brezilya’nın farklı kentlerinde ulaşıma yapılan zamların iptali için dava açmaya başladı. São Paulo sokaklarında protestoları ve polisin göstericilere yönelik şiddetini görünce ben de mücadele etmeye karar verdim.''

''Hükümet Rio’da Dünya Kupası ve Olimpiyat Oyunları organizasyonları için çokça para harcıyor ama kentteki yurttaşların durumu iyi değil. Otobüs şoförleri çok hızlı araba kullanıyor ve çok hızlı frene basıyorlar. Bisiklet kullanıcılarını öldürüyorlar. Bir patates çuvalı gibi muamele görmekten sıkıldım. Her gün otobüste şoföre durakta durması için yalvarmak zorundayım. Şoförler yaşlı insanlara ve öğrencilere de kötü davranıyor çünkü onlar bilet parası ödemiyor.''

''Otobüs şirketi de yıllardır aynı. Belediye de şirketi değiştirmiyor ve halka da sormadan ne yapmak istiyorsa onu yapıyorlar. Rio Belediye Başkanı Eduardo Paes zamları iptal ettiğini açıkladı, ama açıklamasına bakılırsa biz yurttaşların yanında değil, karşısında. Rio de Janeiro’daki otobüs şirketi hakkında bir soruşturma talep ediyoruz. Kötü çalışmayan birçok başka şirket olduğunu düşünüyorum. Nitelikli bir ulaşım istiyorum. Böyle bir soruşturma bize mafya hakkındaki gerçekleri de gösterir.''

''Türkiye’de yaşananları biliyorum çünkü bir arkadaşım protestolar döneminde Taksim’deydi. Olaylarla ilgili haberleri ve fotoğrafları eş zamanlı olarak Facebook’tan paylaştı. Kendi çektiği fotoğraflarını da gönderdi. Ben de Brezilya'daki büyük internet sitelerinde haberi aramaya başladım ama hiçbir şey bulamadım. Bu çok garipti. Sonra Fransızca bir sitede haber buldum. O zaman, gösterilerin bir parkın yıkılmasına karşı olduğunu öğrendim. İnsanların hükümetten memnuniyetsiz olduğunu biliyorum. Orada olay sadece ağaçlar burada da sadece 20 cent değil!''

Kadj Oman, 30, São Paulo

''2000 ve 2011’de G8’e, FTAA’ya (Amerika Serbest Ticaret Bölgesi Anlaşması) ve geleceğimiz hakkında karar veren diğer ekonomik örgütlere karşı gösterilere katılmıştım. Ama o dönemde sokaklarda bu kadar çok insan yoktu. Diğer yandan insanlar bugünkünden çok daha politikti.''

''Gösterilere katıldım çünkü bir anti-kapitalist eylemciyim. Movimento Passe Livre (Ücretsiz Bilet Hareketi) de bununla ilgili: Turnikesiz bir hayat ve özgür bir dünya. Son günlerde sokaklardaki insanların sayısı çok arttı. Arttı çünkü medya gösterileri aktarmaya başladı. Başta bize vandal diyorlar ve kenti dağıttığımızı söylüyordu. Yoğun polis baskısından sonra gazeteler ana haberlerini değiştirdi ama bu kez göstericilerin odağını değiştirmeye, milliyetçi, sağcı gündemleri devreye sokmaya çalıştılar. Halkımız uzun yıllardır büyük sokak protestolarından uzak kalmıştı bu yüzden şimdi ne için mücadele ettikleri konusunda kafaları karıştı.''

''Ama kent merkezlerinden uzaktaki yoksul mahallelerde gösteriler farklı bir hal alarak yayıldı. Buradakiler toplumsal hareketler barınma, eğitim, sağlık gibi alanlarda sosyal dönüşüm talep ediyor. Bu hareketlerin bir bölümü şehir merkezlerindeki eylemlere de katılıyor ama merkezdeki eylemlerin taleplerinde hâlâ bir netlik yok.''

''İnsanlar Türkiye’deki gösterilerle ilgili bir şeyler duydu ve okudu. Ancak yaşananlarla ilgili tam ve güvenilir bilgiye sahip değiliz. Türk halkını hakları için ayağa kalktığı, başka türlü bir toplum için mücadele ettiği ve otoriter bir hükümete karşı çıktığı için kutlamalıyız. Ancak oradaki bilgi eksikliği burada da var olabilir. Gösterilerimizde elinde Türk bayraklı insanlar görüyoruz. Ama bazı insanlar milliyetçi bir söyleme de sahipler. Bu durum da buradaki politik kafa karışıklığını ortaya koyuyor.''

Marcelo Noah, 35, São Paulo

''Gösteri fikrini destekliyordum ama gösterilere hükümetin ve ana akım medyanın kabul edilmez yaklaşımını gördükten sonra katıldım. Artık Brezilya’da, en azından São Paulo’da insanlar politik olarak harekete geçtiklerinden kendilerini daha iyi ifade ediyorlar ve daha iyi düşünüyorlar. Bence gösterilerin en büyük başarısı bir kuşağın politik farkındalığa ulaşması oldu. İnsanlar derin bir uykudaydılar ama şimdi uyandılar. İnsanlar bugün sokaklarda iletişim kuruyorlar ve bir araya geliyorlar çünkü hükümetin kendi insanlarına kulaklarını tıkamasını kabul etmiyoruz.

''Diktatör gibi davranan demokratik hükümetler istemiyoruz. Demokrasi yaşayan bir bitki gibidir, dikkat edilmelidir. Başından beri Türkiye’yi takip ediyorum. Gerçekte benim Brezilya’da sokaklara gitmeme neden olan şey Türkiye’de yaşananlar oldu. Porto Alegre’de aynı günlerde çok benzer şeyler oldu. Belediyenin 114 ağacı kesmesini protesto eden birçok arkadaşım gözaltına alındı. Maalesef o mücadeleyi kaybettik.''