Mısır’da iç savaş benzeri bir hâl alan durum, AB’yi de sarsıyor. AB’li politikacılar Nil kıyılarındaki şiddeti, eli kolu bağlı izlemek istemiyor. 28 AB ülkesinin dışişleri bakanları, Brüksel’de yapılacak özel otumda, Mısır’daki krizi dindirmek için AB’nin neler yapabileceğini görüşecek. AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton’ın bakanlara önerilerde bulunması bekleniyor. Opsiyonlar arasında Mısır’a yapılan silah ihracatının durdurulması, milyarlarca euro değerindeki malî yardım ve kredilerin askıya alınması bulunuyor.

AB, geçen yıl Mısır’a toplam 5 milyar euroluk bir malî yardım paketi vaadinde bulunmuştu. Ancak koşullar yerine getirilmediği ya da Mısır gerekli müracaatları yapmadığı için henüz hiçbir ödeme yapılmadığı belirtiliyor. Avrupa Birliği ile Mısır arasında, 2004 yılından bu yana ortaklık anlaşması bulunuyor.

Zor karar

Alman Dış İlişkiler Konseyi’nden siyaset bilimi uzmanı Josef Janning, ekonomik baskıların doğru bir baskı araç olup olmadığı konusunda şunları kaydediyor: "Zaten hâlihazırdaki şiddet olaylarından ötürü ülkede yatırım ve ekonomik işbirliğine yönelik bir atmosfer hâkim olmadığından, ekonomide bir durgunluk söz konusu. Böyle bir karar almak, AB açısından zor, Mısır açısından da sorunlu olacaktır. Zira böyle bir baskı, zaten zayıf durumdaki sivil toplum yapılanmasını daha da zayıflatacaktır. Diğer yandan Avrupalılar sanki bir şey olmamış gibi de davranamaz."

AB'ye üye ülkelerin Birlik nezdindeki büyükelçileri hafta başında Brüksel‘de bir araya gelerek, Dışişleri Bakanları özel oturumunun hazırlık çalışmalarını yaptı. Toplantının ardından, siyasi bir çözümün hâlâ mümkün olduğunu kaydeden AB’nin Güney Akdeniz özel temsilcisi Benardino Leon, "Çok zor bir durum. Ortada basit çözümler yok" diye konuştu.

Özel oturumdan beklentiler

Siyaset bilimi uzmanı Janning, Suriyeli muhaliflere silah sevkiyatı konusunda ortak bir tutum belirlemekte zorlanan Birlik ülkelerinin Mısır konusunda daha az zorlanacağını düşünüyor.Janning "Suriye’ye göre, muhtemelen daha az görüş ayrılıkları olacaktır. Dışişleri bakanları özel oturumunda, geçiş hükümetinin başlarda öngördüğü diyalog yolunu terk etmesinin, kınanması konusunda, bakanların hemfikir olmaları bekleniyor. Bununla birlikte AB, öngörülen yardımları koşulsuz bir şekilde devam ettirmeyeceğinin açık işaretini verecektir. Birlik ayrıca, geçiş hükümeti diyaloga hazır olduğu sinyalini verirse, müzakerelere eşlik etme teklifini de yineleyecektir" diye konuşuyor.

Janning, diğer yandan Mısır’da hem geçiş hükümeti, hem Müslüman Kardeşler, hem de seküler genç protestocuların Batı’nın kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını düşündüğünü söylüyor. Janning’e göre, Müslüman Kardeşler, darbeyi yeterince eleştirmediği için; geçiş hükümeti de kendilerini sürekli eleştirdiği için Batı’yı suçluyor; genç seküler protestocular ise iş zora girince Batı’nın kendilerine sırtını çevirdiğini düşünüyor.

ABD'nin Mısır açmazı

Bununla birlikte, ABD’nin Mısır politikalarında da çaresizlik egemen. Başkan Barack Obama her ne kadar geçen hafta, bu koşullar altında Mısır’la ilişkilerin alışılageldiği gibi sürdürülemeyeceğini açıklasa da ABD, Mısır’a yaptığı yıllık 1 milyar 300 milyon doları bulan askerî yardımlara ilişkin herhangi bir açıklamada bulunmadı. Cumhuriyetçi Senatör Kelly Ayotte, bu yardımların kesilmesini talep ediyor. Ayotte "Son şiddet olaylarının ardından bu yardımların devam etmesi için hiçbir neden göremiyorum. Bu yardımların şimdi durdurulması gerekiyor. Mısır’da yaşananlardan bağımsız olarak, Obama’nın son açıklamalarının ardından, Mısır ordusunun askerî yardımların devam edeceğini inancı taşıdığı kanaatindeyim. Ben bu yardımların kesilmesi taraftarıyım" diye konuşuyor.

Ancak AB ve ABD’nin ekonomik baskıları artsa bile, Mursi'nin darbeyle devrilmesinin ardından Mısır'a yaptığı cömert malî yardımla dikkat çeken Suudi Arabistan, Batılı ülkelerin yardımları kesmesi durumunda kaybı telafi edeceklerini açıkladı. Dışişleri Bakanı Suud El Faysal, resmî haber ajansı SPA'ya verdiği demeçte, "Mısır'a yaptıkları yardımı kestiklerini açıklayanlara, ya da bununla tehdit edenlere söyleyeceğimiz şudur ki, Arap ve Müslüman ülkeler zengindir ve Mısır'a yardım konusunda tereddüt etmeyeceklerdir" dedi.DW