AİHM’nin temyiz organı olarak da adlandırılan 17 yargıçlı Büyük Daire, 7’ye karşı 10 oyla, İsviçre’de “Ermeni soykırımı tarihi yalandır” dediği için bu ülkenin mahkemeleri tarafından yargılanıp mahkum edilen Perinçek’in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti.

Doğu Perinçek’in 2008 yılında İsviçre devletine karşı AİHM önünde başlattığı yasal süreç bugün sonuçlandı. Perinçek, İsviçre’ye karşı AİHM’de açtığı davayı 17 Aralık 2013 tarihinde kazanmış, ancak İsviçre hükümeti bu karara itiraz ederek esastan yeniden görülmesini istemişti. İsviçre’nin bu talebini kabul eden AİHM’de dosya 17 yargıçlı Büyük Daire’ye devredilmiş, bu yıl Ocak ayında bir duruşma yapılmıştı. Davanın bu aşamasında İsviçre devletine destek olarak Ermenistan ve Fransa hükümetleri ile aralarında diaspora Ermenilerini temsil eden kuruluşların da yer aldığı çok sayıda sivil toplum örgütü müdahil olmuş, Tük hükümeti ise Perinçek’in yanında saf tutmuştu.

AİHM Başkanı Dean Speilmann yönetimindeki Büyük Daire tarafından bugün açıklanan nihai kararda, mahkemenin 2013 kararı daha da ayrıntılı biçimde adeta tekrarlandı. Mahkeme, 1915 olaylarının “soykırım” olup olmadığı tartışmasına girmedi. Davaya müdahil olan sivil toplum kuruluşlarının “Perinçek bilimsel olmayan yöntemlerle taraflı biçimde konuşuyor” tezine, “Perinçek tarihçi veya hukukçu olarak değil siyasetçi olarak konuşmuştur ve bir siyasi olarak kamuyu ilgilendiren konularda görüş belirtme hakkına sahiptir” ifadeleriyle yanıt verdi.

Gerekçeli karar

Gerekçeli kararda, Perinçek’in İsviçre’de yargılanıp cezalandırılmasına neden olan ifadelerde “nefret ve hoşgörüsüzlüğe teşvik olmadığı,” Perinçek’in “1915 kurbanlarına karşı saygısızlıkta bulunmadığı, Ermenileri yalancılıkla suçlamadığı” ifade edildi. Mahkeme, 1915 olayları ile Yahudi soykırımı arasında İsviçre’de yapılan benzetmeyi bir kez daha geri çevirdi. AİHM, Perinçek’in Talat Paşa Komitesi üyeliğinin kendisini cezalandırmak amacıyla mazeret olarak kullanılmasını ve davaya İsviçre hükümetinin yanında müdahil olan derneklerin Perinçek’in yargılandığı Ergenekon davası belgeleri ve basından yaptıkları alıntıları da geçersiz buldu. Bu derneklerin AİHM’ye bu belgelerin orijinallerini veya tam tercümelerini sunmak yerine sadece istedikleri bölümleri verdiklerini not düştü.

Mahkeme, İsviçre’nin Perinçek’in ifade özgürlüğünü kısıtlama kararının gerekçelerini de bütünüyle geri çevirdi. Perinçek’in kullandığı ifadelerin ülkedeki Türkler ve Ermeniler arasında veya Türkiye’deki Ermeni azınlık açısından tehdit içermediğini kaydetti. Fransa'da faaliyet gösteren Ermeni diasporası derneklerinin “Perinçek’in İsviçre’deki ifadelerinin Fransa’da da sonuçları olur” tezini destekleyen hiçbir kanıt bulunmadığına işaret etti. Mahkeme, 1915’teki trajik olayların “soykırım” olarak nitelenmesi konusuna Ermeni toplumunun verdiği önemi bildiğini belirtmekle birlikte, Perinçek’in kullandığı ifadelerin, “İsviçre’de cezalandırılmasını gerektirecek derecede Ermenilerin onurunu zedeleyici olmadığı” sonucuna vardı. Perinçek’in 1915 yılı ve sonrasında yaşananları “soykırım” olarak nitelememesinin “Ermenilerin, grup olarak, kimlikleri üzerinde ciddi sonuçlar doğurduğu” tezini de kabul etmedi.

AİHM, soykırım suçlarının inkarının cezalandırılması konusunda Avrupa devletleri arasında görüş ayrılıkları yaşandığını da hatırlattı. Danimarka, İspanya, Finlandiya, İngiltere ve İsveç gibi ülkelerin tarihi olayların inkarını suç saymadıklarını, Almanya, Avusturya, Belçika, Fransa ve Hollanda’nın, değişik biçimlerde, Yahudi soykırımı ve Nazi suçlarının inkarını, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nin ise Nazi suçları ve komünist dönemde işlenen suçların inkarını cezalandırdıklarını anımsattı.

Kararda ayrıca, uluslararası antlaşmalar ve uluslararası hukukta, “Ermeni soykırımını inkâr edenlerin cezalandırılmasını” gerektiren hiçbir kural olmadığı da not edildi. İsviçre’nin bu alanda uluslararası yükümlülüğü olmadığı belirtildi.

AİHM, İsviçre mahkemelerinin Perinçek’i yargılarken kullandıkları yöntemi de eleştirdi. Perinçek’in İsviçre’de “1915 ve sonrasında yaşanan olayların hukuksal tanımını reddettiği” için mi, yoksa “bu konuda İsviçre toplumundaki yaygın görüşle hemfikir olmadığı” için mi yargılanıp cezalandırılmasının net olmadığına dikkat çekti. Perinçek’in İsviçre mahkemeleri önünde “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğüyle ilgili maddesinden kaynaklanan bireysel haklarını” gündeme getirmesine rağmen, bu ayrıntının “Ermenilerin haklarını koruma” adına göz ardı edildiğini not etti.

Bu gözlemlerden yola çıkan AİHM, Perinçek’in yargılanıp mahkum edilmesini “demokratik toplumda gereksiz bir uygulama” olarak değerlendirdi ve İsviçre’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğüyle ilgili 10’uncu maddesini ihlal ettiğine hükmetti.

@Deutsche Welle

Kayhan Karaca / Strasbourg