Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İsrail ve ABD’nin baskı ve ısrarına rağmen “üye olmayan gözlemci” statüsü için girişimde bulunan Filistin’in başvurusunu kabul etti.

Bağımsız Filistin devletinin kurulması için on yıllardır verilen mücadelede tarihî bir adım olan oylamada, 193 üyeden 138’i Filistin’in başvurusuna kabul oyu verdi. Batı Şeria’da binlerce Filistinli oylamayı dev ekranlardan takip etti. Oylama sonucunun belli olmasının ardından Filistin lideri Mahmud Abbas’ı ilk tebrik eden, Başbakan Tayyip Erdoğan oldu.


Üye olmayan gözlemci devlet statüsü, BM’de tam üyelikten bir önceki aşama.  Oylamanın ardından Filistinliler, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvurma hakkını elde etti ve isterlerse bazı uluslararası kurullara üye olabilecek. Vatikan da BM’de üye olmayan gözlemci devlet statüsünde temsil ediliyor. Özellikle UCM üyeliğinin, Filistin topraklarındaki keyfî uygulamaları nedeniyle İsrail’i endişelendirdiği belirtiliyor. Dünkü oylama ayrıca Filistin siyasetinde de son dönemde kredi kaybına uğrayan El Fetih ve Devlet Başkanı Abbas için siyasî kazanım olarak görülüyor. Filistin Lideri Abbas, Genel Kurul’a hitap ettiği konuşmasında üye devletlerden Filistin’in ‘doğum belgesine’ onay vermelerini istedi.

  


























Filistin’in başvurusuna 9 ülkenin ret, 41 ülkenin ise çekimser oy verdiği tarihî oylamada BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinden Rusya ve Çin, kabul oyu verdi. Avrupa ülkelerinden de İspanya, Belçika, Avusturya, İsviçre gibi kritik ülkeler Filistin’in başvurusuna destek veren ülkeler içinde yer aldı. Almanya daha önce ret olarak açıkladığı oyunu çekimser olarak değiştirdi. Filistin’in başvurusuna Filistin ile İsrail arasında yapılacak barış anlaşmasında ilerleme kaydedilmesini yavaşlatacağı gerekçesiyle karşı çıkan ABD ve İsrail ise kabul edileceği büyük ölçüde belli olan başvurunun uluslararası camiadan aldığı desteğin sınırlı kalması için oylama saatine kadar çabaladı. İki ülke, Filistin’i de başvurusunu geri çekmeye ikna etmek için maddî tehditlere başvurdu. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, bunun ABD’nin Filistinlilere verdiği ekonomik desteğin kısılmasına yol açabileceğini tekrarladı. İsrail de Filistinliler adına topladığı gümrük vergilerinin önemli bir bölümünü vermeyebileceğini söyledi. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da “İki devletli bir çözümün yolu New York’tan değil, Kudüs ve Ramallah’tan geçer.” dedi.

    Dolaylı da olsa egemen bir Filistin devletinin tanınması anlamına gelen tarihî karar, yine Filistin davası için büyük önemi olan bir günün yıldönümünde alındı. Bundan tam 64 yıl önce Kasım ayının 29’unda Birleşmiş Milletler Genel Kurul salonunda İngiliz mandası altında Filistin toprakları üzerinde İsrail ve Filistin’den oluşan iki devletin kurulmasının onaylandığı gündü. Filistinliler, bu bölünme sonrasındaki 64 yıl içinde topraklarının üçte ikisini daha kaybederek Gazze ve Batı Şeria’ya sıkışmış, Lübnan, Suriye, Ürdün topraklarında mülteci olmuştu.