Cumhuriyetçi George W. Bush döneminde Dışişleri Bakanlığı yapan ve Obama gibi siyahi olan Powell’ın Obama’ya verdiği desteğin ülkedeki siyahi ve kararsız seçmenlerin oylarını Obama’ya yönlendirebileceği değerlendirmesi yapılıyor. Öte yandan ABD’nin sayılı zenginlerinden bağımsız New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg’in açıklamasının da seçimlerde Musevi oyları üzerinde, Başkan Obama adına etkili olabileceği belirtiliyor.

Yapılan anketlerde Obama ve Romney arasındaki oy oranları, birbirine çok yakın görünmesine karşın, Romney’in ABD’nin Doğu yakasını vuran Sandy Kasırgası öncesi yaptığı açıklamalar, kendi seçim kampanyasını olumsuz etkiliyor. Romney’in, ‘Amerikalıların yüzde 47'sinin gelir vergisi ödemediği ve kendilerini devlete muhtaç olarak gördükleri, hükümetin onlarla ilgilenmek gibi sorumluluğu olduğuna, yiyeceğe, barınağa, sağlık hizmetlerine hakları olduğuna inandıkları, kendi işinin ise bu kişilerin derdine düşmek olmadığı’ sözleri yalnızca rakibi Obama cephesinden değil, bazı Cumhuriyetçilerin bile eleştirilerine yol açtı.

Romney’i zor durumda bırakan başka bir konu da, ABD Federal Acil Yardım Kurumu FEMA’ya yönelik sözleri oldu. FEMA’yı gereksiz bulduğunu ve Başkan seçilmesi durumunda FEMA’yı kaldıracağını açıklayan başkan adayı Mitt Romney, bu sözleri ile de eleştiri oklarının hedefi oldu. Başkan Barack Obama’nın ABD’nin Doğu yakasını vuran Sandy Kasırgası’nın ardından FEMA’yı devreye sokup ihtiyacı olanlara acil yardim sağlaması ise Başkan Obama’yı, ‘liderlik, insani yaklaşım, kasırga sonuçları ile birebir ve ilgili tutum sergileyen başkan’ gibi konularda öne çıkardı.

ABD SEÇİM SİSTEMİ

ABD'de uygulanan başkanlık seçiminde halk, doğrudan başkanı seçmiyor, başkanı belirleyecek seçiciler kurulunu oluşturacak delegeler için oy kullanıyor.

ABD'de başkanlık seçimi, 50 eyalette ve özel statü taşıyan başkent Washington'da yapılıyor. ABD toprağı sayılan, ancak eyalet niteliği taşımayan Puerto Rico gibi bölgeler ise başkanlık seçiminde oy kullanamıyor.

Her eyalete, nüfusunun büyüklüğüne göre delege sayısı ayrılmış durumda. Örneğin en büyük eyalet California'nın 55, ondan sonra gelen Texas'ın 34 delegesi bulunuyor. Nüfus açısından en küçük sekiz eyaletin ise 3'er delegesi var.

Eyaletlerin delegelerinin toplamından oluşan ve başkanı seçen seçiciler kurulunun toplam 538 üyesi bulunuyor. Seçim günü sonunda belirlenecek bu 538 delegeden 270'inin oyunu garantileyen aday, başkan seçiliyor.

Eyaletlerin tamamına yakınında, en çok oy alan aday, delegelerin tamamını kazanıyor. Sadece Maine ve Nebraska eyaletlerinde, alınan oya göre delege dağılımı öngörülüyor.

ABD'de uygulanan seçim sisteminde, ülke çapında kullanılan oyların çoğunluğunun elde edilmesi, başkan seçilmeye yetmiyor. Örneğin 2000 seçimlerinde dönemin Demokrat adayı Al Gore, ülke çapında daha fazla oy almasına karşın, delege yarışında Cumhuriyetçi George Bush'un gerisinde kalarak başkan seçilememişti.

Bazı çevreler, bu yüzden mevcut başkanlık seçimi sistemini eleştiriyor. Sistemi savunanlar ise federal bir mekanizmada bu yöntemin eyaletlerin haklarını koruduğunu ifade ediyor.