Sevgili okuyucular,



Türkiye Cumhuriyeti Devleti yine bir perdesinin arkasına sığınmak için, başbakanın çığlıklarıyla yeni tartışma girdabının içine sürüklenmektedir.


Taraf gazetesi yazarlarından Mehmet Baransu Milli Güvenlik Kurulu MGK’nın, 2004 yılında aldığı 481 sayılı kararların, ‘deşifre’ edilmesini içine sindiremeyen, AKP kurmayları ve Başbakan R.T. Erdoğan olanca gücüyle bağırmakta, ‘devlet sırları ifşa edilemez’ demektedir.


Gerçekten devlet sırları, ‘ifşa’ edilemez mi? Milli Güvenlik Kurulu MGK kararları, devlet sırrı mı?  MGK kararları tartışılamaz mı? Ne zamandan beri MGK kararları kutsallaştırılmaktadır. 
Peki kimlerdir? Milli Güvenlik Kurulunda yer alanlar?   


‘’1-Cumhurbaşkanı 2-Başbakan 3-Genelkurmay Başkanı 4-Milli Savunma Bakanı 5-İçişleri Bakanı 6-Dışişleri Bakanı 7-Adalet Bakanı 8-Kuvvet Komutanları (Kara,Deniz ,Hava ve Jandarma komutanları) 9-Başbakan Yardımcılarından oluşur. 
Gündemi; Başbakan ya da Genelkurmay Başkanı’nın önerileriyle Cumhurbaşkanı belirler. Cumhurbaşkanı olmadığı zaman Başbakan toplar.‘‘


2004 yılında da, başbakan R.T. Erdoğan’ın katıldığı MGK toplantısında ortak bir karar alınır. Bu kararların altına, Başbakan R.T. Erdoğan dâhil tüm katılımcı AKP’li bakan imza koyarlar. 2004 yılında 481. sayılı MGK kararı alırken bilindiği kadarınca, Başbakan ve AKP’li bakanların hiçbir itirazı ve şerhi bulunmamaktadır.


Peki nedir? MGK’nın aldığı 2004 yılındaki kararlar?  Gazeteci Baransu konuya ilişkin açıklamasında şöyle yazmaktadır; “Tavsiyeden ibarettir” dense de Türkiye’de “MGK Kararı” denen bir olgu var. “481 Sayılı MGK Kararı” imzalandığı an devletin mekanizmaları harekete geçer. Karara binaen Jandarma, MİT, Seferberlik Tetkik Kurulu, Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi (Psikolojik Harp Dairesi), Dışişleri, Emniyet, Valilikler, MEB Teşkilatları, Adalet ve İçişleri’ne bağlı kuruluşlar gibi “devlet birimleri” gereğini yaparlar.


Bu açıklamalrdan kısacası Gülen cemaatini, ‘bitirmeye‘ yönelik karar ve uygulamaların gündemde olduğunu çıkarmak mümkün. Buna mukabil, AKP kurmayları açıklama yaptılar. Bu kararın, ‘kesinlikle uygulanmadığını‘ cemaate yakın çevrelerden, “Doğru, Cemaati bitirme kararı 2004′de alındı; sonra emniyet cemaate bağlandı, dershane ve okul sayısı patladı, AK Partiye kapatma davası açıldı. Fitneye destek verenleri görünce sorunun fitneciyle sınırlı olmadığı anlaşılıyor‘‘ Şamil Tayyar yine bir gazeteci sordu; Kaç Valiniz var? Kaç emniyet amiriniz var? 


Kaç milletvekiliniz var? Kaç bakanınız var? Var’lar, çoğalarak gidiyor. Bu soruları soran, açıklamaları yapan, iktidara yakın bir gazeteci. 
Devlet sırları gizemlidir ya, ne hikmetse AKP iktidarı ile Cemaat ortak bir koalisyon kurmuşlar devlet imkânlarını kendi aralarında paylaşmışlar ve nasıl rant ve talan elde edecekleri konusunda bazen kendi aralarında kavga etmişler. Bilinen bir gerçek var.


Oluşturulan, ‘paralel devlet’ ilişkisinde çıkar, rant ve talan için birbirlerinin bazen kuyruğuna basmayı ihmal etmemişlerdir. 
Bugün olan ise kendi aralarındaki iktidar savaşında kurdukları, ‘paralel devletin’ temelinin çatladığını gözlemlemekteyiz. Devlet içindeki, ‘ortaklıkları’ çatırdamaya başlayınca, birbirlerini ihbar etmede, birlerinin açığını ortaya çıkarmada, marifet ehli olmaya başladılar.


Buna karşılık, AKP kurmayları, Başbakan R.T. Erdoğan, açıklarının orta yerde durmasından, ‘rahatsız’ olacak ki, ‘ifşa’ edilenin, ‘devlet sırrı’ olduğunu ifade ederek bağırmaya başladı. Ne sırmış be? Boğazına kadar batağa batmış, her türden kirli ilişkilerin mubah sayıldığı bir devlet sırrı.


MGK kararlarıyla katliamlara, ‘faili meçhul’ cinayetlere imza atacakasın, ‘devlet sırrı’ diyerek kapatacaksın. 
Devletin imkanlarını, TOKİ ve değişik ihalelerle yandaşlarına ve cemaatlere peşkeş çekeceksin, kirli ilişkileriniz açığa çıktığında, ‘devlet sırrı’ olacak.


Rant ve talan paylaşımında hiçbir konuda çekingenlik göstermeyenler, birbirleriyle dalaşta, ‘devlet sırrını’ hatırlamaktadırlar.


Ne yapalım, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sırrı da buymuş…


Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle, 08.12.13