-Mehmet ATAK-
     YORUM
Almanya’nın Hamburg  eyaleti, Elazığ ve  haliyle de Karakoçan’dan gelenlerin sayıca hayli fazla olduğu bir merkezdi.. Bu şehirde 5 yıl önce kurulan Karakoçan Sosyal Yardımlaşma Vakfı, hemşehrilerinin yoğun olarak yaşadıkları Hamburg’un Harburg  ilçesiyle Karakoçan’ı ‘Kardeş şehir’ olma aşamasına getirmişti.. Üstelik de talhsiz Medya’nın öz akrabası Ali Haydar Oral, bu derneğin başkanlığını  yapmaktaydı..  Olayın şokunu atlattıktan sonra, 27 Mayıs  Pazar günü  dernek olarak düzenledikleri ‘’Kadın Cinayetlerine son’’ konulu panel ve cinayet haberi medyada önemli yer bulmuştu.( Bakınız: Avrupa Postası. http://www.avrupa-postasi.com/turkiye/hamburglu-ailenin-yegeni-karakocanda-cinayete-kurban-gitti-h27095.html )

4 AY SONRAKİ TEKRARI  ‘CEMEVİ’NDE


Bu toplantının bir benzeri,  yine Karakoçanlılar Derneği’nin organizesiyle  bu defa daha başka konuşmacılar ve  konuklarla Hamburg Alevi  Merkezi’nin Cemevi salonunda  düzenlendi. Saat 17.00’de başlayacağı duyurulan panel, Alevi kesimin sesi olarak bilinen YOL TV’den canlı olarak yayınlanacaktı.  Panelin Moderatörü, Yeşiller Partisi’nden Belediye Meclisi üyesi  Bayram İnan, panel öncesi sunucusu ise Engelsiz Diyalog Derneği’nden Özgül Koca idi.


Yaklaşık  150 kişilik Cemevi salonu tamamen dolmuştu.  Yayın ekibi yerini almıştı ama, yarım saatlik gecikmeye rağmen  toplantı bir türlü başlamıyordu. Nihayet moderatör Bayram İnan’ın mikrofona gelmesiyle birlikte dinleyiciler arasında başlayan ‘toplantı başlıyor’ havası, yayın aracının gecikeceği ve toplantının ancak 18.00’den sonra başlayabileceği anonsuyla  tekrar yarım saatlik bir beklemeye dönüştü.  Toplantılarımızın kronik  gecikme  sebeplerinden biri burada da kendini göstermişti..Araya reklam kuşağının da sokulmasıyla panel, bir saat onbeş dakikalık gecikmeyle  ancak 18.15’te  başlatılabildi.

NİÇİN YALNIZCA KADIN CİNAYETLERİ ?
Panel konusunun ‘’Kadın Cinayetlerine Son’’ olması sebebiyle salonda  epeyce kadın bulunmasına rağmen, bir o kadar da erkek  katılımcının iştirak etmesi,  hemen  akıllara ‘’ Niçin cinayetler konusunda  bile kadın-erkek ayırımı  yapılıyor ?.. Bu tip toplantılarda tüm cinayetler ele alınmalıdır ’’  düşüncesini de beraberinde getirmekteydi. Dünya nüfusunun yüzde  49,7’si kadındı ama yüzde 50,3’ü  de erkekti.


Genel olarak ‘’tecavüz, töre,namus, dedikodu, aşk, mal mülk, alacak verecek’’ gibi nedenlerle işlenen cinayetlerde daha ziyade savunmasız  durumdaki kadınlar  kurban oluyor.. Bu doğru ama, öldürülen erkeklerin sayısı da tabii kat kat fazla..  Bu sebeple, bize göre, yalnızca kadın cinayetleri değil, kadın-erkek ayırımı yapılmadan tüm cinayetlere son verilmesini amaçlayan proğramlar da düzenlenmelidir.

HAZRETİ ALİ’NİN 3 DÜSTURU YETERLİ

Yukarıda sebeplerini belirttiğimiz cinayetlerden başka, bir de fiziksel ve cinsel şiddete uğrayan kadınların dramı var ki , bunların yarattığı  olumsuz tesirileri bu insanlar ömür boyu yaşıyorlar. Ruhi dengeleri bozuluyor,  asla dışa vuramadıkları o eziklikle hayatları zindan oluyor adeta..

Yapılan istatistiklere göre,  Türkiye’de fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalan kadınların  yüzde 88’i, korku,ayıplanma, olayın duyulup yayılması endişesi, namus, dedikodu  gibi sepeplerle  ne yakın çevresine, ne bir  sivil toplum örgütüne, ne de devlet kuruluşlarından birine başvurmamıştır.  Bu da olayın ne kadar ciddi bir boyutta olduğunun göstergesidir.


Cemevi salonunda herkesin görebileceği  bir noktada duvara yazılan ve dünya durdukça insanlığa yol gösterecek mahiyetteki  Hazreti Ali’nin 3 düsturu, esasında bu panele konuşmacı olarak katılan politikacı, sanatcı, eğitimci ve dernek temsilcilerinin saatler boyunca  ortaya koyacakları analizlerin ve sentezlerin  5 kelimelik bir özetiydi:

‘'Eline, beline, diline sahip ol !..’’


Bütün cinayetler, bütün suikastler, bütün aile parçalanmaları ve cezaevlerimizin  onbinlerce insanla dolup taşmasının temelinde, ‘’ 4 halifenin sonuncusu  ve  Hazreti Muhammed’in damadı, Kerbela’da şehit olan Hazreti Hasan’la Hüseyin’in babaları  ve ‘’Allah’ın Aslanı’’ lakaplı Hazreti Ali’nin bu 3 güzel düsturuna uyulmamış olması yatmıyor muydu ?

RUH DOKTORLARI, PSİKOLOG ve SOSYOLOGLAR NEREDE ?


Türk Halk Müziği’nin usta sazı Hasan Şimşek  eşliğinde Sevgi Polat’ın seslendirdiği ‘’Kimden neyim eksik benim’’ Ana beni bir zalime verdiler’’  adlı parçaların büyük aklış topladığı proğram, Karakoçan  derneği başkanı Ali Haydar Oral'ın salondakileri selamlayan ve cinayetleri kınayan sözleri , Hüseyin Kayaturan (Alevi Kültür Merkezi), Ali Ay (Anadolu Alevileri HAAK-BİR), Ali Akdemir (El Ele) Cemal Düven (Karakoçanlılar Vakfı), İlhan Akdemir (MİG Centrum)  ve Özgül Koca (Engelsiz Diyalog yöneticisi) ‘ın kısa konuşmaları ile devam etti.


Panel  bölümünde ise, milletvekilleri Kazım Abacı  ve  Ali Rıza Şimşek  (SPD), Filiz Demirel (Yeşiller), Sevgi Polat, Saadet Doruk (Veliler Birliği), Avukat Mahmut Erdem ve Fransa’den gelen avukat Orhan Kanat konuşmacı olarak yer aldılar ve  cinayetler üzerine kendi görüşlerini açıkladılar. Yeşiller’den Belediye Meclisi Yusuf Uzundağ  ile AKM eski başkanlarından Murat Aslan da dinleyiciler arasındaydı.  Fakat, böylesine bir toplantıda gözler bir ruh doktorunu, bir psikoloğu, bir sosyoloğu da aradı.  Kadın cinayetleri sorgulanıyordu ama kadın derneklerinden birer temsilci yoktu.. Hrıstiyan Demokrat Parti (CDU), Sol Parti (Die Linke), Liberal  Parti (FDP) gibi partilerde yer alan Türk kökenlilerden kimse yoktu.. Bu branşlardan insanların olmadığı cinayetlerle ilgili bir toplantının hangi amaçla düzenlendiği  merak konusuydu.

Schanzen Bäckerei, Doğan Hasta Bakım Servisi firmaları ile  AKM ve El Ele gibi derneklere  ve YOL TV’ye desteklerinden dolayı  teşekkür edilen toplantıda,  salondaki tüm derneklerin tanıtımı yapılmasına rağmen Türk Basın Birliği adının zikredilmemesi hayretle karşılandı.

Foto: Hüseyin Burç