SYKP Avrupa yaptığı açıklamada "Hangi dinden ya da milliyetten olursa olsun, bir başkasını kendinden aşağı gören, onun kimliğini, kültürünü özgürce yaşamasını engelleyen, hatta yaşamını elinden alma hakkını kendinde gören bir zihniyet insanlığa karşı suç işliyordur!" dedi.

Radikal islamcıların hem Hristiyan hem de Müslüman çoğrafyada işledikleri insanlık suçlarına "amasız-fakatsız" karşı durulması gerektiğini belirten SYKP Avrupa, madalyonun diğer yüzünde de Avrupa'da yükselen ırkçılık olduğunu belirtti.

SYKP Avrupa'nın konuya ilişkin yaptığı açıklamanın ilgili bölümü şöyle:

"Hangi dinden ya da milliyetten olursa olsun, bir başkasını kendinden aşağı gören, onun kimliğini, kültürünü özgürce yaşamasını engelleyen, hatta yaşamını elinden alma hakkını kendinde gören bir zihniyet insanlığa karşı suç işliyordur!

Son günlerde selefist radikal İslamcı katillerin Fransa’da gerçekleştirdikleri cinayetler insanlık suçunun son örneklerinden oldu. Paris’te bir tarih öğretmeninin gösterdiği karikatür gerekçe edilerek katledilmesinin ardından yükselen gerilim Nice ve Avignon kentlerindeki yeni katliamlarla devam etti. Bu selefi, radikal İslamcı zihniyet sadece Hristiyanların yoğun yaşadığı Batı coğrafyasında değil Müslümanların yoğun olduğu coğrafyalarda da pek çok insanlık suçuna imza attı, atmaya devam ediyor. Hiçbir “ama-fakat” insanların kafasını kesen, barış isteyenlerin arasına canlı bomba olarak dalan, elleri kolları bağlı insanları diri diri yakan, sıradan insanların üzerine kamyon süren bu caniliğin gerekçesi olamaz! Bu canilikle ve katliamlarla arasına mesafe koymayan Müslüman da en az bu katliamların failleri kadar suçun ortağıdır.

Ve biliyoruz ki, radikallik sadece Müslüman halklara ait bir insanlık suçu değil. Almanya’da NSU’nun Hanau ve Solingen katliamları, Yeni Zelanda’daki cami katliamı, Ebu Gureyb Hapishanesi’nde yaşananlar madalyonun diğer yüzü."