İzleyicileri arasında Der Spiegel dergisi eski muhabiri ve konu uzmanı, uluslararası tanınmış yazar Wolfgang Gust'un da bulunduğu etkinlik, Hamburg Alevi Kultur Merkezi toplantı salonunda gerçekleşti.

Rosa Lüxemburg Vakfı tarafından düzenlenen ve 'KulturForum Altona' ile 'AG gegen Leid' inisiyatifince desteklenen etkinliğin açılış konuşmasını, Sol Parti Altona Meclis üyesi Hasan Burgucu yaptı.


Burgucu, düzenlenen toplantının tarihin acı bir sayfasına ışık tutmayı hedeflediğini ifade ederek, "Bugünkü etkinliğimiz, 2013 de İstanbul da yapılan aynı konudaki Hrant Dink Vakfı'nın düzenlediği Konferans kadar kapsamlı olmasa da, Hamburg kamuoyunu bilgilendirme ve geçmişten günümüze tarihsel bir araştırma görevini sağlayarak, kalıcı barışa gidecek yola hizmet edeceğine inanıyoruz." dedi.



Moderatörlüğü yazar Doğan Akhanlı'nın yaptığı toplantıda, Türkçe ve Almanca olarak yapılan konuşmaların çevirileri, Hamburg Üniversitesi'nde Öğretim Görevlisi Tevfik Turan ile Ayşin Yeşilay-İnan tarafından yapıldı.


FATİH AKIN'IN 'THE CUT' (KESİK) FİLMİNİN BİR SAHNESİ ÖRNEK VERİLDİ

Toplantının kısa özetini ifade eden Doğan Akhanlı, yönetmen Fatih Akın'ın 'The Cut' (Kesik) filmindeki, 1915 de zorla çalışmaya götürülen, öldürülme ve tecavüz gibi durumlara tanık olan demirci Nazaret Manogian'la ilgili bir sahnede, şafak vakti kampa gelen bir Türk devlet memurunun "Müslüman olmak isteyen Ermeni'ler serbest bırakılacak" dediğini hatırlatarak tartışmayı başlattı.



Yaklaşık üç saat süren toplantı, 
Batı Ermenileri Sorunları Araştırma Merkezi bilim elemanı, Erivan Radyosu türkçe servisi editörü ve Türkolog Meline Anumyan ile Köln'den Avukat Ilias Kevork Uyar ve Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu eski eğitim sorumlusu İsmail Kaplan'ın anlatımlarıyla pür dikkat izlendi.

Yoğun ilgiyle izlenen toplantıdan kısaca satır başları:

"Son yıllarda konuya yönelik çeşitli haberlerin Türk medyasında yer almasına rağmen, hükümet yanlısı basında konunun ele alınış biçimi yaşanmış gerçekliği inkar amaçlıdır. Tarihi belgelere göre Osmanlılar dönemi ve sonrası Türkiye'de üç yüz bine yakın müslümanlaştırılmış Ermeni'nin varlığı bilinen bir gerçekliktir.

Türk Tarih Kurumu eski başkanı Yusuf Halaçoğlu'nun yaşanmış acı gerçeklikleri görmezden gelen açıklamaları, yaşadığımız çağın yüzkarası olarak değerlendirilmelidir.

'Kripto Ermenileri' olarak tanımlanann zorla din değiştirmiş ('dönme') Ermeniler konusunun, çeşitli zamanlarda Türk basınında gündeme getirilmesi, tarihi olarak yaşanmış Ermeni Soykırımı' tartışmasını ve aydınlanmasını da kaçınılmaz olarak beraberinde getirmektedir."



Müslümanlaşmış Ermeniler ile müslümanlaşmamış, hrıstiyan Ermeni olarak yaşayanların farkı nedir? sorusuna yanıt olarak, Ermeni Cemaati arasındaki yaşanmış kamplaşmlardan somut örnekler verildi.

"Hükümet yetkilileri tarafından sık sık sol örgütlere, HDP ve PKK yöneticilerine yönelik gündeme getirilen, 'Kripto Ermenileri' şeklindeki bilinçli ve negatif yorum maksatlıdır. Aynı durum Dersim'i bombalayan ve Atatürk'ün manevi kızı ilan edilen ilk kadın pilot ile, Abdullah Gül'ün soyunun da 'dönme' ve Kripto Ermeni'si olduğu gündeme geldiğinde ise sessiz kalınır." denildi. 

SOYKIRIM'DA ALEVİLERİN ROLÜ VAR MI?



Soykırım da alevilerın doğrudan ve öğreti olarak sorumlulukları olmadığı açıklandı. Buna rağmen, tek tek insanların Hatırlama ve Yüzleşmesi'nin, gelecekte benzeri olayların yaşanmaması için önemli olduğu belirtildi.

1915 de Alevi öğretisinin islamcı cihatçılığa göre saldırgan değil, korumacı bir rolü oynadığı, Aleviliğe sığınan Ermeniler'in bir kısmının alevi felsefesine göre yetiştikleri açıklanarak, Ermeni kökenli alevi ozanlardan örnekler verildi. Alevilerin Ermeniler'i korumasının bedelini Dersim'de daha sonra ödedikleri belirtildi.


Ertesi gün Meline Anumyan ve Doğan Akhanlı'nın katılımıyla Avrupa Karabalılar Derneği lokalinde düzenlenen, "100 yıl önce Yozgat'ta neler oldu" konulu konferansta ise, "Hatırlama ve Yüzleşme Kültürü Üzerine" konuşmalar yapılarak izleyicilerle sohbet edildi.