Daha önce de bİr gazeteciye yaptığı eleştirel haberden dolayı suçlamalar yapılarak TGH’ya „giriş yasağı“ konulduğu kamuoyu ve basın çevrelerinde tepkiyle karşılanmıştı.


TGH, ELEŞTİREN GAZETECİ İSTEMİYOR


Hemen her basın davetiyesini Hamburg Türk Basın Birliği ortak mail ağına göndermeyi ihmal etmeyen TGH yetkilileri, bu kez neden çifte standartlı bir yaklaşıma başvurdu sorusu gündemde. Çoğu kez yapıldığı gibi yeni bir açıklama olmazsa, TGH’nın şeffaf ve partilerüstü demokratik yaklaşımına gölge düşecektir.


HTBB’DEN TGH YÖNETİMİNE KINAMA VE PROTESTO AÇIKLAMASI


Hamburg Türk Basın Birliği konuya yönelik bir açıklamada bulunarak bu tutumu kınadı. Açıklama şu şekilde;


“Sayın TGH Yönetim Kurulu Üyeleri, Sayın TGH Başkanı Nebahat Güçlü,

Geçtiğimiz hafta yaptığınız seçimsiz Genel Kurul’a Hamburg basınından bazı gazetecilere çağrı göndermeyerek, size eleştirel yaklaştığını düşündüğünüz gazetecilere sansür uyguladığınızı şikayetler sonrası öğrenmiş bulunuyoruz.


TGH'nın böyle sansürcü, anti-demokratik tutumu biz HTBB Yönetim Kurulu’nu üzmüştür.


HTBB olarak bu sansürcü, anti-demokratik tutumunuzu kınıyor ve protesto ediyoruz. Gazetecilerin haber yapma, kamuoyunun haber alma özgürlüğüne karşı olan bu tutumunuzdan vazgeçmenizi diliyoruz.”

HTBB Yönetim Kurulu Adına
Başkan Hüseyin Murat Dörtyol


TGH’DA EKSEN KAYMASI MI YAŞANMAKTADIR?


Son zamanlarda kendi özgün görevlerinden önemli ölçüde koparak, Türkiye merkezli ve ulusalcı (nationalist) içerikli etkinlikleriyle dikkatleri çeken  göçmen çatı derneği  TGH, bu yeni uygulamasıyla  „TGH Nereye Gidiyor „ sorularını gündeme taşıdı.  Hamburg’da yaşanan birçok önemli olayda duyarsız kalan, göçmen dernekler arasında dahi „yandaş mı ,değil mi“ anlayışıyla açıktan ayrımcılık yapan bir TGH’nın uzun vadede göçmenlerin taleplerine cevap vermesi  ve ayakta kalma şansı  ne kadar olasıdır?


DEMOKRAT OLDUĞUNU İDDİA EDENLER NEDEN SUSMAKTA?


 Birçok eski projesi 2014 yılı sonunda biteceği açıklanan TGH yeni yönetiminin,  yeni projelere imza atamayarak içine düştüğü mevcut ekonomik çıkmazdan kurtulmak için, sürekli yeni (eski) günah keçileri bulmak arayışında olduğu belirtildi. Kişisel çıkarlar ve gelecek siyasi kariyer hırsları için özel bir truva atı olarak görülen TGH’daki bu gidişata, kendilerinin demokrat olduğunu çeşitli platformlarda dile getirenlerin, neden suskun kaldıkları ise başka bir açmazdır.