Almanya'da geçen hafta yapılan DİDF Genel Kurulu sonrası, faaliyetlerine hız veren Hamburg DİDF'in ilk Panel'i, Emek Partisi başkanı  Levent Tüzel'le birlikte oldu.Hamburg'da hafta arası olmasına rağmen toplantı salonunu dolduran orta yaş grubu mensubu  duyarlı bir kitleyle  "Türkiye Nereye Gidiyor" sorusununa cevap bulunmaya çalışıldı.

 L.Tüzel toplantı esnasındaki  akıcı konuşmasıyla  ve güncel gelişmelere yönelik objektif değerlendirmeleriyle de toplantıya katılanların  kafasında geleceğe yönelik yeni ve anlamlı sorular sordurdu.

"Hamburg‘a gelmeyeli epey olmuş" diyerek söze başlayan L.Tüzel  "Emek, demokrasi ve özgürlük blokunun bir vekili olarak aranızdayım
Ben Türkiye nereye gidiyor diye bir çerçeve sunacağım.Sorularınızla söyleşimizi sürdüreceğiz.." açıklamasıyla Panel'e başladı.
Sözü çeşitli politikacılar gibi uzatmadan ve gevelemeden açık ve yalın olarak  dile getiren hukukçu vekil L.Tüzel  "Başbakan, Seul e giderken kurmaylarına talimatlar veriyor.
4+4+4 le ilgili KESK e bağlı sendikalar ülkenin bir çok yöresinde engellemelere rağmen  protestolarına devam  etmektedirler. AKP  hükümeti bir yandan ileri demokrasiden söz edereken, öte yandan  temel özgürlükler önünde engel olmaya devam etmektedir. Somut örneği Suriye konusudur. Başbakan sağa sola akıl verirken, Newroz konusunda yaşananları hepimiz yakından bilmekteyiz“ diyerek Kürtlere karşı yapılan tutuklamaların ve gözaltıların ardı arkasının gelmediğini ve bunların tek sorumlusunun da mevcut AKP hükümeti olduğunu açıkladı...


Güleryüzlü ve sempatik tavırlarıyla salondakilerle empati kurmakta zorlanmayan L.Tüzel, Cuma günü Berlin Sol Parti Parlamento grubunun davetlisi olarak meclis binasında bir konferansa katılacakları duyurusunu da yaptıktan sonra "Türkiye Nereye" sorusu masaya yatırıldı..

Türkiye'de bir yandan anayasa tartışmaları devam etmektedir. 4 Nisan da darbecilerin  yargılanacakları açıklanmaktadır. Öte yanda ise,Türkiye'nin her tarafında muhalif seslere karşı, Kürtler başta olmak üzere gözaltılar, kıyımlar ve tutuklamalar tüm hızıyla devam ediyor,
gün geçmiyor ki bu faşist uygulamalara karşı yeni göz altılar eklenmesin.
“  sözlerini "Hükümetin uygulamaları tartışma yaratır boyuttadır. 2012 yılı yeni bir dönemdir. 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasından söz edilmektedir…ama bunlar göz boyamadan öte bir şey değildir“ vurgusuyla dvam ettirerek
AKP'yi  eleştiren Tüzel, Türkiye halklarını,  yeniden savaşa hazırlayan bir politika ile  adeta öleceksiniz, sakat kalacaksınız, biz de sizin yaralarınızı saracağız, ailelerinize bakacağız söylemlerinin gündeme oturduğunu belirterek, bunu söylemenin marifet olmadığını ifade etti.  Tüzel ''Bu halk artık bu ülkeyi yönetenlerden ne bu sözleri duymak istiyor, ne yeni savaşlar istiyor, ne de sakat kalmak istiyor. Onun için çıkarılan yeni yasa Türkiye halkının işine yaramıyor. Bu halk yeni savaş ihaleleri dayatılmayı hak etmiyor'' dedi.

BAŞBAKAN OBAMA'NIN ELÇİSI GİBİ KONUŞMAKTADIR

L.Tüzel'in konuşmasının özetini kısaca aşağıda okuyabilirsiniz.


"3 dönemdir AKP hükümeti  iktidardadır.10. yılını tamalıyor. Ayakta kalabilmek için emperyalist politikalara daha çok bağlanmakta.Amerika'nın ağzıyla konuşan bir hükümet var.Nükler güvenlik toplantısında Obama'nın bir görevlisi, elçisi gibi konuşmaktadır. Önümüzdeki günlerde İstanbul'da bir toplantı yapılacak,adı "Suriye'nin dostları" ,dostlar diye geçiyor ama Suriye'nin kuyusunu kazan bir toplantı olacağı açıktır.Saddam örneğinin bir benzeri planı günümüzde Suriye için kurgulanmaktadır. Ortadoğu'da bir emperyalist nufüs oluşturmak istiyorlar. Bu plan şimdi Suriye üzerinden hazırlanıyor.... .Belirleyici rol oynamak oradaki insan hakları ihlallerine seyirci kalmamak ,katliamlara seyirci kalmamak adına yeni tezgahlar kurulmaktadır.Halklar kendi geleceklerini kendileri belirlemelidir.
Suriye'de bir demokrasiden söz etmek mümkün değildir ama, halklar kendi geleceklerine kendileri karar vermelidir.
Buna izin verilmiyor.Türkiye'nın planları tehlikeli.
Bölgede bir tampon güç oluşturmak ve bu tampon güçle orada gelişen özgürlükleri ve kürt inisiyatifini,daha elverişli koşullara sahip olan kürtlerin geleceğe sahip olmasını engelemek istiyorlar.

Biz, Suriye'ye askeri müdaheleye karşıyız.
Türkiye'de siyasi muhataplarıyla, muhalefet güçleriyle Suriye'de ne yapmak istedikleri  konuşulmuyor. Sınırötesinde  yapılacaklar Meclis'te konuşulmuyor..
Dolaysıyla bizim  bunların Meclis'te konuşulması için çalışmamız olacaktır.
Bölgede  iyi bir görüntü yoktur. Irak’dan sonra Kürtler bölgesel bir güç olmak durumundadırlar.Ortadoğu barışı açısından da Türkiye'deki gelişmeler açısından da AKP hükümetini esas tedirgin eden bu faktördür."
Levent Tüzel'in uzun süren konuşması esnasında kendisine çeşitli sorular da soruldu. Tartışmalı-sohbetli geçen toplantının en önemli ve artı sayılabilecek  yanı ise birbirlerine mesafeli duran çeşitli sol çevrelerin toplantıya dikkatle katılmalarıydı.



Salonu dolduranlardan DİDF taraftarları dışında  bir kesimin BDP çizgisindeki Kürtler, diğer bir kesimin ise bağımsız sosyalist çizgideki dinleyiciler olması ülkedeki siyasal gelişmelerin burada yaşayan devrimci-demokratik kesimler arasında da bir yakınlaşma sağlamasına yol açtığı gözle görülmekteydi.

Türkiye'de son günlerin en tartışmalı ve kitlesel protestolarla teşhir edilen gençlerin geleceğini ipotek altına almayı hedefleyen 4+4+4 yasasının onaylanmasına da değinen L.Tüzel, başbakan dindar gençlik yetiştireceğiz dese de  4+4+4 yasasının onayıyla esas amacın sermaye gücünün taleplerine genç nesilleri sunmaktır.Genç iş gücünü özel alana tamamen açmak istemektedirler. Kaldıracağız dedikleri dersaneler yakında  özel okullar olarak yeniden  devlet teşvikiyle karşımıza çıkacaktır. Nasıl ki topluma hizmet diye sunulan özel hastanelerden de bu anlamda faydalandılarsa tekrar benzeri bir plan içindedirler..
Alınan kararlarla devlet ihale kanununu işlemez hale getirmektedir. 20 mil dolarlık bir pasta sözkonusudur bu alandaö artık kurallı çalışma yerine her yerde taşeron çalışma dayatılmaktadır. Örgütsüz,saati belli olmayan bir uygulama gençlere dayatılmaktadır.…


Konuşmasına son yaşanan bir çok güvencesiz işyerlerindeki ayyuka çıkan iş cinayetleriyle devam eden L.Tüzel, yorgunluk bilmeden dinleyenleri konuşmasıyla ve tesbitleriyle nerdesiniz biran olsun 12 Eylül öncesinin hareketli tartışmalı günlerinin Türkiye'sine götürdü diyebiliriz.

 Levent Tüzel kimdir?

BDP içindeki kürt kökenli olmayan vekillerin oluşturduğu kısa adı HDK olararak bilinen, Halkların Demokratik Kongresinde çalışmalarını yürüten A.Tüzel, Giresun kökenlidir.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitiren Abdullah Levent Tüzel, serbest avukat olarak çalıştı. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyeliği ve Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Başkanlığı yaptı. 1996 yılında kurulan Emek Partisinin kurucu Genel Başkanı oldu ve 2011 yılına kadar EMEP Genel Başkanlığı görevini yürüttü.