Geçen hafta sonu ilk etkinliğini Billstedt'te başlatan Kuzey Almanya HAYIR Girişimi "Neden Anayasa Değişikliğine HAYIR?' başlığıyla 11 Mart'ta düzenlenen yürüyüşe çağrı yaptı.

İşte o çağrı:

16 Nisan'da yapılacak referendumla ülkenin geleceğini belirleyecek bir „anayasa değişikliğini“ oylayacağız.

Bu anayasa değişikliğinin en önemli noktaları nelerdir?


- Başbakanlık makamı kaldırılacak, bu görevi devlet başkanı üstlenecektir. Bakanları kendisi atayabilecek ve azledebilecektir.
- Parlamentoda kanun hükmünde kararnameler çıkartabilecek, meclisi feshedebilecek ve seçime gidebilecektir.
- Anayasa Mahkemesinin yargıçlarının çoğunu kendisi atayabilecek, yargı gücü üzerinde etkisini önemli ölçüde arttıracaktır.
- Ordu üzerindeki „başkomutanlık“ sıfatına bağlı „meclis adına“ ibaresi kaldırılarak tek başına hareket etme yetkisi verilecektir.

Bu önemli anayasal değişikliklerle bir „başkanlık sistemi“ hedeflenmekte, ülkenin gelecek yönetim biçimi üzerinde halk referendumda karar verecektir.

Her türden demokrasinin, parlamenter veya başkanlık sisteminin en onmeli kriteri „güçler ayrılığıdır.“ Yasama, - meclis-, yürütme, -hükümet- ve yargı, -mahkemenin- birbirlerinden bağımsız çalışabilmesi esastır. Ancak, hedeflenen sistem bu güçlerin birbirinden ayrılmasını değil, bizzat tek elde toplanmasını amaçlamaktadır. Dolayısıyla iktidar erki tamamen devlet başkanınının, Recep Tayyip Erdoğan`ın eline verilmektedir.

Kanunları kendisi çıkartabilecek, bu kanunları kendi atadığı bakanlar tarafından uygulatacak, bu uygulamayı da gene çoğunluğunu kendi atadığı yargıçlar tarafından „kontrol“ ettirecektir. Bunun adı, „demokrasi“ değil, „diktatörlüktür“. Şu anda somut olarak var olan rejimin meşrulaştırılmak istenmesidir.

Ayrıca, tüm sistemleri kontrol etmesi gereken „özgür basın“ da Türkiye`de susturulmuştur. Bağımsız basın sistematik olarak ortadan kaldırılmış, bir çok gazeteci tutuklanmış, bir çok yayın organı kapatılmıştır. Türkiye, basın ve ifade özgürlüğü konusunda dünyada son sıralarda yer alan bir ülke haline getirilmiştir. Her türlü eleştirel yaklaşım zorbalıkla bastırılmaktadır.

Türkiye, daha şu andan her türlü „demokratik değer ve temayüllerden“ uzaklaşmıştır. „İdam cezası“ nin tekrardan geriye getirilmesi bile gündemdedir. Olağanüstü Hal sürekli uzatılmakta, seçilmiş siyasiler, gazeteciler, sanatçılar, Kadın hakları savunuculari, muhalifler tutuklanmakta, „vatan haini“ ve „terörist“ olarak damgalanmaktan imtina edilmemektedir. Bir „korku toplumu“ oluşturulmuştur. Hedeflenen anayas değişikliğinin kabul edilmesi bu kabul edilemez durumun meşrulaştırılması anlamına gelecektir.

Diktatörlüğe, onu tescil eden anayasa değişikliğine bizler, Demokratlar, Türkler, Kürtler, Aleviler, Ezidiler, Süryaniler tüm Azınlıklar „HAYIR“ diyoruz!  

11 Mart 2017 Cumartesi günü Saat 16.30 da Hamburg Hauptbahnopf yanında Hachmannplatz`ta HAYIR Yürüyüşüne tüm „Hayırcıları“ bekliyoruz.

Yürüyüşümüzde Örgütsel, Pankart, Bayrak, Flama, Döviz kesinlikle olmayacaktır, Hepimiz Na, No, Non, Nein ve HAYIR  arkasında yürüyeceğiz. Tek tek bireyler, Sivil toplum Kuruluşları, Partiler, Örgütler neden HAYIR dediklerini, kendi Dövizlerini yazabileceklerdir.

Gümbür Gümbür Hayırcılar geliyoruz!!!