"Son olarak bu konuda bir nokta koymak lazım geldiği için bu yazıya gerek görüyorum. Bilhassa şahsımın insiyatifiyle, sayın Faruk Loğoğlu'nun Erkan Erçin'e yazdığı mektubu saklı tuttuk. Bunu ortaya koymayalım dedik. Ancak, "Genel Merkezin genel kurulu erteleyin çağrısından haberimiz yoktu", söylemine karşı, ben bu mektubu yayınlıyorum. Zamanlamaya lütfen dikkat ediniz. Ayrıca, "Ankara'nın barkodları ile başlayan" yazılmış olan, kin ve nefret içeren, tarafımdan da basın toplantısında alıntı olarak olarak aktarılmış sözler, Ankara'nin yaptığı bu telefon konuşması sonrası yapılmıştır. İddia edildiği gibi genele konuşulmuş bir laf değildir. Söylediğiniz lafın, ne olursa olsun arkasında durabilmek, bazen zordur, ama olması gerekendir.
Hiç bir aklı selim insan, "Ben zaten başkanlığı devredecektim" hikayesine inanmaz. Son bir şans vardı, o da "Hata yaptık, düzeltiyoruz" denilmesiydi. Bu bir erdemdi. Bu şans da heba edilmiş bulunulmaktadır.
Şimdi, bu dönemin bize öğretmek zorunda olduğu bir konu vardır. Siyaset amaç olmamalı, araç olmalıdır. Hamburg'da bunu karıştıran bir insan grubu vardır. Ciddi bir davaya gönül vermiş insanların bunu içsellemesi zorunluluğu vardır.
"Bize "milliyetçi, ırkçı" deniliyor". Bunu ispat edemeyen namerttir felan deniyor. Değilseniz, ortaya koyun. Bundan en fazla memnuniyet duyan kişi ben olacağım. Ama zaten kastimiz, sizlerin bazı çevreler tarafından belirlendiğiniz. Ya onlarla birliktesiniz; ya da değil... Nasıl bir çelişkidir bu ki, hem böyle itham ediliyoruz diyorsunuz, hem de biz milliyetçi, ulusalcı, sonra da geniş kamuoyunda kabul gören "yurtseveriz" diyorsunuz. Bir de altı ok'tan birisi budur diyorsunuz. 1923'te ulus birliğini kurmaya çalışmak ile 90 yıl sonrasını eş tutuyorsunuz. Sosyal demokratlar devrimcidir, muhafazakar değil!
Bir de Kasımpaşa konusu var ama, bunu "Kasımpaşa ruhunun" fazla itibar bulmaması anlamında ironi haline getirmekten imtina ediyorum.
Herkes herşeyi bilmektedir. İnsanları "aptal" yerine koymak yerine, kendi kendine bir çeki düzen vermeyi öneriyorum bu yazının muhataplarına.
Gereken yapılacak, tüm kamuoyunun istediği, saydam bir çözüme gidilecektir. Saygılarımla."
İşte Faruk Loğoğlu'nun Erkan Erçin'e 7 Şubat tarihli gönderdiği uyarı mektubu;
Sayın Erkan Erçin,
Son telefon görüşmemizdeki sözlerinizin ve mutabakatımız hilafına , 4 Şubat 2014 tarihli yazınızla „Seçimli Tüzük Kongresi“ni 16 Şubat 2014 tarihinde yapma kararınızı bize tebliğ etmiş bulunuyorsunuz. Oysa ki, telefon görüşmemizde bu Kongrenin niçin ileri bir tarihe ertelenmesinin uygun olacağını size izah etmeye çalışmış, siz de bunu makul karşıladığınız izlenimini vermiştiniz.
Anladığımız kadarıyla HSH Birliği içinde sıkıntılar olup, örneğin; süreniz dolduğu halde dönüşümlü başkanlık anlaşmasına uymadığınız ileri sürülmektedir.
Bu koşullarda; Kongre kararınız, CHP Genel Merkezinin uyarısına rağmen alınmış bir karardır. Bununla beraber, Kongre seyri ve sonuçlarının kapsayıcı, birleştirici ve uzlaştırıcı olması halinde bir sorun olmaması gerekir. Ancak ; Kongre bölgedeki partilerimizi bölme gibi bir sonuç verdiği takdirde , Hamburg Schleswig Holstein’da CHP’nin yeniden yapılanması ihtiyacı doğacaktır.
Bilgi edinilmesi ve buna göre hareket edilmesini rica ederim.
Osman Faruk Loğoğlu, Dış İlişkiler ve Yurtdışı Örgütlenmelerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı
