Almanya’da yaşayanlar olarak Möln ve Solingen’de buna benzer yangınların acısını yaşadık. Irkçı faşist güçler, evleri yakarak insanları acımasızca katlettiler. Geçtiğimiz günlerde Solingen’de Almanya Türk Toplumu (TGD) olarak Genç ailesini ziyaret ettik ve onların acılarını paylaştık. TGD, geçmişte Sivas Madımak yangınında katledilen canları anma toplantılarına bizzat yerinde katıldı. Irkçı, faşist ve fanatik saldırıların hedefinde olan ve yakılarak katledilen insanlarımızın ve onların ailelerinin her zaman yanında olduk ve bundan sonra da olacağız.

Farklılıklardan korkanlar, insanları tek tipleştirme düşüncesinde olanlar tarih boyunca hep bu şekilde katliamlara başvurmuşlardır. Ancak Almanya‘da yaşayanların çoğu Solingen ve Möln yangınlarında gösterdikleri duyarlılığı, Madımak Otel’inde yakılanlara karşı göstermemiştir. Halen bu konuda çifte standart içinde olanlar bulunmaktadır.

Tüm bu gelişmeler ışığında Madımak Oteli’nin halen bir müze haline getirilmemesi, başlatılan farklı açılım siyasetlerinde Alevilerin taleplerinin dikkate alınmaması, Alevilerin yoğun olarak yaşadığı yerleşkelere konuşlandırılmak istenen mülteci kamplarının yeni tartışmalara ve endişelere yol açması gösteriyor ki, bu alanda genel olarak bir duyarlılık ve anlayış eksikliği bulunmaktadır.

Türkiye bir anlamda gücünü, farklı kültürlerin asırlardır bir arada yaşamış olmasından almaktadır. Bu farklılıkların birbirlerine düşman edilmesi sonucu doğacak sonuçlarının neler olabileceğini hep birlikte iştirak etmek zorundayız. Avrupa’da her geçen artan ırkçı söylemlere karşı çıkarken, geldiğimiz topraklardaki haksızlıklara, ayrımcılığa da aynı düzeyde karşı çıkmayı başarmalıyız.

Almanya Türk Toplumu olarak, Sivas katliamında yaşamını yitirenleri saygıyla anıyor, toplumun tüm kesimlerinin barış içinde bir arada yaşayabilmeleri için bireysel ve kurumsal olarak daha fazla çaba göstermeleri ve ötekileştirme anlayışına karşı çıkmaları gerektiğine önemle dikkat çekmek istiyoruz.