ATIF Hamburg siyasal içerikli etkinlikler dizisi organizeleriyle kamuoyunun dikkati çekmeye devam etmektedir. Avrupa'da göçmenlik koşullarından kaynaklanan sorunların yanında, geldikleri ülke sorunlarıyla da  yakından ilgilenen politize olmuş Türkiyeli kitlenin en çok yaşadığı Almanya'nın  metropol kentlerinden biri olan Hamburg'da, "19 Aralık’tan Roboski’ye Katliamları Lanetliyoruz" Anma Etkinliği çoşkulu geçti.
 

Saygı duruşuyla başlayan etkinlikte kısa bir sunuş konuşmasının ardından, bir slayt gösterisi yapıldı. Toplantı salonunun duvarları, 19 Aralık 2000 Cezaevleri ve 28 Aralık 2011 Roboski Katliamına yönelik pankart ve dövizlerle süslenmişti. Günün önemiyle ilgili yapılan değerlendirme esnasında slayt olarak sahneye yansıtılan "cezaevleri katliamı"ile ilgili gösterilen görüntülerde, saçları önemli oranda yanmış, yüzü tanınmaz hale gelmiş bir kadın tutsağın "Bizi diri diri yaktılar" diyen haykırışı dinleyenleri derinden etkilerken, dönemin Adalet bakanı Hikmet Sami Türk ile dönemin hükümet yetkililerine ve cezaevi duvarlarını kepçe ile yıkarak vahşeti gerçekleştiren askeri kurumlara  nefret duydurdu.


Nazi toplama kamplarındaki faşizan uygulamaları aratmayan 19 Aralık 2000 yılındaki " Hayatı Kurtarma Operasyonu" ("Hayatı Karartma Operasyonu" diyenler de var) adlı dokumentar filmi, özel bir ilgiyle izlendi. Türkiye'den gelen araştırmacı-yazar Temel Demirer, konuşması esnasında gerek etkileyici ses tonu ve dikkate değer değerlendirmesiyle, gerekse de  bir bilim adamı yaklaşımıyla 19 Aralık 2000 tarihinde yapılan cezaevleri katliamının kesinlikle "operasyon" olarak ifade edilemeyeceğini, bunun adının bir " harekat" olduğunu vurguladı. Temel Demirer, "operasyon ismi olumlu anlamda kullanılan tıbbi bir deyimdir ,cezaevlerinde yapılmış olan ise başlıbaşına bir harekattır yani, askeri bir terimdir"  diyerek katliamla birlikte birnevi 12 Eylül Hukukunun tüm uygulamalarıyla halen ülkede hüküm sürdüğünü, zaman zaman yapılan biçimsel yasal değişikliklerin kitleleri aldatmamasının altını çizdi.


"TÜRK OLDUĞUM İÇİN UTANDIM"


Çeşitli kitapları ve makaleleriyle kamuoyunun yakından tanıdığı eski siyasi mültecilerden Temel Demirer yaptığı konuşmasında, Roboski katliamı sonrası bir grup aydın ve politikacıyla olay yerine incelemeye gittiklerini , "gördüklerim ve orada yaşadıklarım karşısında ilk kez türk olduğumdan utandım" dedi . Askerlerin kendisine "hakaret ve küfürler sonrası "seni uçuruma atarız " diyerek üzerine silahı doğrultuklarını açıklayan Temel Demirer, bu insanlık ayıbına karşı sessiz kalmanın suç ortaklığı olduğu belirtti. Kim ki, Hitler faşizmi tarihin çöp tenekesine gömülmüştür diyorsa yanılmaktadır diyen araştırmacı-yazar Demirer, Türkiye'de yaşanlardan örneklerle konuşmasına devam etti.


ATIF adına kadın temsilcinin yaptığı konuşma esnasında dikkat çeken sözlerden öne çıkanlar " Dostlar, yoldaşlar; Bir koca mücadele yılını daha geride bırakırken Orta-Doğu'da savaş tamtamları yine iş başında... Filistin halkı üzerine bombalar yağıyor.Irak'ta silahlar çekilmiş,ve Suriye'de ise heryer göz yaşı...  Orta-Doğu  ve dünyadaki genel duruma yönelik değerlendirmenin ardından sözüne devam eden konuşmacı  " Ne Roboski'de atılan bombalar altında parçalanan 34 kürt gencini ne Maraş'ta yankılanan çocuk çığlıklarını ve nede 19 Aralık'da yakılarak katledilen politik tutsakları unutacağız." dedi.


BAŞBAKAN ERDOĞAN'A "KELDOĞAN" DENDİ

Düzenli bir organizenin yapıldığı her halinden belli salonda,  Roboski katliamına yönelik olay yerinde çekilmiş görüntülerin olduğu bir video filmi gösterildi. Kitlenin izlerken vahşet sahnelerine bakmakta zor anlar yaşadığı gözlemlenirken,  mevcut AKP hükümetinin "ileri demokrasi" iddialarının yalandan ibaret olduğu açıklanarak "Başbakan keldoğan Roboski katliamından sorumludur" dendi.

Filmde, yük taşıyan binek atların ve  kimyasal gaz sonucu vücudu kömür haline gelmiş sınır kaçakçılığıyla yaşamını sürdüren köylülerin kan revan içindeki görüntüleri ibret vericiydi. Yürekleri parçalayan sahnelerin sorumlusu olarak gerek AKP hükümeti, gerekse de uyum içinde çalıştığı Askeri erk işaret edilerek, insanlık dışı karelerin belleklerden hiçbir zaman silinemeyeceği vurgulandı.



Dersim kökenli müzisyen Hasan Sağlam ve ekip arkadaşlarının sahne almasıyla gece devam etti. Kürtçe ve türkçe türkülerin söylendiği coşku dolayı etkinlik ,özgürlük ve kavgaya dair şiirlerin okunmasıyla sona erdi.