Ülkemiz zemininde son günlerde toplumsal güçlere bir dayatma, oldu bitti ile karşı-karşıya bırakma ve savaş ortamına sürüklenerek dayatma servis edilmektedir.

Son elli yılı aşkın süredir askeri darbe, sıkıyönetim, olağanüstü hal ve savaş ortamında geçiren ülkemiz, bu süre zarfında sürekli olarak kan kaybetmiş, On binlerce insanımız yaşamından olmuş, bir o kadarı da yaralanmış ve sakat bırakılmıştır.

Ekonomi onarılmayacak hasar almış bir anlamda felç olmuştur. Bölge coğrafyamızda tüm komşu ülkelerle halklarla, halklarımız arasına duvar örülmüş, dostluk ilişkilerimiz dumura uğratılmıştır. Toplumsal güçler arasında süreli gerginlik yaratılmış ve kamplaşmalar dayatılmıştır.

Ülkemiz zemininde yaşayan toplumsal güçler arasın da, dini, inançları ve etnik farklılıkları ön plana çıkarılarak, Türkiye devletine hâkim güçlerle, olmayan güçler arasında farklılıklar derinleştirilerek, farklı olanlar, hâkim güçler gibi düşünmeyen ve inanmayanlar sürekli olarak ötekileştirilmiştir.

Gelinen aşamada, 13 yıllık AKP iktidarı yukarıda bahis konusu olan çelişkileri sürekli derinleştirmiştir. Bugün de derinleştirmeye devam etmektedir. AKP devleti, bu devleti kontrol eden güçler, kendi varoluşlarını, başkalarının yok sayılmaları üzerine kurgulamaktadır. Bölge coğrafyamızdaki çelişkilerden de faydalanarak, ülkemiz zemininde sürekli olarak bir gerginlik ve kamplaşma politikasının tarafı olarak rol üstlenmektedir.

3 yıla yakındır sürdürülen, 'çözüm süreci' AKP devleti tarafından tek taraflı olarak bozulmuş, yeniden savaş halinin devamına geçilmiştir. AKP devleti, Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan'ın, 'hırslarının' ve 'tek adam' olma arzularının verdiği hınçla, yeniden savaş dayatmasında bulunmaktadır.

7 Haziran 2015 seçim sonuçlarını içine sindiremeyen AKP devleti, ''HDP barajı geçerse sıkıntı olur, geçemezse süper olur'', ''çözüm sürecinin filmini çekersiniz'' ''başkanlık sistemini hedef aldınız'', ''çözüm süreci falan yok'', 'Dolmabahçe mutabakatı yok'' vb. söylemleri, ülkede var olan nispi de olsa, ''barış ortamını' ortadan kaldırarak, yeniden savaş ortamına dönülmüştür.

Savaş dayatması, ülkemizin topraklarının ve yerleşim alanlarının bir kemsinin, TSK'ya, bağlı savaş uçakları tarafından sürekli olarak bombardıman altında tutulmaktadır. Savaş uçaklarının saldırılarında, başta siviller olmak üzere onlarca insanımız yaşamından olmaktadır. Ormanlarımız yanmakta, topraklarımız atılan bombalar ve kullanılan kimyasal silahlar dolayısıyla, kısırlaştırılmaktadır.

Bu kirli savaşın kazananı olmayacaktır. Kaybedenleri, halklarımız, ülkemiz, ekonomimiz, refah düzeyimiz, toplumsal ve ortak değerlerimiz olacaktır. AKP devletinin bütün kirli ilişkileri, çalınan savaş tamtamlarına rağmen, halklarımız sağduyulu davranmak ve savaş karşıtı girişimlerini sürekli olarak ivme kazandırarak devam ettirmektedirler.

Aynı duyarlılığın, savaşın tarafı olan, PKK veya KCK tarafından ileri sürülerek savunulması, çatışmasızlık ortamının tekrardan sağlanması, halklarımız için önem arz etmektedir. Her iki taraftan da, can kaybı yaşanmaktadır. Yaşamlarını kaybedenlerin, yoksul halk çocukları olduğu gerçeği göz ardı edilemez.

Evet, altını ısrarla çizerek belirtmek istiyoruz. Kürt kurtuluş hareketi duyarlılığını en üst seviyeye çıkararak, AKP devletinin savaş oyununa gelmemelidir. Silahlı mücadelesine, çözüm sürecinin devamlılığını gözeterek son vermelidir. Silahlı ve gerilla tipi eylemlerine son vermeli ve oluşan savaş karşıtı duyarlılığı gözeterek, AKP devletini savaş politikası ile baş-başa bırakabilir.

Böyle bir girişim, Türkiye halkları için, Kürt kurtuluş hareketine yönelik sempati kaynağı olurken, AKP devleti için, sonun başlangıcı olabilir. AKP devletinin savaş üzerine kurguladığı tüm planları, ezberleri bozulabilir.

AKP devleti tarafından sürdürülen kirli savaşın, sadece ülkemiz topraklarında değil, komşu ülke toraklarına taşırılarak, Ortadoğu coğrafyasında bataklığa sürüklenmesi arzulanmaktadır. Böylece, AKP devleti etrafında kümelenen sermaye gruplarının, savaş ganimetinden palazlanması ve bugüne kadar vurdukları, vurgunların üzerinin küllenmesi arzulanmaktadır.

Halklarımızın, duyarlı toplumsal güçlerin, savaş karşıtı, barışı esas alan girişimleri, AKP devletinin savaş dayatmasını alt edecek ve AKP devletini yalnızlaştıracak olgunluğa ve güce sahiptir. Önemli olan bu gücü harekete geçirebilmektir!

Bir sonraki yazımda buluşmak üzere,

04 Agustos 2015
Face:aliekber.pektas
Twitter: @AliekberP