Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Sakarya’da yaptığı konuşma beraberinde birçok tartışmayı getirdi. “Meydan okuyorum” diyen Davutoğlu’nun işaret ettiği 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015’te yapılan genel seçim tarihleri arasında Suruç’tan Dağlıca’ya, Ankara’dan, Diyarbakır’a kadar birçok kentte yapılan eylemlerde halka saldırılar gerçekleşti.

AK Parti’nin tarihinde ilk kez tek başına iktidar olamadığı seçim olan 7 Haziran’ın hemen öncesinde (5 Haziran) HDP’nin Diyarbakır mitinginde patlayan bombayla olaylar silsilesi başladı.

Davutoğlu'nun bu sözleri sonrası sosyal medyada #DavutoğluAçıkla etiketi altında paylaşımlar yapılmaya başladı.

BBC'ye bu ifadeleri değerlendiren Ahmet Davutoğlu'nun yakın çevresine göre, eski Başbakan bu sözlerle, hükümet kurma çağrılarını geri çeviren MHP, parti içinde kendisini genel başkanlıktan indirmek için imza girişimi başlatanlar ve PKK'nın eylemlerine net tepki koymayan HDP'yi hedef aldı.

AKP içinde kendi deyişiyle "itiraz süreci"ni başlatan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, söz konusu sözleri Sakarya'daki bir konuşma sırasında sarf etti.

Konuşmasında kendisini "ihanetle" ve "PKK ile mücadeleyi zaafa uğratmakla" suçlayanlara yanıt veren Davutoğlu, şu görüşleri dile getirdi:

"Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz. Bizi bugün eleştirenler insan yüzüne çıkamazlar, açık söylüyorum. Neden mi? Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride birgün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman en kritik dönemlerden, aylardan biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olarak yazılacaktır."

Davutoğlu, zaman zaman kendisinden "Serok Ahmet" diye söz eden ve son olarak HDP'li 3 belediye başkanının görevden alınması nedeniyle eleştiri oklarını yönelten MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye de isim vererek tepki gösterdi.

7 Haziran-1 Kasım arasında, Bahçeli'nin hükümet kurma tekliflerine "hayır" diyerek, kendisini, "terörle mücadelede yalnız bıraktığını" savunan Davutoğlu, "Sergiledikleri tavrı hatırlamak zorundalar" dedi.

Bu çıkış sonrası, Davutoğlu'nun, "hangi defterleri" kastettiği ve "insan yüzüne çıkamazlar" diyerek kimi ya da kimleri hedef aldığı tartışılmaya başlandı.

'MHP 4 teklifi de kabul etmedi'

Eski Başbakan'ın bu çıkışını, BBC Türkçe'ye değerlendiren Davutoğlu'na yakın isimler, o dönem koalisyon hükümeti kurmaya en elverişli parti MHP olmasına karşın, Bahçeli'nin bunu reddettiğine dikkat çekiyorlar.

Davutoğlu'nun o dönem hükümet kurabilmek için Bahçeli'ye, "uzun dönemli koalisyon hükümeti, kısa dönem koalisyon, MHP destekli azınlık hükümeti ve seçim hükümeti" olmak üzere 4 seçenek önerdiğini ve Bahçeli'nin bunu reddettiğini anımsatan bir kaynak, "Sayın Davutoğlu, terör had safhaya çıkmasına karşın, MHP'nin bu 4 seçeneği de elinin tersiyle itip, bizi HDP'ye itmeye çalıştığına göndermede bulunuyor. MHP, tam tersi o dönem, en acil ihtiyaç olmasına karşın, elini taşın altına koymadı. MHP'ye siteminin nedeni budur" görüşünü dile getirdi.

İkinci hedef Binali Yıldırım mı?

Yakın çevresine göre, Davutoğlu'nun, "insan içine çıkamazlar" sözlerinin hedefindeki bir başka kesim ise kendisini genel başkanlık, dolayısıyla başbakanlıktan indirmek için imza toplama girişiminde bulunanlar.

Davutoğlu'na yakın kaynaklar, çok sayıda sivil ve güvenlik görevlisinin yaşamını yitirdiği saldırılar yaşanırken, parti içinde kendisine karşı mücadele başlatılmasının da "moral bozucu" ve "terörle mücadele azmini zayıflatma sonucu doğurmaya dönük" olduğuna dikkat çekiyorlar.

AKP'nin 12 Eylül 2015'de yapılan 5. Olağan Büyük Kongresi'nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ahmet Davutoğlu arasında MKYK listesi konusunda görüş ayrılığı yaşanmıştı.

Bunun üzerine o dönem Erdoğan'ın özel danışmanı olan Yıldırım'ın adaylık için imza toplaması gündeme gelmişti.

Ancak Davutoğlu liste konusunda geri adım atınca Yıldırım da adaylıktan vazgeçmişti.

Ankara Garı

10 Ekim 2015'te yaşanan Ankara Garı saldırısında 100 kişi hayatını kaybetti

'HDP; durumdan yararlandı'

Davutoğlu'nun hedefindeki üçüncü kesimin ise HDP olduğu ifade ediliyor.

HDP'nin o dönem, Ankara Garı katliamının ardından Genelkurmay karargahını hedef alan Merasim Sokak ve Kızılay saldırılarını üstlenen PKK'nın silahlı kanadı TAK'a karşı yeterli tepkiyi koymayarak, Ahmet Davutoğlu'nu yalnız bıraktığına dikkat çekiyorlar.

Seçim hükümeti kurulmuştu

7 Haziran 2015 seçimlerinde, AKP iktidara geldiği 2002'den sonra ilk kez parlamentoda, tek başına hükümet kuracak çoğunluğu kaybetmişti.

MHP'nin koalisyona yanaşmaması, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da CHP ile koalisyona sıcak bakmaması üzerine, 1 Kasım için erken seçim kararı alınmıştı.

Bu süreye kadar da HDP, BBP'den isimlerin yanısıra Bahçeli'nin rıza göstermemesi üzerine partisinden ayrılan Tuğrul Türkeş'in de aralarında bulunduğu isimlerin kabineye girdiği "Seçim hükümeti" kurulmuştu.

Aralarında 100 kişinin hayatını kaybettiği Ankara garı saldırısının da bulunduğu, bu dönem Türkiye'nin '1980 sonrası en büyük güvenlik zaafiyeti yaşadığı dönem' olarak anılıyor.

1 Kasım seçimlerinde ise AKP, parlamentoda tek başına hükümet kuracak sandalye sayısına ulaşmıştı.

#DavutoğluAçıkla etiketi ile paylaşımlar yapılıyor

Ahmet Davutoğlu'nun Sakarya'da yaptığı konuşmada kullandığı "Terörle mücadele defterleri açılırsa" ifadesi sonrası sosyal medyada #DavutoğluAçıkla etiketi ile paylaşımlar yapılıyor.

Bu dönemde yaşanan Şanlıurfa Suruç saldırısının hukuki sürecini takip için kurulan Suruç Aileleri İnisiyafiti, "Defterler açılırsa" değil katliam siyasetinin defterleri açılmalı, herkes ne biliyorsa söylemelidir. 7 Haziran ile 1 Kasım arası ne oldu? Biz ne için, ne uğruna bu kadar öldük ve yaralandık?" mesajını paylaştı.

mustafahos@mustafahos

davutoğlu’nun “eski defterleri açarsam insan içine çıkamazlar”dediği günler türkiye’nin en karanlık ve en kanlı tarihlerinden biridir.
7 haziran 1 kasım arasında -167 güvenlik görevlisi şehit oldu.
-hdp diyarbakır mitingi 5 ölü
-suruç 33 ölü
-ankara barış mitingi 101 ölü

7 Haziran - 1 Kasım 2015 tarihleri arasında neler yaşandı?

17 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Mutabakatı'nı kabul etmediğini söyledi.

20 Temmuz Suruç saldırısı: IŞİD'in üstlendiği saldırıda 33 genç hayatını kaybetti.

22 Temmuz Ceylanpınar saldırısı: İki polisin evlerinde öldürülmesi ve çözüm sürecinin fiilen bitişi

6 Eylül Dağlıca saldırısı: PKK'nın üstlendiği saldırıda 16 asker hayatını kaybetti.

8 Eylü PKK saldırıları: Üç ilde 15 polis hayatını kaybetti

10 Ekim Ankara gar saldırısı: Türkiye tarihinin en kanlı intihar saldırısında 100 kişi yaşamını yitirirken 391 kişi de yaralandı