Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini öğrenmek için 27 Mayıs 1995’te ilk kez bir araya gelen Cumartesi Anneleri bugün 800’üncü haftayı geride bırakıyor.

Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç’un zorla kaybedilmesinin ardından ilk kez Galatasaray Meydanı’nda toplanan Cumartesi Anneleri, Türkiye’nin en uzun soluklu eylemine imza attı. Sık sık polisin sert müdahalesiyle karşılaşan, darp edilen, gözaltına alınan anneler, bir kez bile geri adım atmadı.

İçişleri Bakanlığı tarafından 700. haftadan itibaren Galatasaray Meydanı'nın yasaklanması nedeniyle Cumartesi Anneleri, adalet arayışlarını 83 hafta boyunca İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin bulunduğu sokakta haykırdı.

Cumartesi Anneleri, 800. haftalarında HDP heyeti ile birlikte Galatasaray Meydanı'na karanfil bırakmak istedi. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi önünde bir araya gelen grubun yürüyüşüne polis barikat kurarak izin vermedi.

ICAD Ululararası Büro: 800. haftasında Cumartesi Anneleri’nin mücadelesini selamlıyoruz!

Cumartesi Anneleri 25 Temmuz 2020’de 800. hafta eylemlerini yapmaktalar. Devletin gözaltında kaybetme saldırısının doruk noktasına ulaştığı 1995’te Hasan Ocak’ın 21 Mart’ta gözaltında kaybedilmesinin ardından ailesinin ve yoldaşlarının yürüttüğü etkili mücadele ile, Hasan Ocak’ın bedenine kimsesizler mezarlığında ulaşılması Türk devletini suçüstü yakalamış ve önemli oranda teşhir etmişti. Hasan Ocak, 17 Mayıs’ta Gazi’de büyük bir törenle uğurlandıktan sonra 27 Mayıs’ta Cumartesi Anneleri ilk oturma eylemine başladı.

Türkiye ve Dünya’da en uzun erimli örgütlü bir sivil itaatsizlik eylemi olan ve 800. haftasına ulaşan bu süreçte Cumartesi Anneleri sürekli devletin baskılarına, saldırılarına maruz kaldılar. Gözaltına alındılar, tutuklandılar, işkence gördüler. Ancak kayıplarını arama mücadelesinden vazgeçmediler. 

Cumartesi Anneleri’nin mücadelesi faşist Türk devletinin gözaltında kaybetme saldırısını önemli oranda geri püskürttü. Mücadeleleri sınırları aştı, dünyanın birçok ülkesindeki kayıp yakınlarının mücadelesiyle buluştu.

ICAD, farklı ülkelerde organize ettiği uluslararası kurultaylarla Latin Amerika’dan Asya’ya, Ortadoğu’dan Afrika’ya kadar onlarca ülkeden kayıp yakınlarını buluşturarak, bu mücadeleye katkı sunmaya çalıştı.

Kayıp yakınlarının mücadelesi Amed’den Batman’a birçok kente yayıldı. Ancak faili kendisi olan Türk devleti, hala binlerce gözaltında kayıbın akıbetini açıklamaktan kaçınmaya devam etmektedir.

Egemen sınıfların kendi iktidarlarını korumak için toplumsal muhalefete yönelik uyguladıkları bu saldırı yöntemiyle dünyamızda yüzbinlerce insan devlet güçleri veya onlara bağlı paramiliter çeteler tarafından kaçırılarak kaybedildi.  

20. yüzyılda Hitler faşizminde, Latin Amerika’da ABD destekli diktatörlüklerde olduğu gibi, Türkiye’den Sri Lanka’ya, Pakistan’dan Irak’a, Suriye’den Kolombiya'ya, Meksika'dan, Balucistan'a ve Arjantin’den Marokko’ya kadar dünyanın birçok ülkesinde uygulanan bu saldırıya karşı kayıp yakınlarının, insan hakları savunucularının, ilerici ve devrimci güçlerin mücadelesi sürmektedir.

Gözaltında kaybedilenlerin akıbetinin ortaya çıkarılması ve sorumluların cezalandırılması için yürütülen mücadele güncelliğini korumaktadır.

800. haftasında Cumartesi Annelerinin mücadelesini selamlıyoruz!

ICAD, Cumartesi Anneleri’nin 800. hafta eylemleri vesilesiyle, gözaltında kayıplara karşı mücadeleyi güçlendirmek, Cumartesi Annelerinin sesini dört bir yana yaymak, gözaltında kayıpları unutmamak ve unutturmamak için tüm duyarlı insanları her alanda sokağa çıkmaya çağırmaktadır.

Gözaltında kayıpların akıbetlerinin açıklanmasını ve tüm sorumluların yargılanması için mücadeleyi büyütelim!

Gözaltında kayıpları unutmayacak, katilleri affetmeyeceğiz!