Genellikle bir takım çevreler, yaşamış oldukları toplumdan memnun olmayan, horlandığını ve ötekileştirildiğini, aşağılandığını düşünen kesimler,  toplumda ulaşmak istedikleri yerlere gelemeyen ve o imkânı yakalayamayanlar, yaşamından hiçte memnun olmayan ve başarılı olmadığına inanan çevreler, sorunu başkalarında arıyorlar.  Bundan dolayı da, aynı toplum içinde birlikte yaşadıkları insanları, ayırt etmeden milliyetçilik, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı penceresinden bakarak ötekileştiriyorlar.

Bir de, sağ eğilimli gerici ve muhafazakâr göçmenlerin konumu çok ilginç. Bunların sosyal medya paylaşımları, sağcı, milliyetçi ırkçı ve yabancı düşmanı AfD ile aynı içeriklidir. Corona üzerine yaptıkları yalan ve uyduruk söylemleriyle insanları korkutuyorlar. Corona’dan değil başka hastalıktan ölenleri Corona’dan ölmüş gibi lanse ediyorlar. Haklarımızı kısıtlamakla kalmıyor, insanları korkutmaya ve panik yaratmaya çalışıyorlar.

Almanya için alternatif parti (AfD) ve İmparatorluk yanlısı (Reichsbürger) çevrelerin yürüyüşlerine katılmasalar da aynı söylemleri söylüyorlar. Sosyal medyada paylaştıkları içerikler, hemen hemen AfD söylemleriyle aynı.

Kendi milliyetçi, ırkçı şovence söylemlerini, Alman düşmanlığıyla lanse ediyorlar.

Burada Alman toplumu içinde milliyetçiliğin, ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının olmadığına vurgu yapmak istemiyorum.

Milliyetçiliğin, ırkçılığın ve şovenizmin nereden gelirse gelsin, müsamaha göstermemek ve lanetlemek  gerekir.

Birde son zamanlarda zorla aşı yaptırılacakmış gibi söylemler ile sosyal medya çalkalanıyor. Şu anda Corona ya karşı ne bir ilaç ve nede aşı söz konusudur. Bulaşıcı hastalığı olan birini devlet karantina altına alıp bazı rahatlatıcı tedavileri uyguluyor. Başka vatandaşa bulaştırmaması için her iki tarafında sağlığını düşünerek tedbir esas olandır.

 Her kafadan bir ses çıktığı gibi bilende, bilmeyende bu konularda ahkâm kesiyor.

Göçmen toplumunun bir kesimi tamamen sağa kaymış durumda. Yeteri kadar kendilerini eğitmedikleri için de, bilgisizce hareket ediyorlar. Hükümetin aldığı kararlardan çoğunun ya hiç bilgisi yok ya da yeteri kadar bilgi sahibi değiller. İçlerinde bilgiliymiş gibi gözüken bir kesim sosyal medyada ve Yootube’dan yayın yapıyor. Bunlar da, çok bilgiliymiş gibi gözükerek çok yanlış bilgiler veriyorlar. Aynı zamanda milliyetçi ırkçı ve şoven söylemleri ile göçmen toplumuna zararları dokunuyor.

Yaşadığımız sivil toplumlarda devleti yöneten parti ve politikacılarının görevi, vatandaşlarına ve ülkede yaşayan göçmenlere doğru bilgi vermekle yükümlüdür. Devlet yöneten partiler ve onların politikacıları vatandaşın vergisi ve oyları ile ayakta kalıyorlar. Vatandaşın her türlü sorunlarıyla ilgilenmesi ve onlara bilgi vermesi gerekir. Vatandaşın da devlete karşı bir takım görevleri vardır: vergisini ödemek, seçmiş olduğu politikacıların görevlerini doğru yapıyorlar mı? bunları kontrol etmek, bir sonraki seçimlerde memnun olmadıkları partiyi bırakarak, oyunu, seçmenin hakkını savunduğuna kanaat getirdiği başka partiye vermek vs. gibi. Gelişen olaylara kayıtsız kalmadan  kendini bilgilendirmekle yükümlüdür.

Bu yanlış bilgilendirme, sadece azınlık göçmen topluluğu içinde olmuyor. Almanya ve Avrupa’da da bazı çevreler, hatta bazı doktorlar vatandaşa yanlış bilgi verebiliyorlar.

Kendi sağlığınızı düşünmüyor olabilirsiniz ama dünyayı sarsan Corona canavarına karşı başkasının sağlığını düşünmek zorunda olduğunuzu bilmeniz gerekiyor.