Sevgili okuyucular,

Almanya’nın doğusundaki kentlerinde başlayan,  Batının İslamlaşmasına karşı Vatansever Avrupa’lılar yakıştırması ile sokaklara dökülen, ilk planda çok az sayıda insanın katılımıyla gerçekleşen eylemlere katılım artmaya başlamıştır.

PEGİDA ilk bakışta, ‘masum’ bir kuruluş, talepleri toplumun, ‘hissiyatını’ okşayan bir konumda görünebilir. PEGİDA’nın ileri sürdüğü taleplerin, ‘makul’ olduğunu kabullenen ama PEGİDA içinde yer alan, organizelerde öne çıkanlarla ortak yanları bulunmayan yüzlerce, binlerce iyi niyetli insanın olduğu gerçeğini de, kabullenmek durumundayız.

PEGİDA’nın iddialarına göre, Almanya, ‘aşırı sayıda Müslüman’ olduğu tezi, PEGİDA yürüyüşlerinin başlangıç noktası olan Sachsen eyaleti ile diğer doğu Alman eyaletlerine uymuyor. Bütün bunlara rağmen, Almanya’daki tüm yabancılarda olduğu gibi Müslümanlar da genellikle eski Batı Almanya eyaletlerinde yaşıyorlar. PPEGİDA eylemcileri iddiasına göre, ‘Doğu eyaletlerinin de bir gün Batı’daki kadar fazla Müslüman nüfusunun olmasını bekleyemeyiz’ tarzı bir cevaplarla, kendilerini savunarak, topluma hoşgörülü gözükmeye çalışıyorlar. 

PEGİDA’nın başını çekenlerin bu tarz savunmaları aslında mesnetsiz ve gerçekleri yansıtmaktan önemli derecede uzaktır. PEGİDA hareketi kendini hangi refleksle savunmaya çalışırsa çalışsın, gerçekleri, gerçek niyetlerini gizleyemeyeceklerdir.

PEGİDA hareketinin başını çekenlerin, gelinen aşamada niyetleri açıkça sırıtmaktadır. İslam'ı, siyasallaşmış cihadist, faşist, cani çetelerin başvurdukları yöntemleri bahane ederek, genelde göçmenler şahsında ve özelde İslam’ı, çevrelerine yönelik düşmanlık yaratma çabalarını gizleyemeyeceklerdir.

Kafa yapılarının, bugün karşı çıktıklarını iddia ettikleri, cihadist çetelerin, canilerin yaptıkları vahşete, karşı olduklarına inanmak saflık olacaktır. PEGİDA’nın başını çekenlerin geçmişleri, en az cihadist faşist çeteler, İŞID, El Nusra, El Kaide, Boko Haram gibi canileşmiş örgütler kadar karanlıktır. Bu hareketin başını çekenlerin, 1. Dünya savaşı sonrası ve 2, Dünya savaşı sürecinde, Avrupa ve Dünya halklarına yaşattıkları henüz hafızalardan silinmemiştir.

Bunlar Adolf Hitler tasmalı faşist Nazi artıklarıdır. Bunlarla, gerici faşist İslam’ı cihadist çeteler arasında birçok benzerlik olduğu kadar, ortak yanları da yeterince fazladır.

2. Dünya savaşı, yerküre ve Avrupa halkları için katliam, işkence ve insanlık suçunun ayyuka çıktığı bir karanlık dönemdir. Bu karanlık dönemim birincil derecede sorumlusu olan bir zihniyetin, kafa yapısının, cihadist faşist çetelerin başvurdukları katliamlara, caniliklere karşı olduklarını söylemeleri, inandırıcı değildir.

PEGİDA’nın, başını çekenlerle, cihadist faşist çetelerin hamuru ortak yoğrulmuştur. Aynı kaptan yalanan, aynı tas tan su içenlerdir. Her ikisi de, kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi yaşamayı istemeyenlere düşmandırlar. Her ikisi de, ırkçı faşist ve canidirler. 

Birisi kafa keserken, bir diğeri gaz odalarına doldurdukları insanları zehirleyerek, fırınlarda yakarak toplumsal katliamlarda rol almışlardır. Almanya topraklarında yaşayan, çeşitli milliyetlerden, inançlardan halklar, demokrasi bileşenleri, bu gerçekleri baştan kabullenmişlerdir.

Bu konuda açık ve kararlı olarak, PEGİDA’nın göçmenler ve İslam karşıtı kara propagandalarına karşı gerekli hassasiyeti göstererek üzerlerine düşeni yapmak için çaba harcadıklarını bilmekteyiz.

Bir gerçeğinde altını çizmede yarar vardır. Son yıllarda İslam’ı cihasdist, faşist çetelerin, İŞID, El Kaide, Boko Haram gibi canileşmiş insanlık düşmanı örgütlenmelerin yaptıkları katliamları şiddetle kınadığımız kamuoyunun bilgisine sunmak durumundayız.

Geçtiğimiz aylarda, haftalarda, günlerde, Paris’te, Nijarya da, Kobane’de, Şengal de, giriştikleri katliamlarla masum insanları, aydınları canice katlettiklerini, açıklıkla batı kamuoyu ile paylaşarak, bu katliamlara şiddetle karşı durduğumuzu her fırsatta beyan etmeliyiz.

Cihadist faşist kesimlerin, özünde Almanya ve Avrupa’da yer yeni Nazilerden bir farklarının olmadığı, PEGİDA’nında bunun bir paçası olduğunu her fırsatta batı kamuoyu ile paylaşarak teşhir etme becerisini göstermeliyiz. Avrupa ve Almanya coğrafyasında yaşayan, anti Nazi, antifaşist, anti cihadist kurum ve kuruluşlarla ortak hareket ederek, toplumu konuya ilişkin duyarlı hale getirmeliyiz!

PEDİGA ve başını çeken Nazi artığı güçler, aslında bu cihadist faşist çetelere karşı değillerdir. Chadist  paramiliter çetelerin, yaptıkları mezalimlikleri vahşetlerini bahane ederek, huzursuzluk ortamından kendi faşist emlerline ulaşmak için faydalanmaktır.

Demokrasi bileşenlerinin görevleri ise, aslında ortak yanları olan, cihadist paramiliter çetelerle, PEGİDA’nın aynı yolun yolcusu olduklarını her fırsatta Avrupa ve Almanya kamuoyuna anlatabilmektir!

Bir sonraki yazımda buluşmak üzere,

13 Ocak  2015

Face:aliekber.pektas

Twitter: @AliekberP