CHP’nin kuruluşunu, sürece müdahalesini ve Türkçü’lük akımını merak ettim. Düşmanlık duygusu üzerinden değil, farklı düşüncenin farklı eleştirileri olması gerektiğine inanarak araştırdıklarımı ve incelediklerimi  bilgi düzeyinde paylaşıyorum.

Siyasal kavramın ayrılığı, sağ ve sol kavramları Fransız Devrimi’nden doğmuştur. Devrim meclisinde, krallığın, aristokrasinin ve ruhban sınıfın çıkarlarını savunanlar mecliste başkanın sağında kalanlara sağcılar, soldaki bölümde kalan muhaliflere ise solcular adı verildi. Böylece eski düzene karşı tavrın meclis oturma düzeniyle ilişkilenmesi sonucu sağ ve sol kavramları doğdu.

Genel olarak sağ, siyasal ve toplumsal anlamda zengini ve otoriteyi; sol ise ilericiliği, devrimciliği, insanlığın gelişimi yönünde değişime açıklığı,  özgürlüğü, adaleti ve eşitliği temsil eden kavramlar olarak şekillendiler. 

Burjuvazi sağın, emekçiler ise solun genel adresi oldu. İşçi sınıfı bir sınıf hareketi olarak kendisini ortaya koyduğu andan itibaren soldan yana tavır belirledi. Cumhuriyet Halk Partisi, Türk Ocakları’nın yaratıcısıdır. Türk Ocakları’nın siyasal faaliyeti, Turancıdır. Başbuğ’ları Atatürk’ün Türkçü yolunu takip eden milliyetçi bir partidir. Halkların eşitliğini, farklılığın zenginliğini, Anadolu’da yaşayan halkları inkâr eden, halklar arasında demokratik çözümü siyasal anlamda benimsemeyen bir partidir.  Dünü ve bugünü siyasal entrikalarla doludur. CHP düşünülmesi ve çok ciddi irdelenmesi gereken bir partidir.

CHP, T.C Devleti’ni, tek parti, tek şef ile yıllarca diktatörce yöneten bir partidir. Kurulan ya da kurulmak istenen partileri  kapatan tek adam Mustafa Kemal’dir. Dolayısıyla CHP‘nin yaptıkları sorgulanırsa, yaptıkları halk ve işçi düşmanlığı, hak gaspı, vahşet ve katliamları da açığa çıkacaktır.

Tek adama ve tek partiye, her şeyin çimentosu olarak bakıldıkça, rejimin değişmez- değiştirilmez kutsal önderi, ulusal birliğin dinamiği olarak görülür. Atatürk,  tepeden inme bir burjuva rejim kurma perspektifiyle hareket eden İttihat-Terakki Cemiyeti’nin yöneticileri ve Osmanlı Paşalarınca kurulmuş olan iktidarın tek adamı oldu. Kemalist iktidar, kapitalist üretim ilişkilerini hayata geçiren rejimdir. Emperyalist yayılmacılığın Pazar ekonomisini uygulayandır. Cumhuriyet’in başlangıcından itibaren yaklaşık çeyrek yüzyıl boyunca başka burjuva  partilerine bile izin vermeyen diktatörlüğün adıdır.  İktidar ve Parti, Kemalist devletin ta kendisiydi.

CHP, ezenlerin, sömürenlerin partisiydi. Tek parti diktatörlüğünü, “asker-sivil bürokrasinin, tüccarların, kompradorların çıkarlarına göre tanımlayan ideolojisiyle gerekçelendirdi. Türk Ticaret Burjuvazisi’nin ortak çıkarları için var olan parti CHP idi. CHP’nin programının temellerini oluşturan “altı ok”un da (Cumhuriyetçilik, Laiklik, Halkçılık, Milliyetçilik, Devletçilik, İnkılâpçılık) sol kavramıyla hiç bir ilişkisi yoktur. O zamanın

CHP’sini burjuva sol olarak değerlendirmek bile mümkün değildir. Aksi halde tek başına iktidar olduğu onca sene içinde en azından toprak reformunu gerçekleştirirdi. Kazım Karabekir Paşa’nın kurduğu partiyi bile kapatan ve hatta onu tutuklatan Atatürk’tür. İsmet İnönü, bu duruma sıcak bakmadığı için tutuklanmaktan zor kurtuldu. Yazar Orhan Kemal’in babası parti kurduğu için sürekli baskı ve gözaltında tutuluyordu ve dayanamayarak ülkeyi terk edip Lübnan’a kaçtı. Orhan Kemal, babası ile birlikte 1,5 yıl Lübnan’da sürgün yaşadı.

Atatürk’e kim muhalif olmuşsa  soluğu ya cezaevinde alıyordu ya da suikastla ortadan kaldırılıyordu.  Kemalist hükümetin CHP ‘si, refleksleri azdırmakta ustaydı ve özellikle statükocu asker-sivil bürokrasinin hamiliğini yaptığı Turancı’lığı geliştirdi. Anadolu’nun en ücra köşelerine kadar Türk Ocakları açıldı. Türk milliyetçiliği aşılandı. Yolsuzlukların, 'tek adamcılığın', 'medya’ya baskının olduğu dönem Cumhuriyet’in tek partisi CHP’dir. 

Demokratik olmayan, farklılığın sesini boğan, inkârcı ve asimilasyoncu politikaya sarılan, eşitliğin ve adaletin karşısında olan siyasi gelenekleri başlatan parti CHP’dir.  CHP Dersim'de yaşananlardan dolayı, Dersim halkından özür bile dilemedi. 2009' da CHP Genel Başkan yardımcısı Onur Öymen ‘Dersim isyanını ben mi bastırdım. Ben faşistsem Atatürk ne oluyor?’ demedi mi? (16.11 2009. Milliyet)

Kürd Sorunu'nun çözümü için müzakere görüşmelerine karşı anaların ağlamasını savunan CHP'li Onur Öymen değil miydi? “Atatürk Şeyh Sait ile müzakere mi etti? Dersim isyanını yapanlarla müzakere mi etti? Kimse çıkıp ‘Analar ağlamasın. Şeyh Sait isyanında analar ağlamadı mı? Dersim isyanında analar ağlamadı mı?” (16.11 2009. Milliyet) ifadelerini kullanmadı mı? CHP parti olarak Onur Öymen'in arkasında durmadı mı?

Emekten yana işçi haklarını kısıtlayan, greve giden işçileri tutuklayan, kapitalist sistemin sömürü çarkını kuran, emekçilerin karşısına çıkarttığı kanunlarla halkın olabildiğince yoksullaşmasını sağlayan, çoğulcu bir demokrasinin yerleşmesini engelleyen parti CHP'dir. İstiklal Mahkemeleri’nde binlerce insanı yargılayan, yıllarca hapiste tutan ve idamlarla gündeme gelen parti CHP'dir. 

1925 -26-27 yıllarında  memurların ve demiryolu işçilerinin, ücretlerinin artırılması için başlattıkları grevi bastıran ve grevcileri tutuklayan CHP'dir. Takriri Sükûn yasasının kabulünden sonra, TKP’nin yasaklanmasıyla birlikte, 1 Mayıs kutlamaları da CHP tarafından yasaklandı. Oysa Osmanlı döneminde 1 Mayıs serbestçe kutlanıyordu.

Nazım Hikmet’i, Sabahattin Ali'yi cezaevlerinde süründüren Şiirin bile tutuklandığı dönemlerin mimarı CHP'dir.

Seçme Seçilme hakkı için mücadele eden kadınları engelleyen CHP'dir. 1911’de başlayan kadınların seçme-seçilme hakkı mücadelesi 1923’ten sonra her seferinde CHP’nin engelleriyle karşılaştı. Kadın hakları mücadelesi veren kadınlar hakkında davalar açan parti CHP'dir. Seçme hakkı, kadınların mücadeleleri sonucu ancak 1934 yılında elde edilebilmiştir.

Türkiye insanına göre CHP sol bir partidir ve bu  böyle belletilmiştir. Oysa Anadolu’nun, siyasal sisteminin genel çerçevesini belirleyen ve Anayasa’sını hazırlayan tarihsel geçmişini inkâr eden  parti CHP'dir. 

ABD’de siyasal yelpazenin iki ana unsuru, köken olarak işçi hareketiyle hiçbir ilgisi olmayan Cumhuriyetçi Parti ile Demokrat Parti’dir. Türkiye’de CHP’nin solcu olarak algılanmasını andırır biçimde ABD’de de Demokrat Parti solcu olarak algılanmaktır. Atatürk’ün kurduğu parti CHP, ne işçi sınıfından yanadır, ne de sosyal demokrat bir partidir. Olsa olsa ABD’nin Demokrat Parti ‘si kadar solcu olur.

Türk milliyetçisi vurgusunun korunması noktasında, AKP ve MHP ile işbirliğinde ısrarcı olan CHP’dir.

Sol, emeğin yanında eşitliği ve özgürlüğü savunandır, halkların eşitliği için mücadele edendir. Yani, CHP’de olmayan nitelikler demektir. CHP, kurulduğundan günümüze kadar yaptıklarının öz eleştirisini yapmadığı sürece devletin kurucu partisi olmaya devam edecektir.