İlhami Yazgan yazdı:

12 Mayıs 1973’te ABD Büyükelçiliği Bonn, Washington ve Buenos Aires’teki elçiliklere „gizli“ ibresiyle bir not geçti.

Bir adrese yapılan baskınında "iki ELN gerillası öldürüldü“ ibaresi vardı. Gizli istihbarat bilgisinde örgütün propaganda malzemesi başta olmak üzere silah ve parasına el konulduğu, Alman asıllı gerilla Monika Ertl ve Arjantin vatandaşı bir gerillanın öldürüldüğü belirtiliyordu.

***

Monika'nın, örgütünün kendisini kısa süre önce Şili’ye kaçırma önerisini kabul etmemesi anlaşılır gibi değildi!.. Arananlar listesinin en üst sırasına olması, görüldüğü yerde infazı demekti. La Paz sokaklarının kendisi için ‘‘ölüm‘‘ olduğunu biliyor olmasına rağmen, kendi güvenliğini bile sağlayamayan genç ve tecrübesiz bir gerilla ile birlikte kalması felakete davetiye çıkarmakla eş değerdi. Monika`nın yanında bulunan Üsvaldo Uçasqui, onu korumakla görevli gerillardan biriydi.

1971'de general Banzer’in kanlı darbesinden kaçan Fransişken tarikatı üyesi Silvano Girotto, Monika ile, -muhtemelen onu canlı olarak gören, son kişilerden biriydi, ölümünden kısa bir süre önce, aynı tarikata bağlı Kanadalı rahip Oblatı’nın evinde tanışmıştı: "Monika, bana büyük tehlike altında olduğunu anlattı. Kurtarılmayı bekliyordu. Şili’de bulunan yoldaşlarından yardım istemiş. ELN Bolivya’da faaliyetini durdurmak zorunda kalmıştı. Yazar Sanchez Salazar, Monika için Lima’da sahte bir pasaport alıp tekrar Bolivya dönecekti. Salazar, Lima'da kararlaştırıldığı gibi 14 gün pasaport beklemiş. Lakin ne gelen olmuş ne de giden! Monika’ya yardım edilemedi. Son umutlar da böylece boşa gitti.“

Monika, bazen ölümden kıl payı kurtuluyor bazen de şansı yaver giderse güvenlik güçlerinin kararsız olmalarından yararlanıyordu. 1972 yılı sonunda polis La Paz’da kimliği açıklanmayan bir Alman'ı ele geçirdi. Bu kişinin verdiği bilgiler Monika ve arkadaşlarının kaldığı hücre evinin deşifre olmasına neden oldu. Alman elçiliğinin 6 Nisan’daki kayıtlarına göre, güvenlik görevlilerinin yavaş davranmasından kaynaklanan bir gecikmeyle ELN gerillaları hücre evini terk etmeyi başarmış, evde sahte pasaportlar ele geçirilmişti. Pasaportun biri Monika'ya aitti. Güvenlik güçleri ilk defa Monika'nın güncel fotoğrafını elde etmiş oldu.

Che'nin intikamını üç kurşunla alan devrimci kadın, söylenecek sözün, sığınılacak limanın kalmadığı, çaresizlik haliyle karşı karşıyaydı. Belki de şefkatli yüreğinden ya da ELN'nin deneyimsiz gerillalarıyla beraber acı çekmekten yorulmuştu! Eylemsel olarak hiç bir etkinliği kalmamış ELN'nin ideolojik inatçılığını sürdürmeye kararlı olması inatçı babanın bir yansımasıydı belki de! İntiharın eşiğinde hareket etmesi, ölümü hiçe sayması, sosyal adalet mücadelesine olan bağlılıkla açıklanabilecek bir durum da olabilir miydi? Devrimci mücadelenin hayal kırıklığı yaratıyor olması, babasının Nazi geçmişi ve duyduğu suçluluk kompleksi; bunların mümkün olabileceğini gözardı etmemek gerekir! Ergenlik yaşında yakalandığı epilepsi hastalığının siyasi karışıklığının işareti olarak yorumlamak pek doğru olmasa da Ağustos ortalarında doğmuş olması, aslan burcunun özellikerini taşıması: ‘‘son derece sadık, cömert ve yüce gönüllü olması, evlilikte şanssız sayılması, kendisine aşırı güveni, enerjik, yaratıcı, güçlü, güvenilir, koruyucu ve tarih boyunca bu burcun kahramanlık sembolü sayılması‘‘ ile açıklamak mümkün mü acaba..?

Ne derseniz deyin, nasıl yorumlarsanız yorumlayın, Münih'te ailesi, evi ve arkadaşlarıyla başlayan yaşam çemberi, okulla genişlemiş, inatçı ve yaratıcı babasıyla çıktığı keşif yolculuklarında; yaşamı tanıdıkça, gençlik çemberini zorlamış, evlilik, boşanma, sosyal çevre, ELN’ye katılma, gerilla eğitimi, sonrasında şehir eylemleri, yoldaşlarının ölümü, Hamburg suikastı, tekrar Bolivya'ya dönüşü! ve kendi çemberi içinde nefes alamama durumu…

Umutların yavaş yavaş tükenmeye başladığında takvimler 12 Mayıs'ı gösteriyordu. İmilla, And Dağları arasında kalan vadinin her iki yanından aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya üst üste binmiş, iç içe geçmiş, gecekonduları, gökdelenleri ve kolonyal mimarisiyle, çoğu yoksul azı varsıl yaşam biçimleri, vadide akan nehirleri, başı dumanlı dağları, yerel giysiler içerisinde kadınları, sokak satıcıları, ritüelleriyle insanı büyüleyen şehrin karanlık sokaklarına kendini atmaya sabırsızlanıyordu. Saçlarını arkadan toplayıp geniş melon şapkası altında gizledi. Koyu makyajına rağmen dikkat çekme tehlikesi vardı. Yöreye özgü bir etek, renkli bir salı siyah kazağının üzerine özenle örttü. La Paz, yüksek rakımlı olması nedeniyle oksijen azlığı, solunumda zorluğa, erken yorulmaya yol açıyordu. Hızlı hareket edemiyordu. Yürüyüş hızını ayarlamak zorundaydı. Hızlı hareket ettiğinde nefes alıp vermekte zorlanıyordu. Son günlerde sigara paketini ikiye katlamıştı. Çocukken konan epilepsi nedeniyle yalnız kalamıyordu. Hücre evinde birlikte kaldığı Arjantinli „El Viejo“ ve bir gerilla daha kendisine eşlik edecekti. Evi terk etmeden önce Nancy Fanny Miriam Molina adına düzenlenmiş Arjantin kimliğini cebine yerleştirdi.

12 Mayıs'ı 13 Mayıs'a bağlayan gece insana hüzün veren sokak lambalarının los ışığı altında ilk adımını attığında, gecenin karanlığında pusuda bekleyen özel birimler, Monika'yı çapraz ateşe aldılar. Sanki gök gürlüyor, şimşek çakıyordu. Gerilla Uçasqui yere yatmaya, mevzi almaya fırsat bulamadan vuruldu. Diğer gerilla gecenin karanlığında ortadan kayboldu. Silah sesleri zifiri karanlığı yırtıp And Dağları'nın yamaçlarında yankılandı. İniltiler, feryatlar canhıraş bağrışmaların ardından, tüm varlığını Bolivya devrimine adamış olağanüstü kadın, içinde kopan onca fırtınaya rağmen, yer aldığı sosyal adalet mücadelesi için son nefesini verdi.

Cesur, uzlaşmaz ve trajik yaşam öyküsüyle dünya devrimcilerini kendisine hayran bırakan Monika Ertl, özgürlük tohumların yeşerdiği Bolivya bozkırlarına savrulması, Che'nin yirmi dört saat tutulup infaz edildiği La Higuera'daki okul binasında kendini bulması, Che'nin kahraman gerillası İnti Peredo'nun "Yeniden dağlara“ çağrısına uyup 1970 Temmuzunda toplumsal adalet tutkusuyla harekete geçen, dini inanışları, mezhepleri farklı olmasına karşın, özgürlük düşüncesinin birleştirdiği öğrenci ve aydınlardan oluşan yetmiş beş gençle birlikte türküler söyleyip, Che"nin intikamını üç kurşunla alması, dünya devrim tarihine altın harflerle yazılmıştı.

Bunu artık kimse değiştiremezdi…

***

La Paz hükümeti Ertl ailesinin infaz edilen kızlarını gömme başvurularını görmezlikten geldi. Mezarın ortaya çıkmasını asla istemedi. Ertl ailesine "Bir Hıristiyan mezarlığında“ gömülü olduğunu söylendi. Monika nerde olduğu bilinmeyen, kanla sulanmış Bolivya'nın bir toprak parçasında gömülü şimdi. Cesedin ailesine verilmemesinin önemli nedenlerinden biri öldürülmeden önce işkence görmüş olmasıydı. Bu yönde elimizde bir kanıt olmasa da, o dönemde toplu gömülen gerilla mezarları ortaya çıkartıldı ve el ve ayakların olmadığı ve tamamının işkence gördüğü saptandı. Bazılarının kafatasları yoktu!

La Paz'daki Alman mezarlığının girişinde, annesinin hemen yanıbaşında bulunan mezar taşında "Monika Ertl 17.08.1937-12.05.1973“ yazmakta. Ama oraya gömülmediği, oranın sembolik bir mezar olduğu biliniyor.

Baba Erlt, yüksekliği 5 bin metreyi bulan Chalcaltaya Dağı'ndanki bir kaya parçasını La Paz'a kadar taşıdı. Kaya parçasını işleyip hayatın sonsuzluğunu sembolize eden ve Tanrının kendini tanımlamak için kullandığı ‘‘taş’ı‘‘ sonsuzluğa seçen kızı için mezar taşına dönüştürdü. O kaya parçası çok sevdiği kızıyla Chalcaltaya Dağı'na her tırmanışlarında üzerine oturup dinlendikleri Monika'nın sonsuzluk TAŞ'ıydı…

Anısı ve mücadelesi önünde saygıyla eğiliyorum.

İlhami Yazgan / Köln / 12.05.2020

[Kısa bir süre sonra Ceylan Yayınları’ndan yayımlanacak olan ’’ Che’nin İntikamını 3 Kurşunla Alan Devrimci Kadın MONİKA ERTL -Yaşam Hikayesi-’’ adlı çalışmadan alınmıştır.]