Irkçılığa sessiz kalmayalım, Minneapolis her yerde

Çağın diğer hastalıklarından birisi olan Irkçılık canlar almaya devam ediyor.

Irkçılık ayrımcılık bence bir ideolojik bir düşünce değil aksine bir psikolojik rahatsızlıktır.

Pandemi biterken ırkçılık mı yükseliyor ne oluyor?

En son daha 1 hafta önce ABD nin Minneapolis Eyaletinde beyaz ırkçı bir polis memuru sahte 20 Dolarla alışveriş yapmak isterken yakalanan George Floyd isimli Afro-Amerikalıyı cep telefonuyla çekim yapan insanların gözü önünde, polis arabasının arkasında dakikalarca diziyle boğazına basarak katletti.

Bu ırkçı cinayet, infaz ABD'deki siyahilere, Latin Amerikalılarla (Latino) birlikte diğer azınlıktaki göçmenlere karşı kinin, nefretin yürekler acısı ve acımasız boyutunu gösteriyor.

Şimdi bu ırkçılık karşıtı protestoların olayların Fransaya’da sıçradığını duyuyoruz.

Irkçılık asla doğuştan gelmez, sonradan evde, okulda, sokakta öğrenilir ve yaşanır.

Irkçılığın olmadığı ülke hemen hemen yok gibi. Belki Küba’da yoktur. 1998'de Küba'ya yaptığım tatil-ziyarette ben şahsen ırkçılığı gözlemlememiştim.

Irkçılığın panzehiri Hoşgörüdür, farklılıklara tahammüldür. Bence küçük yaşlardan itibaren çocuklarımızı dünyaya ve diğer kültürlere açık, saygılı yetiştirmeli, evde, okullarda bu duyguyu aşılamamız gerekiyor.

Irkçılığın hayat bulmaması için bunun yoluda ülkede var olan tüm inançlara, kültürlere, etnik farklılıklara saygıdan, onlara eşit muamele ve haklar vermeden geçiyor.

Irkçılık neden yükseliyor?

Elbette bunun birçok sosyal, psikolojik ve ekonomik nedeni var.

Irkçılık sağ, gerici iktidarların azınlıkta olan insanları düşman göstermesi, ötekileştirilmesi onlar üzerinden çirkince siyaset yapmasından da kaynaklanmaktadır.

Yine Batıda’da halkın göçmenlere karşı kışkırtılmasından ve o gerici, sağcı halkın bu bölümünün var olan refahı kültürlerine yabancı göçmenlerle paylaşmak istemeyişinden kaynaklanıyor.

Bunlara ek olarak burada Müslüman toplumun nüfusunun çoğalması, yerlilerle aradaki farkın daha belirgin olarak ortaya çıkması, bir kısım küçük göçmen gruplarının buralara ‘’ayak uyduramaması’’, kuralları sürekli çiğnemeside ırkçılığı körülklemektedir.

Almanya’ da ırkçılık var mı? evet var. Ama bununla büyük bir mücadele de var.

Ayrıca örneğin burada işsiz Almanların bir kesimi iş piyasasında kendilerinin çalışmadığı sektörlerde, en ağır koşullarda çalışan çalışkan göçmenleri kendilerine rakip gördükleri içinde günah keçisi olan yabancılara sözlü ve fiziki saldırarak düşmanlıklarını gösteriyorlar.

Oysaki Almanya’da insanların hoşgörü içinde birlikte yaşamaları için Irkçılık ve ayrımcılıkla mücadeleye yönelik kurumlar, vakıflar var .

Ve devlet gerçekten yüzlerce Uyum, istihdam, meslek öğrenme projesine destek veriyor.

Bugün Almanya’nın bir çok şehrinin okullarında ‘’Irkçılığın olmadığı, cesur okullar’’ yazılı asılı tabelalar görebilirsiniz.

Onca bu Irkçılığa, antisemitizme karşı resmi ve sivil inisiyatifler olmasına rağmen ama yinede bu ırkçılık geriletilemiyor.

Irkçı AfD’nin ( Almanya için Alternatif ) bugün 700 küsürlü Federal Meclis'te 90'nın üzerinde Milletvekili bulunuyor. Buda Almanya’daki durumu anlatıyor.

2000'li yıllardaki 11 kişiyi katleden Neo Nazi terörü, NSU‘nun eylemleri unutulur mu hiç?

Irkçılık konusu okullarda derslere girmeli

Bence Irkçılıkla mücadele Almanya’da, Türkiye’de ve tüm dünyada eğitim müfredatına girmeli, çocuklara yaşadıkları toplumların çok dilli, çok kültürlü, mezhepli, inançlı olduğu söylenmeli, öğretilmelidir.

Çünkü Kültürleri inkar ve imha çağa uymamakta ve yanında sosyal patlamaları birlikte getirmektedir.

Irkçıların dünya çapındaki ağlarına karşın tüm AB ülkeleri ve Türkiye'deki kurumlarda ırkçılığa karşı projeler geliştirip ortak hareket etmelidirler.

Irkçılığı çözecek olan sol, sosyalist yada sosyal demokrat iktidarlardır. Çünkü Irkçı sağcı hükümetler ve onların politikaları bu sorunun en önemli bir parçasıdırlar.

Nerede ırkçılık, ayrımcılık, dışlama, hor görme varsa orada ırkçılığa karşı mücadele etmek artık en kutsal bir insanlık görevidir.

Dil, din, ırk, renk, cinsiyet ayrımı yapanlara bin kez lanet olsun

Minneapolis her yerdedir.

Bu köşe yazımı George Floyd ve ırkçıların katletiği tüm diğer insanların anısına ünlü Kanadalı Yazar-Gazeteci Pierre Berton’un ‘’ Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve onların yerini , milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk ayrıcalığı gözetmeyen yeni bir uyum ve işbirliği çağı alacaktır ’‘ sözleriyle noktalıyorum.

Aşk ile..