Önümüzdeki 10 yıl içinde Dünya dengeleri belirgin bir yörüngeye girecek ve tarihin akışı o yöne doğru olacak gibi görünüyor.

Çin halen orak çekiçli kızıl yıldızlı bayrağı taşıyor. Çin'de iktidarın mutlak sahibi Komünist Partisi. Uyguladığı ekonomi politikası piyasa ekonomisi ama parti kontrolünde, kontrollü sınırlı serbest piyasa ekonomisi. Kuzey Kore'nin eski komünizmini tam desteklediğine göre, Çin komünist Partisi temel çizgisini koruyor demektir.

Rusya ise, Çin ile aynı siyasi ve ekonomik hatta buluştular. Putin komünist istihbaratın başında bulunmuş bir eski komünist. Ukrayna krizinde Ukrayna'lı komünistler Putin'den yana tavır alıyorlar. Özgürlük sloganı atanlar Nazi sembolü taşıyor. Yani eski Sovyet rejimi tıkandığı yerden patlayınca özgürlükler nispi düzeyde artırıldı, Dünya ekonomisiyle uyumlu hale getirildi, şimdi, dikkatlice, kırıp dökmeden, soğuk savaş dönemindeki gibi tüm enerjiyi savaşa ayırmak zorunda kalmadan emperyalist-kapitalist sistemin karşısında yeniden bir güç olarak doğrulacaklar gibi görünüyor. Orta Asya ülkeleri, yani Kazakistan, Türkmenistan gibi Türki devletler ve Moğolistan ile birlikte Rusya-Çin bloğuna ilaveten Brezilya, Hindistan, İran ile oluşturulan ekonomik blok, yeni dönemin kutbunu oluşturacak.

Suriye iç savaşı tarihin dönüşümüne sahne oldu, oluyor. Savaşın kurucusu ABD, AB, NATO ve İsrail olduğu açığa çıktı. Amaçları da belli oldu, Ortadoğu'da haritaları yeniden çizmek, 1. Dünya savaşında çizilen paylaşım alanlarına İsrail'i de dahil ederek yeniden elden geçirmek. Bu gerçeği en kör göz bile gördü artık. Bu gerçeği gördüğü ve ayak sürüdüğü için Tayyip alaşağı edilmek istendi. Tayyip kendini iktidar eden BOP projesinin Türkiye ayağı olan Fetö'yü kesmekle kendi bindiği dalı kesmiş oldu. Amerika ve NATO da Tayyibi devirememekle kendi iktidarlarını yitirmiş olduklarını farkettiler. 

Bu dövüş devam edecek.

Tayyibin üzerinde durduğu son dal, tarikatlar, tarikatların Amerikancı, bilhassa İngiliz bağları çok eskilere 1700'lere dayanıyor. Bir zamanlar Amerika'nın komünizme karşı mücadele dernekleriyle başlattığı anti-Sovyetçi milliyetçi blok Türkçü İslamcı diye bölünüyor ve şimdi Amerika karşıtlığına evriliyor. Milliyetçilerin kutup gibi izledikleri Türki devletler Rusya ile müttefik, hatta kanka, hatta az biraz komünist bile, birçok ülkede Lenin heykelleri halen ayakta. İdealist ülkücü kitle için Türki devletlerin hangi rejimle yönetildiği çok önemli değil, komünist de olabilirler, hatta komünizm Başbuğluk (ilkel komünal) anlayışına bile daha uygun. Bu nedenle ülkücüler, halen sosyalist olduklarını iddia eden ulusalcılarla yakınlaşıyor ve tarikatların Amerikancı Arap islamıyla hızla kopuşuyorlar.

Devletin derinlerinde milliyetçi dinci çatışması şiddetleniyor. Suriye müdahalesiyle Amerika Rusya kamplaşması netleşiyor. Türkiye derin devleti bu kutuplaşmada çatışıyor ve Rusya Suriye kutbu giderek güç kazanıyor, Amerikancı tarikatçılar güç kaybediyorlar.

Time, Spiegel gibi Avrupa gazetelerinin Türkiye'de demokrasi velvelesi kuyruklarının tutuştuğunu gösteriyor. İlginç olansa, Ülkücüler ulusalcı sosyalistlerle anti Amerikan cephede Çin-Rus komünist yörüngeye yaklaşıyorlarken, geleneksel solcu komünistlerin bir kısmının, tarikatların güdümündeki Kürt hareketinin kuyruğunda Amerika - İsrail eksenine kayıyor oluşları.

Tarihin-feleğin çarkını dışardan izlemek çok ilginç. Dışardan bakabilmek için sahnenin dışına çıkmak gerekiyor.