Olgunluk, mütevazilik ve sivil toplum anlayışıyla hareket edilirse, birliktelik konusunda başarılı olunur.

Almanya'nın tüm ücra köşelerinde bile Türklerin ve Kürtlerin kurduğu dernekler var. Aynı zamanda derneklerüstü ise çok sayıda federasyon mevcut.

Bu örgütler ve federasyonlar, kendi aralarında, Almanya'dan kaynaklanan ortak sorunlar üzerinde hiçbir zaman bir araya gelemiyor.

Bundan dolayı Almanya'da kiliselerin ve şahısların kurdukları kuruluşlar, kendilerini göçmenlerin sorunları ile ilgili yetkin ve bilirkişi olarak görüyor.

Bu örgütler ve kuruluşlar, eyalet ve federal düzeyde finanse ediliyor.

Ayrıca bu gruplar, göçmenler ile ilgili pek çok konuda Alman kamuoyu tarafından da yetkinmiş gibi bilinir.

Bunlar, göçmenlerin sorunlarıyla ilgili kendi anlayışları ve dünya görüşleri doğrultusunda çözüm önerilerinde bulunurlar. Bu konularda proje üretirler ve çok sayıda göçmene hitap ettiklerini öne sürerek istatistiklerle çok iyi oynarlar.

Tüm bunların yanısıra göçmenlere danışmanlık yaptıklarını bile lanse ederler.

Bu kuruluşlar ve 'Sözde' göçmen uzmanı kişiler kamuoyunda ve politikacılar nezdinde büyük ilgi görürler. Göçmen dernekleri ve federasyonların bazıları ise proje bazında devamlı finanse edilir.

Çoğu dernek ve federasyon, Avrupa'da Türkiye politikası yürüttüğü için göçmen sorunu ile pek ilgilenmez.

Göçmen azınlığın, Avrupa toplumlarından kaynaklı sorunların çözümü için uğraşmadıkları için de birlikte hareket edemezler.

Bazı dernek ve fedrerasyonlar, AKP ve MHP dikta rejminin Avrupa uzantısı gibi hareket eder. Avrupa'daki politik durumu analiz etmezler, bu toplumlardan kaynaklanan sorunlar üzerine kafa yormazlar. Gövdeleri ile Avrupa'da yaşamalarına rağmen düşünceleri ile Türkiye'de yaşarlar.

Göçmenlerin yaşamış oldukları toplumlardan kaynaklanan sorunlarına kafa yorsalar ve sorunun neler olduğunu bilseler, birlikte çözüm arayabileceklerini düşünüyorum.

Alman ve Avrupa kamuoyu ise, Türkiye'deki sorunlarda bunları ciddiye almadığı gibi yine Alman ve bazı köşe başını tutmuş şahısları genelde ciddiye alır.

3 milyon Türk ve Kürdün yaşadığı Almanya'da, bu ülkenin ekonomisine de büyük katkıları oluyor. Almanya ve Avrupa'da çok sayıda Türk ve Kürt kökenli işveren var. Bunların Avrupa ekonomisine büyük katkıları olmasına rağmen politik lobileri yok.

Bu acı gerçeği bugün bu yazımda dile getirmek istedim.

Bu yazımın çok sayıda örgütün ve federasyonun hoşuna gitmeyeceğini biliyorum ama ben yinede onları, göçmenlerin sorunlarını sahiplenmeleri için özeleştiri yapmaya çağırıyorum.

Göçmenlerin bu toplumdan kaynaklanan sorunlarına sahip çıkmayan örgüt ve federasyonların ömrünün uzun olmayacağının altını çizerek ifade etmek isterim.