Mesele insan hakları değil, mesele devlet çıkarlarıdır.

Savaşların sonlandırılmadığı bir dünyada, sığınma hakkı insani bir haktır.

Bu insanları yaşadıkları ülkelerde bombalayan kim?

Tarumar edilen yaşam alanlarından kaçıp Avrupa sınırlarına dayandıklarında, bu insanlara gaz bombaları atan, tazyikli su sıkan kim?

Uluslararası mülteci anlaşmalarının düzenlenmesinin ardından bırakalım savaşların durdurulmasını, daha da şiddetli bir şekilde sürdürülmesiyle birlikte; belirlenen mülteci kamplarındaki göçmen sayısı da tırmandıkça tırmandı. Yunanistan Adaları ya da Türkiye’de belirlenen kamp bölgeleri patladı!

Dün Almanya’da yapılan, belirsiz açıklamalarla nihayetlendirilen “Entegrasyon Konferansı”na Pro Asyl bir önerge sundu. Bu önergenin içeriği; 2015 yılından itibaren Almanya’da iltica eden yaklaşık 1.8 milyon göçmenin istihdamının, Almanya ekonomisine hiçbir zarar getirmediği yönlü istatistiki verilerden oluştu. Ve bu önerge; savaş mağdurlarına kapısını açmanın Almanya’ya hiçbir ekonomik zarar vermediğinin, bizzat Göçmenler Bakanlığı’nın resmi belgeleriyle ispatlanışıydı. (Almanca bilmeyenler dahi Pro Asyl sayfasına bakarlarsa, bu sonuçları sayılardan dahi anlayabilirler).

Bu Entegrasyon Konferansı’nın basına sunduğu belirsiz sonuç bildirgesi ve göçmenlere karşı gerçekleştirilen saldırılar üzerine; yıllardır denizlerde boğulan-sağ kalan göçmenlerin sorunlarını dile getiren Seebrücke adlı kurum ve “kapitalizme-faşizme-ırkçılığa karşı birlik” çatısı altında bulunan tüm kurumlar Almanya çapında bir çağrı yaptı.

Bu çağrı üzerine bu gün Almanya’nın birçok şehrinde: “Avrupa sınırlarını açın! Sığınma insani bir haktır! Türkiye ile Avrupa arasında bir top oyunu haline getirilen göçmenlere uzanan elleri durdurun! Savaşları durdurun!” taleplerinin haykırıldığı gösteriler gerçekleştirildi. Bu gösterilerde yapılan basın açıklamalarında, dünyadaki savaşların nedenleri ve sonuçlarına değinilerek; “bu insanlık dışı çarklardan çıkılıp, elbette bir gün gerçek insanlık kazanacak” denildi.