Dün yaşadığımız ülke Almanya’nın başkenti Berlin’de bir Libya Konferansı Zirvesi düzenlendi.

Bu zirveye aralarında AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Cumhurbaşkanı Putin, Fransız Cumhurbaşkanı Macron ve ABD Dışişleri Bakanı Pompeo‘nun aralarında bulunduğu 11 ülkenin yöneticileri katıldı.

Toplantı sonrası açıklanan sonuç bildirgesinde Şansölye Merkel tarafların anlaştığını kamuoyuna duyurdu.

Bende bu zirveyi bir kaç gündür farklı farklı Alman ve Türkiye Medyası'ndan yakından izledim.

Libya‘da ateşkes ve silah ambargosuna uyulacağı konusunda tüm katılımcılar ve savaşan taraflar mutabakat sağlandı denildi.

BM Genel Sekreteri Portekizli diplomat Antonio Guterres de, tüm tarafların ateşkesi desteklemek konusunda taahhüd, söz verdiğini söyledi.

Bu hiçte büyük bir değişiklik değildir. Almanya'daki siyasi gözlemciler, önemli köşe yazarları Libya Konferansı'nda bölünmüş durumdalar.

Bir kısmı bu Libya Zirvesi'yle ilgili olarak ‚‘‘ Almanya yeniden dünya politik sahnesinde ‚‘‘ derken Zeit Online‘ de yorum yazan Andreas Backhaus ise Libya Konferansını ‚‘‘ Bir Alman beceriksizliği ‘‘ başlığıyla yorumladı.

Evet Almanya diğer aracı olan ülkelere göre 2011 den beri Libya'daki iç savaşta tarafsız kalmaya çalışmıştır. Ama yinde bir ikilem içerisindedir. Almanya ve Avrupa Birliği ‚‘‘ekonomik birer dev ama siyasi ‚ cücelerdir ‘‘. Bu nedenle Merkel'in partisinde bir AB Ordusu kurulması konusunda sesler çoğalmaya başladı.

Libya Konferansı'ndan üç gün önce Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas‘ın Libya‘ya gidip muhalif Komutan Kalifa Hafter‘ i zirveye katılmaya ikna etmesi güzel bir iştir. Ama yinede Sarraj ile Hafter aynı masaya oturmadılar.

Berlin zirvesinde alınan kararlar zaten daha önceki barış planlarında da vardı.

Silah ambargosuna uyulacak mı?. Dışardan müdahale duracak mı? . Hepsini birlikte göreceğiz.

Almanya 9 yıldır birbirleriyle savaşan, iç savaş yaşayan çok karmaşık bir krizi çözmek için arabulucu olup görevini yapmıştır. Her iç savaşta olduğu gibi Libya‘ da da çok kan dökülmektedir.

Ateşkes var ama hala Hafter güçleri en önemli petrol rafinerileri ve limanları fethetme için saldırılarına devam ediyorlar. Berlin zirvesinin amaci ateşkesi sağlamak, silah ambargosunun devamı ve dış güçlerin müdahalesini engellemekti.

Tabii ki daha sonrada orada iç savaştan kaçaların Libyalı savaş mültecilerinin deniz yoluyla Akdeniz üzerinden Avrupa’ ya , Almanya’ ya gelmelerini engellemekti.

Konferansa katılan ülkelerin hepsinin kendi çıkarları var. Libya'nın önemli petrol ve gaz rezervleri, Akdeniz'deki stratejik konumu hepsinin iştahını kabartıyor diye yazıyor buradaki Alman gazeteleri. Yani masadaki en son konu da orada çatışmalarda ölenler, insanlardır iddiası var burada.

Hafter’i destekleyenler ile Sarraj’ı destekleyen ülkelerin çıkarları çatışmaktadır ve mutlaka bir gün karşı karşıya geleceklerdir bu nedenle bu anlaşma pamuk ipliğine bağlı kalacaktır. Çünkü Hafter ile Sarraj Berlin’ de ne yan yana gelmişler nede ayn masada Libyayı tartışmışlardır.

Yani yine uzlaşma kültürünün bulunmadığı bir coğrafyada , bir İslam ülkesinde kan, gözyaşı, göçler devam edecek gibi görünüyor.