Sevgili okuyucular,

İdam cezaları orta çağ karanlığından kalan ve günümüzde yerkürede birçok ülkede muhaliflerini yok etmek için uygulanan bir ceza yöntemi olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda yerkürenin çeşitli ülkelerinde, devlet denen aygıtların, toplumu ‘izaya’ getirme yönetimi olarak, etkin bir biçimde kullanılmaktadır.

Geçtiğimiz günlerde, Mısır’da iktidarı darbe yaparak gasp eden, savunma bakanı Abdulfettah Sisi önderliğinde, generallerin denetimi altındaki mahkemeler tarafından, bir celsede 529 kişiye idam cezası verildi.

Mısır’da idam cezası alan, militanların, Müslüman Kardeşler Teşkilatı, İHVAN örgütüne mensup olsalar da ve bu örgütün insanlığa karşı işlediği suçlar kabarık ta olsa, asla idam cezasını hak ettikleri anlamına gelmemektedir.

Yaşam hakkı, tüm canlıların olduğu kadar, insanlar içinde kutsal ve vazgeçilmez bir haktır. Yaşam hakkı, diktatörlerin insafına bırakılacak kadar ucuz değildir.

İdam cezasını, cezai yaptırım olarak uygulayan sistemler, evrensel insan haklarına, evrensel hukuka, demokrasiye uygunluk arz etmeyen, ilkel ülkeler sınıfındandır.

Mısır’da iktidarı askeri darbe ile ele geçiren, savunma bakanı, Abdulfettah Sisi önderliğindeki askeri generaller çetesi, rakiplerini siyasal sahneden ekarte edebilmek için, idam cezalarını bir araç olarak kullanmaları, asla kabul edilmemelidir.

Mısır halkının iradesi, demokrasi bileşenlerinin iradesi, asla bu vb. faşist girişimlere geçit vermeyecektir.

Mısır ve Ortadoğu halkları bir gerçeği aleni olarak algılamaktadır. 

Kendine ‘Müslüman Kardeşler’ ismini takarak organize olan birçok Arap ülkesinde organize olanların, istisnalar dışında, faşist çetelerden oluştuğudur.

Ortadoğu halklarına kan kusturan bu organize çeteler, kendileri iktidar koltuğunu gasp ettiklerinde, halka olan düşmanlıklarını açıkça kusmaktan çekinmemektedirler. Mısır gerçeğinde de, yaşanıldığı gibi, Hüsnü Mübarek diktatörünün devrilmesi sonrası, iktidar koltuğuna oturan, Müslüman Kardeşler Teşkilatı IHVAN, Mısır halkına kan kusturmada, Hüsnü Mübarekten farklı davranmamıştır. Bu nedenledir ki, Mısır halkı, Müslüman Kardeşlerin zulmüne karşı, arzu etmezse de, Abdülfettah Sisi önderliğinde askeri darbeye, ‘razılık’ göstermişlerdir.

Askeri darbe sonucu iktidarı gasp eden, Mısır’ın yeni diktatörü, Mısır halkına yeniden, ‘kırk satır mı, kırk katır mı’ dayatmasını yaptığı, uluslar arası kamuoyunun bilgisi dâhilindedir.

Mısır’ın yeni faşist diktatörü, Abdülfettah Sisi’nin dayatması ile hukuk ve insan hakları ayaklar altına alınarak, muhaliflerine karşı, mahkemeler aracılığı ile yüzlerce insana İdam cezası verdirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez.

İHVAN üyelerinin suçları ne olursa, olsun, idam cezası ile cezalandırılmaları ve yaşamdan koparılmalarının önünün açılması asla tasvip edilemez.

Yerkürenin herhangi bir ülkesinde veya herhangi bir köşesinde, insan yaşamını ortadan kaldıran cezai tedbirleri şiddetle ret etmek, insani bir görevdir. Yaşam hakkı kutsaldır. Diktatörlerin keyfi davranışları ile herhangi bir nedenle, bu kutsal hak, oradan kaldırılamaz.

Mısır mahkemelerinin, İHVAN üyeleri hakkında verdiği idam cezası, şiddetle kınanmalıdır. Diktatörlerin, hangi nedenlerle olursa olsun, başkalarının yaşam hakkını elinden almasına karşı, gereken hassasiyet gösterilmelidir.

Bu nedenle, bende idamlara karşıyım! Yaşam hakkı kutsaldır. Hiç kimse, her hangi bir gerekçe göstererek, başkalarının yaşam hakkını elinden alamaz!

  Bir sonraki yazımda buluşmak üzere,

09 Nisan 2014  

Twitter: AliekberP

Facebook: aliekberpektas