Alexander Van der Bellen “tüm farklılıklarımızla barış içinde birlikte yaşamalıyız, göçmenler de mülteciler de bu barışın içindedir. Nazilere karşı oylarınıza ihtiyacım var” diyerek oy istedi.

Avusturya'nın Cumhurbaşkanı seçimlerini ikinci kez Alexander van der Bellen  kazandı.

Yeşiller Partisi'nin adayı Van der Bellen'i kazandıran en büyük başarı kadınların  yüzde 63 desteği ve tabi kii  hedef için ortaklaşan dayanışma kültürüydü.  

Van der Bellen, Seçim çalışmasında Avrupa birliğinde kalmayı sürekli dile getirdi. 

Van der Bellen'i destekleyenler arasında Sosyal Demokrat Viyana Belediye Başkanı Michael Heupl (SPÖ) vardı. 2.11. 2016'da yaptığı basın açıklamasında şu konulara değindi.

Aşırı sağcı Norbert Hofer, FPÖ'ün ideolojisine sahiptir. Burda onun yabancı düşmanı yüzünü gördük. Ben size diyorum ki, Bu bizim ideolojimiz olmaz. Bu bizim hayatımız değil ve bizim geleceğimiz de değil. Bunlar İnsanlara karşı kötü yüzünü gösterdi. İnsanlığa layık olmayan yüzünü gördük.

Bunlar modern topluma karşılar ve modern demokrasiye karşı yüzlerini gördük.

Bu seçim iki millet arasında değil, bu seçim demokrasiyi ayakta tutma savaşıdır. Bunlardan dolayı Van der Bellen'in bizim desteğimize ihtiyacı var. Bellen, insanlığın ve beraberliğin yanında duruyor. Ve bu toplumun beraberliği için önemlidir. Toplumu ayırmayalım. Toplumu birbirine düşürmeyelim. İnsanlığı birliğe getirelim tüm gücümüzle” diyen açıklaması ile büyük bir destek sundu.

Dolayısıyla sosyal demokrat belediye başkanın geniş kitlelerin desteğini katmak için yaptığı açıklamanın etkisi büyük oldu. Van der Bellen'in oylarını yükseltti. FPÖ'ün belediye başkanlığını kazandığı bölgelerde bile çok olumlu etkisini gösterdi. Van der Bellen Viyana'yı böyle kazandı.

Mayıs ayı seçiminde katılım oranı %72.7 iken 4 Aralık'da %74.5 oldu.

Avusturya Cumhurbaşakanı seçimin bir başka önemi , Avrupa ülkelerinde ki imajı açısından çok önem taşıyordu. Avusturyalı Aşırı sağcıların cumhurbaşkanlığını kazanması demek, diğer Avrupa ülkelerinde ki aşırı sağcılara büyük moral ve güç vermesi demekti. Faşizmin ayak seslerinin güçlenmesi olacaktı. Avrupa da aşırı sağcıların moralini bozan ve yenilgisini hazırlayan bir seçim başarısı oldu Avusturya da.

FPÖ'nün adayını destekleyenler;

Avusturyalı neo naziler, sağcı popülist  politikacılar, aşırı sağcılar, yabancı düşmanları  (Avusturya vatandaşı olan aşırı sağcı ve dinciTürkler arasında da FPÖ'ye oy verenler vardı. Hemde açık açık propaganda yapıyorlardı) oylarını Norbert Hofer'e verdiler. FPÖ vatan bağlılığını öne çıkaran, milliyetçi, aşırı sağcı ırkçı bir partidir. 

Aşırı sağcı Norbert Hofer'in seçim çalısmasında popülizm ve ırkçılık vardı;

Kendini pirimitiv basit insanlara pazarladı. Çok duygusal göstermeye çalıştı. Her şeye karşı üzülen, her şeyi kendine dert edinen bir tavır sergiledi.

Geçmişi ile yüzleşmekten kaçındı. Gençliğinde neo nazi bir grupla çalışmasını soran gazetecilere “siz oralarda mı kaldınız” diye cevapladı.

Basit ve düşük dereceli diploması olanların desteğinden çok emindi. Doğu bloku ülkeleriyle görüşmelerini çok sık dile getirdi.

Kendini köylü gibi gösterdi, aynı zamanda Hofburg'da oturmayı evini oraya taşımak istedi.

Slovakya, Polonya, Macaristan vb ülkelerle ki aşırı sağcılarla görüşmesi halk da tepki çekti. Popülist davranışlarla dikkatleri üzerine çekmek istedi. FPÖ'ün Ocak ayında Avrupa Birliği üzerine halk oylamasını desteklediğini seçimlerde dile getirdi. Avusturya, Avrupa birliğinde Kalsın mı kalmasın mı oylaması için 4 aralık seçiminde ise "AB'de çıkmak istemiyorum" dedi. Halk bunu iki yüzlülük olarak değerlendirdi.

Aşırı sağcı Hofer, Alexander van der Bellen'i ajan ve komünist diye suçladı. (Aşırı sağcı ve dinci Türkler Van der Bellen'e Kürdlerin destekcisi diye kötülüyorlardı. Van der Bellen'e oy vermeyin çağrısı yaptı. Bazı primatlar da seçim pusulalarına R.T. Erdoğan yazıp ve işaretleyip oy kullanandı.)

Halk arasında ayrımcı davranışlarla kin ve nefreti geliştirdi. Mültecilere ve göçmenlere karşı propaganda yaptı.

FPÖ'lü Norbert Hofer'i seçenler, yabancı düşmanları, aşırı sağcılar, sağ popülist hareketler, düşük dereceli primatlar, geleceklerinden daha çok endişe edenler. İşini kaybetmekten korkanlar protesto oyu olarak verdiler. FPÖ hiç bir alanda çözüm sunmadığı gibi insanları birbirine kışkırtıyor. FPÖ, işsizlikten, göçmenlerin varlığından ve mülteci sorunlarından faydalanmaktadır. Özellikle yabancıların yaptıkları olumsuzluklar da her şeyin tuzu biberi olmaktadır. Hofer'i seçen insanların büyük bir kısmı faşist, neo nazi değiller sadece kendi işlerinden ve çocuklarının geleceklerinden korku ve endişeleri var.

Aşırı sağın bu kadar güçlenmesinin nedenlerini, sistemin ana partilerini geride bırakmasının kendi başına tartışılıp, sorgulanması gerekiyor. Bu seçim de kıl payıyla da olsa kazanılan bir başarı var. Bu başarıya ihtiyacımız vardı. Aşırı sağa karşı gelmenin temel başarısı dayanışma kültürü ile oldu.

Cumhurbaşkanlığı seçimi sona erdi ve ve ikinci defa seçilen Alexander van der Bellen Avusturya'nın Cumhurbaşakanı oldu.

Van der Bellen ”seçime gidip, bana güvenip ve beni seçtiğiniz için hepinize teşekkür ederim. Avusturya kazandı”dedi.